Ali Bulaç 2 kez Adnan Oktar ile görüşmüş! Görüşmede kimler vardı?
FETÖ'den 22 ay hapis yatan Ali Bulaç, Adnan Oktar ile olan görüşmelerine ilişkin açıklama yaptı. Adnan Oktar ile 2 kez görüştüğünü açıklayan Ali Bulaç, detayları da verdi. İkinci görüşmede Türkiye'nin tanınmış profesörleri de varmış.
Abone olFETÖ davasında 8 yıl 9 ay hapis cezası alan Zaman gazetesinin eski yazarı Ali Bulaç, Adnan Oktar ile görüşmesinin detaylarını ilk kez anlattı. 2 kez yüzyüze Adnan Oktar ile evinde biraraya gelen Ali Bulaç, Türkiye'nin tanıdığı ünlü profesörlerin de o görüşmede olduğunu iddia etti.
Görüşmede Adnan Oktar, Ali Bulaç'a Mehdilik mevzusunu açıp 'Soranlara İsa olmadığımı söylüyorum, bu sefer Mehdi'sin diyorlar, şimdi onlara değilim desem bu sefer büsbütün moralleri bozulacak, mehdi değilim ama böyle bir durum da var' demiş.
İşte Ali Bulaç'ın Adnan Oktar ile yaptığı görüşmelere ilişkin yaptığı açıklamadaki çarpıcı detaylar:
'-Adnan Oktar'ı bir kere görmüşlüğüm, iki kere görüşmüşlüğüm var. 1983 yılında Diyanet'in Kitap Fuarında birkaç arkadaşıyla fuara gelmişti. Bir arkadaşım 'Bak, Adnan Hoca da fuarı ziyaret ediyor' deyince uzaktan baktım, ilk defa orada gördüm. Ama tanışmadık.
Adnan Oktar mensupları ziyaret etmiş...
- Hafızam beni yanıltmıyorsa 1990'ların
ortalarında Kanal 6 Adnan Oktar ve ekibiyle ilgili karalayıcı bir
program yapıyordu. Benden de görüş almak istediler, ben kabul
etmedim. Oktarcılar bunu öğrenince beni arayıp teşekkür ettiler.
Sonradan öğrendiğime göre benim hazırladığım "Kur'an-ı
Kerim Meali"mi esas almaya başlamışlar. Ara sıra bu gruba
mensup kimi gençler beni ziyaret edip meal hakkında sorular
soruyor, hatta bazı fiilleri değiştirmeyi öneriyorlardı. Mesela
"geliverdi" gibi olanları "geldi" yapmak gibi.
Adnan Oktar ile ilk görüşme...
-Bu gençler, aylar sonra da Adnan Oktar'ın benimle
tanışmak istediğini söyleyip beni Çengelköy'deki köşke
davet ettiler. Oktar'la bu görüşmede Nüzul-u İsa ve Mehdi'nin
zuhuru konularını konuştuk. Bu konuda görüşlerimi sordu, ben de
görüşlerimi aktardım; kendisine bu konulardan uzak
durmasını söyledim.
İkinci görüşmede ünlü profesörler vardı
-İkinci görüşme zannedersem bir sene sonra yine aynı yerde oldu,
benden başka 7-8 davetli daha vardı,
içlerinde Türkiye'nin tanınmış profesörleri de
bulunuyordu.
-Oktar, bize Türk-İslam Birliği hakkında ne düşündüğümüzü sordu. Herkes görüşünü anlattı, ben de "Türk-İslam Birliği" yerine "İttihad-ı Anasır-ı İslam" fikri ve idealinin daha doğru olduğunu, çünkü "Türk-İslam Birliği" başlığı "Arap-İslam Birliği" seçeneğini gönderme getireceğini anlatmaya çalıştım. Davetlilerin tamamı ve Adnan Oktar bu görüşümü paylaşmadılar.
Adnan Oktar'ın benimle görüşme sebebi...
-Her iki görüşme de 2000'li yıllardan önce idi. Bu görüşmelerde ne
Fethullah Gülen ismi geçti ne cemaatle şu veya bu düzeyde bir
bağlantı. Yanılmıyorsam Adnan Oktar'ın benimle görüşmek istemesinin
sebebi o sırada hatırlanacağı üzere benim 12 Eylül 1980'de
Kartal-Maltepe Cezaevi'nde beraber yattığım hapishane arkadaşım
Edip Yüksel ile süren sıkı tartışmaları, aylarca, yıllarca süren
polemikleriydi. Sanıyorum kendi tezleri lehinde benden destek
bekliyordu.
Adnan Oktar ile Mehdilik konuşması
-İlk görüşmede kendisi "Ben İsa değilim, çünkü İsa kendi
suretinde inecek, bunu biliyorum" dedi. "Ben de
aman Hoca bu işten uzak dur" deyince şöyle bir argüman öne
sürdü:
-"Soranlara İsa olmadığımı söylüyorum, bu sefer Mehdi'sin
diyorlar, şimdi onlara değilim desem bu sefer büsbütün moralleri
bozulacak, mehdi değilim ama böyle bir durum da var" Ben
yine mehdilik iddiasından da uzak durmasını, tam bu sırada
Türkiye'de beş mehdinin zuhur ettiğini söyledim.
Kediciklerle olan televizyon programı
-2000'lerde televizyon kanalları oldu, beni birkaç kez programa
davet ettiler, katılmadım. Televizyon ekranında o gencecik kızların
bedenlerinin bu şekilde teşhir edilmesi safiyane İslami hassasiyeti
olan herkeste olduğu gibi bende de büyük bir infiale yol
açıyordu.
Her sene iftara davet etmişler
-Hemen her sene Çırağan Sarayı'ndaki iftara davet ederlerdi,
ikisine katıldım. Ancak her ikisinde de Adnan
Oktar yoktu. Benim Adnan Oktar ve yakın çevresiyle tanışmam,
görüşmem bundan ibarettir. Ne eksik ne fazla.