Anasayfa /  Politika

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, koronavirüs konusunda "Hükümet vahim hatalar yaptı!

KRT TV'de Saygı Öztürk ve Elif Doğan Şentürk'ün sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gündeme dair önemli açıklamalar yaptı. Davutoğlu '' Koronavirüs (covid-19) konusunda "Hükümet vahim hatalar yaptı. Krizi öngöremedi. İran ve İtalya'da ölümler zirvedeyken tedbir almadılar. Fevri ayaküstü alınmış kararlarla yol alınmaya çalışıldı" dedi. İ

Abone ol
Abone ol 23 Nisan 2020 07:00

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, koronavirüs konusunda "Hükümet vahim hatalar yaptı!

AkParti'den ayrılarak Gelecek Partisi'ni kurarak siyasete Gelecek Partisi Genel Başkanı  olarak geri dönen Ahmet Davutoğlu KRT TV'de Saygı Öztürk ve Elif Doğan Şentürk'ün sorularını yanıtladı

KRT TV'de Saygı Öztürk ve Elif Doğan Şentürk'ün sorularını yanıtlyan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun satır başları şöyle;

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şehir Üniversitesi üzerinden kendisine 'dolandırıcı' imasında bulunmasına Davutoğlu, "Başbakanlığım dönemim ortada... Herkes mal varlığının hesabını versin dedim, birinci, ikinci derece yakınlarının da mal varlıkları araştırılsın" dedi.

Davutoğlu yeni İnfaz Yasası ile ilgili, "Anayasa bypass edilerek örtülü af çıkarılmıştır, Anayasaya aykırıdır. Af çıkarmak için 360 vekilin oyu gerekir" ifadelerini kullandı.

"ERDOĞAN SÖYLEDİ"

Davutoğlu, "Suriye konusunda bütün suçlamalar bana yapılıyor. Ben "Emevi camiinde Cuma namazı kılacağız" diye birşey demedim. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi. Pelikan çetesinin algı operasyonu..." dedi.

Davutoğlu Türkiye'de ekonominin çok kötü yönetildiğini, kendisinin Türkiye'yi zirvede teslim ettiğini, bugünkü hali görünce yüreğinin yandığını söyledi. Davutoğlu 17-25 Aralık'ta neler yaşandığını, 4 bakanın neden ve nasıl Yüce Divan'a gönderilmediğini de anlattı.

Meclis kuşatıcıdır. Her yerden her kesimden insan tek bir hedef için toplanmışlardır. 24 Nisan'da Mustafa Kemal vicdana vurgu yapmıştır. Gün dayanışma günüdür. En liberal, en batıcı tüm kesimler o Meclis'te vardır.

"İNTİKAM DÜŞÜNCESİYLE DÖNMEDİM"

Sosyal mesafeye dikkat ederek sayın Cumhurbaşkanı ve diğer liderlerle beraber bir resim verilseydi millete en güzel hediye verilmiş olurdu.

Ben elimde imkan olsaydı Meclis'te grupları olsun olmasın tüm liderleri çağırırdım. Şimdi vekilleri çağırıyorlar, kalabalık olacak, sosyal mesafeye uymak zor olurdu. 

Biz en zor dönemlerde; 28 Şubat'ta, AK Parti'nin kapatılması davasında, 17-25 Aralık'ta beraber mücadele ettik. Ben siyasete AK Parti'nin kapatılması davasında sonra girdim. Bir ülkede milli iradeye savaş açılmışsa demokrasi mücadelesi vermeke görevimizdir. Ben böyle diyerek siyasete girdim.

Ben en güçlü dönemimde o makamı bıraktım. O dönemden sonra işler yolunda gitseydi biz akademik hayatta kalırdık. Bir zaruriyet sebebiyle siyaseti bırakmıştım, yine bir zaruriyet ile siyasete döndüm. Hırsla, intikam düşüncesi ile dönmedim.

"İLKELERİMİZE OLAN BAĞLILIĞIMIZDAN"

"One minuet" diyen Başbakan Kurtuluş Savaşı'nda mazlum milletlere örnek olan Atatürk gibi bir tavır sergiledi. İsrail Başdanışmanı'ndan bir görüşme talebi geldi. Ancak özür dilenirse görüşme olur dedik. Özür dileneceği şartı ile görüşüldü. Bu da basına düştüğünde bize bedel ödeteceğini söyleyenler farklı söylemlere girdi.

10 binlerce insan Atatürk Havalimanı'na geldi, "One minuet" sembol oldu. Biz o gün sayın Cumhurbaşkanı'nın yanındaydık. Bugün yanında değilsek ilkelerimize olan bağlılığımızdandır.

Geçtiğimiz yıl tam bugün manifesto yayınlamıştık. Şunlar şunlar yanlış, bu yanlışlardan dolayı 31 Mart Seçimleri kaybedildi demiştim. O yanlışlar düzeltilseydi bugün böyle olmazdı. Artık yeni bir dünyada yaşıyoruz. AK Parti'nin 2002'de kurulduğu dönemdeki şartlar yok, 3 ay öncesi bile çok farklı.

Birilerinin otoriterliği değil, insan hak ve özgürlüklerini savunması gerekir. 

Türkiye Cumhuriyeti tüm yurttaşları ortak mülküdür. Bu aidiyet bilincini topluma yaymak lazım. Kimse nefret dili kullanamaz. Adalet fikri yerleşik şekilde toplumun bütün kesimlerine yayılmadıkça devletin bekası tehlikeye düşer. Meclis en zayıf dönemlerini yaşamaktadır. TBMM hiçbir zaman bu kadar etkisizleştirilmemişti.

Türkiye kutuplaştırılmış, 2'ye bölünmüştür. Ekonomik açıdan Türkiye çok kırılgan ve çok kötü bir yönetim sergilemektedir.

Koronavirüs Ocak ayında çıkmıştı. Mart ayında tespit edilmişti. Hiçkimse konuşmadan 16 Mart'ta seri tedbir paketleri açıkladım.

Ocak ayında ilk virüs ve ölüm vakası olduğunda Türkiye'nin yönetiminde olsaydım 5 paketlik tedbirleri uygulamaya başlardım.

Hükümet vahim hatalar yaptı. Krizi öngöremedi. İran ve İtalya'da ölümler zirvedeyken tedbir almadılar. Fevri ayaküstü alınmış kararlarla yol alınmaya çalışıldı.

"İSTANBUL, ANKARA VE SINIR İLLERİNDE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI UYGULANMALI"

Bir Cumhurbaşkanı'nın 17 gün ortaya çıkmaması doğru değildir. Fırsatçı politikalar izlemeyeceksiniz.

Sokağa çıkma acil şekilde uygulanmalıdır demiştim ben 16 Mart'ta. Ben her şeyi brifing alarak söylüyorum. Gölge kabinemiz var bizim Gelecek Partisi olarak.

Türkiye'nin dışarı açılan İstanbul, Ankara ve sınır illerinde sokağa çıkma yasağı uygulanmalıdır.

Ligleri erteleyin dedim, neredeyse Fatih Terim hasta olana kadar kimse oralı olmadı.

Sokağa çıkma yasağında herkes dışarı çıktı; 250 bin diyorlar ama bu milyonları buldu. Sonra Türkiye'de istifa şovu yaşandı. 

Maske dağıtımını neden, nasıl beceremezseniz. Ticaret Bakanı maske satacağız dedi, ben halka maske halka satılamaz temin edilmeli dedim. Akşam Cumhurbaşkanı temin edilek dedi. Sonra PTT'ler dağıtacak dediler, sonra da eczaneler dediler.

"İÇİŞLERİ DOĞRU YAPMIŞTIR İSTİFA ETMEKLE"

Devlet yönetimi ciddiyet gerektirir. Ben Başbakanlıktan istifa ettim. Devlet adamları istifayı uluorta konuşmaz. Bana partide darbe gibi imza topladılar, istifa edeceğim dedim ve gittim Cumhurbaşkanı ile konuştum.

Sokağa çıkma olayının üstünü örten bir istifa... Cumhurbaşkanı'na sorulmadan istifa etmişse istifası kabul edilir. İçişleri Bakanı doğru yapmıştı istifa etmekle, erdemlilik göstermiştir.

Başbakanlığı nasıl yönetiyorsam partiyi de öyle yönetiyorum. Bu yüzden anında tepkiler veriyoruz, iyi birşey varsa söylüyoruz. 100 milyarlık pakete konut kredileri konulmamalı. Varlık Fonu'nun şirketleri satın alması konusu vahimdir. Varlık Fonu'nun kurulması baştan faciadır. Halka verilmek için ayırdığınız kaynağı, size yakın şirketleri kamulaştıracaksınız demektir.

Sağlık Bakanı pike ulaşıldığını söylediği gün Cumhurbaşkanı 45 günde 2 sahra hastanesi yapılacağını söyledi. Bu hastaneye ne gerek var? Ya Sağlık Bakanı yanlış bilgi veriyor ya Cumhurbaşkanı...

Bilim insanlarının bu kadar uzun süre sokağa çıkma yasağı önermemesi mümkün değildir.

"RÜŞVETÇİLER MAFYA BABALARI HIRSIZLAR SERBEST KALDI"

Kriz dönemleri seferberlik halidir, hem de puslu havalar vardır. Dernek yasası çıkardılar üyelerin bildirilmesi istendi. Koronavirüsle ne ilgisi var. İnfaz Yasası örtülü affa dönüştürüldü. Devletin malına göz dikmiş rüşvetçiler, mafya liderleri, hırsızlar serbest kaldı. 6 yıla kadar cezası olanlar. Bu konuyu Bahçeli gündeme getirmişti. Noktasal bir yasa çıkarılması yanlıştır. Koronavirüs salgınında hapishaneler için düzenleme yapacaksınız, kronik rahatsızlığı olanlar, belli bir yaşın üzerindekiler ve tutuklu yargılananlar serbest bırakılsın. Öbür türlü fırsatçılıktır.

Kendi dışında olan herkesi cezalandırıyorlar. Benim Başbakanlığım dönemim ortada... Herkes malvarlığının hesabını versin dedim, birinci, ikinci derece yakınlarının da malvarlıkları araştırılsın.

Rüşvet, zimmet suçlarını işleyenler, kamu malına göz dikenler hapis yatmayacak diyorlar. 31 Mart'a kadar işlenmiş ancak soruşturma açılmamış suçlar için de geçerli bu çıkardıkları yasalar. Bu örtülü af. Anayasa bypass edilerek örtülü af çıkarılmıştır, Anayasaya aykırıdır. Af çıkarmak için 360 vekilin oyu gerekir.

Bütçe açığı 117 milyar, sadece Mart ayında 43 milyar açık var. Ben bıraktığımda 7 milyardı. İmar yasası ile, bedelli askerlikten gelen paralar nerelere gitti? Şeffaflık yok, ekonomi çok kötü yönetiliyor.

"BAĞIŞLA BU İŞ OLMAZ"

Merkez Bakankası'nı uyarıyorum; bir süre sonra kullanacak kaynak kalmaz. Merkez Bankası'nın görevi enflasyonu indirmektir. Cumhurbaşkanlığı'nın talimatı ile ya ya şirin görünmek için 100 milyon bağış yapmakla bu iş olmaz. Türkiye'nin kaynakları faize gidiyor. Merkez Bankası hem enflasyonu hem de faizi düşürmelidir.

Türkiye'nin risk primi 630 CDS, ben bıraktığım ayda 230'du. Yunanistan'ın risk primi 270, Brezilya'nınki 312. 

2008 krizi bize çok şey öğretti; inşaatta başladı, finansa yayıldı. Türkiye'nin genç işsizliği yüzde 24. Önümüzde dönem işsizlik daha da artacak. Mart ayında 223 bin insan işinden ayrıldı. İşten çıkarmaları yasakladık dediler. Yalan; şark kurnazlığı... Günde 39 lira vererek insanlara geçinin diyor.

Hükümeti, Cumhurbaşkanını uyarıyorum; kafanızı kumdan çıkarın. Acil eylem planlarını hazırlayın. Türkiye doğru yönetilse bu bir fırsattır. Biz yönetsek yaparız.

Siz yerel yönetimlerle çekişmeye girerseniz enerjinizi boşa harcarsınız. Paralel yapı ünvanı bir çeteye verildi. Halkın oyları ile seçilmiş bir belediye başkanı hakkında böyle konuşamazsınız. Hata bile yapsalar böyle denilemez.

Sakarya depreminde sivil toplum olarak çok yardım topladık. Biri yasaklasa karşı çıkardık.

23 Nisan'da Erdoğan liderleri arasa; nasıl yapalım dese kim ne kaybeder. Bizi yapmıyorsunuz bari Meclis'tekilere yapın.

Belediyelere yapılanlar yasaktır. Bir fakire, garibana yardım götüren eller serbest bırakılmalıdır.

Bu hafta bize Allah'ın bir lütfu yarın 23 Nisan; bir milletin mücadelesinin taçlandırıldığı yeni devletin tohumlarının atıldığı bir gün. Akşamında Ramazan... Terör, ihanet suçlaması çok çabuk kullanılıyor. Yarın size karşı kullanılsa ne diyeceksiniz?

"ANKETLER FASA FİSO"

Seçime girdiğimiz zaman Gelecek Partisini göreceksiniz. Erbakan Hocamızın dediği gibi bu anketler filan fasa fiso. 

Bize televizyonlar tarafından ambargo uygulanıyor. Talimatla yönetilen bir basın var. Sizin gibi cesur birkaç televizyona çıktım; Fox Tv, Tv 5.

Başarısına inanmasam parti kurmazdım. Sefer bizden zafer Allah'ta. Proje partisi; milletin projesi. İddisız iş yapmam, azim gösteririm. Proje diyenler bir tek ilişkimizi ortaya çıkarasınlar...

Pelikan denilen çete bana saldırdığında herkes sustu. Şimdi kabine içine sıçradılar. Pelikancılara bakın hepsi kripto FETÖ'cülerdir, dışarıyla bağlantısı olanlardır.

Pelikancı çetecilerden biri 2016 Eylül ayında Katar'da Akın İpek ile görüştüğüm iddia edildi. Ben o ay yurtdışına çıkmadım. Avukatıma söyledim, gereğini yapacak. Ben babamın projesiyim; bir helal lokma yiyeceksin, iki bu millet için çalışacaksın.

FETÖ ben Dışişleri Bakanıyken odamı dinledi.

Hiç şüpheniz olmasın bizim yüzümüzden telaşlanıyorlar. Telaşlanmasalar medyayı bize yasak yapmazlar. Ana medyada 4 aydır bir kez haberimiz yapılmadı.

Bizim il başkanımız olmak isteyen, üye olmak isteyenlere baskı yapıyorlar. Senin kızın, çocuğun şurada, sen bu işi yapıyorsun diyerek üstü kapalı tehdit ediyorlar. Bunları yapanlar bana Başbakanım diyen insanlar. Biliyorlar bizi bu millet bağrına basar.

Bize soruyorlar şu ittifak mı bu ittifak mı... Biz milletle ittifak yapmaya geliyoruz.

Türkiye siyasette yozlaştı, ekseninden kaydı. AK Parti'yi 2002'de iktidara getiren siyasi yozlaşmaydı. Bugün de bir yozlaşma var. 

Korkmadan konuşacağız, bu ülke bizim... Hukuki yollar içierisinde her şeyi deyerek, halka kendilerini anlatarak, gerginliğe yol açmadan bunu yapmamalılar. Toplumsal gerginlikten uzak durmak lazım. Kutuplaşmanın tedavisi muhabbet ve nezakettir.

2016'da vize muafiyeti konusunda anlaşmıştık. Bir de elimizde mülteci anlaşmasının getirdikleri vardı. Vize muafiyetinin bana prestij olarak döneceğini düşünerek engellemeye çalıştılar.

22 Mayıs'ta Başbakanlık'tan ayrıldığımda Türkiye'nin hiçbir ilinde, ilçesinde, kasabasında, köyünde tek bir barikat, hendek kalmamıştır.

"TÜRKİYE 90'LI YILLARA GERİ DÖNDÜ"

Yüzde 6 enflasyon olan bir Türkiye teslim ettik. Zirvede bir Türkiye teslim ettim. Ülkenin geldiği durumu görünce yüreğim yanıyor.

Eski Türkiye'nin bütün aktörleri AK Parti'yi kullanmaya çalışıyor. Sayın Erdoğan eskisi gibi 'Eski Türkiye' demiyor. Türkiye 90'lı yıllara geri döndü.

Bana gazeteciler her soruyu sorabilir. Başbakanken de bunu söylerdim.

Suriye konusunda bütün suçlamalar bana yapılıyor. Ben "Emevi camiinde Cuma namazı kılacağız" diye birşey demedim. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi. Pelikan çetesinin algı operasyonu...

Suriye ile sınırı kaldıran, Suriyeli Bakanlar ile ortak kabineleri başlatan, Rusya ile de bunu yapan bendim. Rusya ile vize muafiyetinin altında benim imzam var.

Suriye konusunda tek yetkili ben olsaydım durum buraya gelmezdi. Sınırlardan sorunlu Genelkurmay Başkanlığı idi. Kararları veren Başbakandı, ben Dışişleri Bakanıydım.

17-25 Aralık darbe teşebbüsü idi. Erdoğan ile omuz omuza verdik. Şebi Arus'ta gün boyu yanındaydım. FETÖ o gün 3 ismi hedefe almıştı, Erdoğan'ı beni ve Hakan Fidan'ı. Ama birşey de varsa hukuk içerisinde üzerine gidilmeliydi. 4 Bakanı çağırdım, Yüce Divan'a gidip aklanın, bu sizin üzerinize yapışır. Cumhurbaşkanı ile de konuşmuştuk. Arkadaşlar kendileri Yüce Divan'a gitmek isteyeceklerini söyleyeceklerdi. Ama Cumhurbaşkanı ile görüşmüşler, o gece ne oldu bilmiyorum. Kardeşim olsa aynı tavsiyede bulunurum.

İnfaz yasasında beni en fazla sinirlendiren rüşvet ve zimmet suçunun affedilmesidir. Bu kul hakkıdır. Tutumumuz da nettir.

 

Yorumlar