Metin Feyzioğlu: Irak tecrübesi nedeniyle endişeliyiz
TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye'ye düzenlediği saldırıyla ilgili olarak, ‘Irak’ın nükleer silah tesisleri var’ iddiasıyla vurulduğunu, ardından ise iddiaların gerçek olmadığını hatırlattı. Suriye’nin de aynı iddialar ile vurulması nedeniyle endişeli olduklarını belirten Prof. Dr. Feyzioğlu, “Önümüzde bir Irak tecrübesi var. Bugün yine Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddiası var. Ancak Almanya bunu reddediyor. İngiltere, ‘Tereddütlüyüm bundan’ diyor. Dolayısıyla, ispatlanmadan bunun tehlikeli bir girişim olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Abone olBalıkesir'in Edremit ilçesinde, ‘Ege-Marmara Genişletilmiş Bölge
Başkanları Toplantısı’ düzenlendi. Toplantıya, TBB Başkanı
Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da katıldı. Toplantı öncesinde ABD,
İngiltere ve Fransa tarafından Suriye'nin vurulmasını değerlendiren
Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, endişeli olduklarını belirtti. Prof. Dr.
Feyzioğlu, “Neden endişeliyiz. Çünkü önümüzde bir Irak tecrübesi
var. ‘Irak'ta malum nükleer silah tesisleri var’ gerekçesiyle ABD
öncülüğünde Irak işgal edilmişti ve olmadığı çıktı. Bizzat
İngiltere Başbakanı bunu daha sonra itiraf etti. Bugün yine
Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı iddiası var. Ancak Almanya
bunu reddediyor. İngiltere, ‘Tereddütlüyüm bundan’ diyor.
Dolayısıyla, ispatlanmadan bunun tehlikeli bir girişim olduğunu
düşünüyoruz" dedi.
'ORTAK AKIL ÜRETİLMELİ'
Türkiye'nin zor bir durumda olduğunu belirten Prof. Dr. Metin
Feyzioğlu, ortak akıl üretilerek bu sıkıntıların aşılabileceğini
söyledi. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu değerlendiren Prof.
Dr. Feyzioğlu, “Geçen hafta Suriye tek parça kalsın’ diyor. Ama
Suriye'yi parçalamak isteyen ABD öncülüğündeki koalisyonun Esad'ı
devirme girişimine yeşil ışık yakıyor. Ne kadar güzel diyor. Öbür
tarafta Afrin'de bekamız açısından son derece önemli bir harekatın
içerisinde. Ama Esad'ı hamisi olan Rusya'nın yeşil ışık yakmasıyla
son derece sıkıntılı bir durum. Dolayısıyla bizim bu sıkıntıdan
çıkmamızın yolu da ortak aklı üretmek olduğunu lütfen unutmayalım.
Ortak akıl da sadece hukukun üstün olduğu demokrasilerde
sağlanabilir. Biz, baroların da görevi bunu tesis etmektir” diye
konuştu.
'CÜPPE GİYMİŞ TERÖRİST'
Türkiye de yapılan anketlerde yargıya güvenin yüzde 20 civarında
olduğunu ifade eden Prof. Dr. Feyzioğlu, bu durumunda devam etmesi
halinde Türkiye'nin milli birlik ve beraberliğin sürdürmesinin de
zor ve sıkıntılı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Feyzioğlu, şöyle
konuştu:
"Çünkü 80 milyon vatandaşımızı kucaklaştıracak tek payda
vardır; hukuk paydasıdır, hukukun üstünlüğü paydasıdır. Biz
bugünü eleştirdiğimizde sanmayın ki dünü met ediyoruz. Çünkü dünden
en büyük şikayeti olan ve dünün Gülen Cemaati tarafından işgal
edilmiş yargısına karşı en büyük mücadeleyi veren bizleriz zaten.
Dolayısıyla bugüne yönelik eleştirilerimiz dünü haklı çıkarmak ya
da dün insanlarımıza eziyet edenleri kahramanlaştırmak adına
değildir. Biz onların ne kadar hain olduklarını, ajan olduklarını
ve cüppe giymiş terörist olduklarını zaten herkesten önce görmüş ve
zindanların kapılarını yıkmak üzere Silivri'ye dayanmış kişileriz.
Ama bugünün yanlışlıklarını söylemezsek de vatandaşlarımıza,
mesleğimize, ülkemize haksızlık etmiş oluruz. Düzelecek midir
bunlar? Tabi ki düzelecektir. Çünkü Türkiye'nin on binlerce
namuslu, çalışkan, fedakar avukatı vardır. On binlerce bu nitelikte
hakim ve savcısı vardır. İhtiyacımız olan düzgün güvenilir bir
sistemi kurmaktır.”
‘HUKUK DEVLETİNİN SORUNLARI VAR’
Hiçbir zaman Türkiye Barolar Birliği'nde siyasi particilik
yapmadıklarını kaydeden Prof. Dr. Feyzioğlu, buna da izin
vermediklerini ve vermeyeceklerini ifade ederek sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Bu çerçevede hukukun üstünlüğünün tesisinin bizim sorunumuz
olmadığını söyleyenlerin siyasi particilik yapmasına da izin
vermeyiz. Bu da bizim meselemizdir. ‘Çünkü bu sizin meseleniz
değil’ diyenler siyasetin hukuka tahakkümünü meşrulaştırmak
isteyenlerdir. Hukuk devletinin sorunları var. Hem de büyük
sorunları var. Her düzende yargılayan birileri vardır. Her düzende
suçlayan birileri vardır. Ancak hukukun üstün olduğu devletlerde
bağımsız etkin savunma mesleği vardır. Avukatlık vardır. Avukatlar
için hukukun üstünlüğü, demokrasi hava gibidir, su gibidir. Olmazsa
olmaz. Şu halde demokrasinin eksiksiz işlemesi, hukukun
üstünlüğünün eksiksiz tesis edilmesi bizim mesleki en temel
sorunumuzdur. Bunun bir mesleki sorun olmadığını söylemek doğrudan
doğruya bir siyasi parti yaklaşımıdır.”