Tecavüz iftirası kurbanının mezarında, Anneler Günü acısı
Adana'da, F.N.B.'ye (15) tecavüz ettiği iddasıyla kızın babası tarafından öldürülen Muhammet Reşit Yıldırım'ın (17) annesi Fatma Yıldırım (38), Anneler Günü'nde oğlunun mezarı başında gözyaşı döktü. Oğluna iftira atan F.N.B.'nin tahliye edildiği hatırlatan Fatma Yıldırım, "Bize bu acıyı yaşatanları Allah'a havale ediyorum" dedi.
Abone olOlay, geçen 14 Ağustos'ta merkez Yüreğir ilçesi Yavuzlar
Mahallesi Kışla Caddesi'nde meydana geldi. Bir elektronik
firmasında çalışan Muhammet Reşit Yıldırım, işyerinin kamyonetine
binerken Emrah B.'nin tabancalı saldırısına uğradı. Vücuduna isabet
eden 4 kurşunla yaralanan Muhammet Reşit Yıldırım, kaldırıldığı
hastanede yapılan tüm müdahaleye karşın kurtarılamadı. Emrah
B. ise kaçmaya çalışırken polis tarafından suç aleti
tabanca ile yakalandı. Güvenlik kamerasına yansıyan olayın ardından
gözaltına alınan Emrah B., Yıldırım'ı kızına tecavüz ettiği
için öldürdüğünü söyledi. Emrah B. tutuklanırken, kızı F.N.B.
ise psikolojisi bozulduğu gerekçesiyle Adana Dr. Ekrem Tok Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördü.
DNA RAPORU ÇIKTI
Sanık Emrah B.'nin Adana 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargılandığı davada, F.N.B., Yıldırım ile bir yıl boyunca sosyal
medya üzerinden görüştüklerini söyledi. F.N.B., Muhammet Reşit
Yıldırım'ın kendisini teyzesiyle tanıştıracağını söyleyerek bir eve
götürdüğünü, burada cinsel saldırıya uğradığını ve hamile
kalmasının ardından durumu annesinin fark ettiğini, kürtaj olduğunu
anlattı. Mahkeme heyeti, öldürülen Yıldırım ile ceninden alınan
örneklerin karşılaştırılarak bebeğin babası olup olmadığının
belirlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Alınan örnekler, Adana Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü'ne
gönderildi. Yapılan incelemenin ardından raporda, 'Maktul Muhammet
Reşit Yıldırım'dan alınan örnekler ve F.N.B.'ye ait olan cenindeki
doku örneklerinde baba-çocuk ilişkisi bakımından uyum
bulunmamaktadır' denildi.
MAHKEMEDE İTİRAF ETTİ
21 Mart'ta görülen duruşmasının son celsesinde F.N.B., kürtajla
alınan bebeğin babasının Muhammet Reşit Yıldırım olmadığını
söyledi. Babasının yengesinin yeğeni M.Ç. tarafından hamile
bırakıldığını ileri süren F.N.B., "Öldürülen Muhammet ile cinsel
ilişkiye de girmedim" dedi. Mahkeme başkanının, "Daha önce bunları
neden söylemedin?" sorusu üzerine F.N.B, "Babamdan korktuğumdan
dolayı söylemedim. M.Ç.'ye bir şey olur, babam bir şey yapar diye
korktum. O yüzden Muhammet Reşit'in ismini vermek zorunda kaldım.
Onunla 3 ay arkadaşlığımız oldu. Özür dilerim, pişmanım" dedi.
Tekrar söz verilen sanık Emrah B. ise "Bir insanın kızı ve eşi
bunu yaparsa ben ne yapayım? Yaptığımdan pişmanım, özür dilerim.
Kızıma 10 defa sordum. Bana her defasında Muhammet Reşit'in ismini
verdi. Ben neden suçsuz bir insana bunu yapayım?" dedi.
Emrah B.'yi, 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu
hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, cinayetin kız tarafından
söylenen yalan üzerine tahrik altında işlendiği gerekçesiyle cezayı
23 yıla düşürdü. Tutukluluk halinin devamına karar verilen Emrah
B., 'ruhsatsız silah taşımak' suçundan da 2 yıl hapis cezası
aldı.
İFTİRA SUÇUNDAN CEZA ALDI, TAHLİYE EDİLDİ
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında
Hatay'da koruma altında bulunan F.N.B., 'iftira' suçundan gözaltına
alındıktan sonra tutuklandı. Mahkeme, F.B.N'yi iftira suçundan önce
4 yıl hapis cezasına mahkum etti. Yaşının küçük olması
nedeniyle cezası 2 yıl 8 aya indirilip, tahliye edildi.
OĞLUNUN MEZARINI ZİYARET ETTİ
Demans hastası anne Fatma Yıldırım ise oğlunu kaybettikten sonra
durumu kötüleşti. Beyninde küçülme olan Yıldırım'ın, stresin
etkisiyle hastalığı ilerledi. Oğlundan ayrı ilk Anneler Günü'nde
mezarlığı ziyaret eden Yıldırım, burada gözyaşlarına boğuldu.
Hastalığı nedeniyle ayakta durmakta zorlanan Fatma Yıldırım,
"Bana bu anneler Günü'nde bu acıyı yaşattılar, oğlum toprağa girdi,
ben üzüntüden hastalığın pençesine düştüm. Bize bu acıyı
yaşatanları Allah'a havale ediyorum" dedi.
Baba Ali Yıldırım ise "Eşimin geldiği durum ortada, bizi
yaktılar. Eşimin ayakta duracak hali yok, çocuğunu mezarlıkla
görmesini istedim. Annesine hediye vermesi gereken bir çocuğumuz
varken, şimdi toprağın altında. Burada dua okuyoruz, yapacak başka
bir şeyimiz yok" diye konuştu.