Anasayfa /  Sağlık

İmmünoterapi böbrek kanserinde yaşam süresini uzatıyor

İki ayrı çalışma, böbrek hücreli kanserlerde, bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesi esasına dayanan "immünoterapi yönteminin" hastaların yaşam süresini uzattığını ortaya koydu.

Abone ol
Abone ol 08 Ocak 2017 22:00

ABD'de düzenlenen kanser kongresinde sonuçları açıklanan iki ayrı çalışma, böbrek hücreli kanserlerde, bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesi esasına dayanan "immünoterapi yönteminin" hastaların yaşam süresini uzattığını ortaya koydu.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Chicago kentinde düzenlenen American Society of Clinical Oncology (ASCO) 52. Kongresi'nde, bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek tümörü yok etmeyi amaçlayan immüno-onkoloji klinik araştırmalarının sonuçları açıklandı.

Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Kaplan, bu alanda yürütülen son klinik çalışmalardan birinin bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilerek, tümörün yok edilmesine imkan veren "immüno-onkoloji" olduğunu anlatarak, "Tümöre karşı hastanın bağışıklık sistemini çalıştırma prensibi, uzun yıllardır üzerinde çalışılan bir konu olmasına rağmen, uygun hedefin saptanıp ilaç haline getirilmesi günümüzde çığır açtı. Böbrek kanserinde de immuno-onkoloji alanındaki ilaçlar hızla kullanıma girdi." dedi. 

"Uzun dönem sağ kalım sonuçları belli oldu"

Böbrekten kaynaklanan kötü huylu tümörlerin "renal (berrak) hücreli kanser" olarak tanımlandığını anlatan Kaplan, kongrede immüno-onkolojik tedavi yaklaşımını temel alan iki klinik çalışmaya yer verildiğini belirtti. 

Her iki çalışmada elde edilen sonuçların, şimdiye kadar ileri evre böbrek hücreli kanser hastaları için immunoterapi ajanı ile elde edilmiş en iyi sağ kalım sonuçları olduğunun altını çizen Kaplan, "Nivolumab'ın iki çalışmasında da uzun dönem güvenlilik ve yan etki profili, daha önce bildirilen çalışmalarla tutarlı çıktı. Dört yılı aşkın takip süresinin sonunda yeni güvenlilik sinyalleri tanımlanmadı" dedi. 

Kaplan, şunları kaydetti:

"Bulgular, bir çalışmada hastaların yüzde 38'inin dördüncü yılda ve yüzde 34'ünün beşinci yılda hala hayatta olduğunu gösterdi. Diğer çalışmada ise hastaların yüzde 29'unun dördüncü yılda hayatta olduğu gösterildi."


Yorumlar