Fatih Terim: “Bugün çok genç 2 oyuncu kazandık”
Spor Toto Süper Lig'in 5. haftasında sahasında Kasımpaşı'yı 4 - 1 geçerek liderliği ele geçiren sarı - kırmızılı ekipte Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Kasımpaşa maçının ardından karşılaşmayı değerlendirerek, “Bugün 3 puanın yanı sıra 2 de çok genç oyuncu kazandık” ifadelerini kullandı.
Abone olKasımpaşa’yı taraftarı önünde 4-1 mağlup ederek zirveye kurulan
Galatasaray’da Teknik Direktör Fatih Terim, karşılaşmanın ardından
değerlendirmede bulundu. İlk yarı ve ikinci yarıda iki farklı oyun
olduğunu söyleyen Terim, “Maça bakacak olursak ilk yarı kurak ve
sıcak, ikinci yarı yağışlı ve gollü geçti. İlk yarıda çok fazla
pozisyon bulamadık. Devre arası tahmin edebileceğiniz gibi geçti
içeride ve takım kendine geldi. Kendine geldiği zaman da Ozan sanki
yıllardır bizimle oynuyormuş gibiydi. Çok da memnunum. Bu bir genci
oynatma fantezisi değil, bu bir mecburiyet ve güven. Maicon sakat,
Ahmet, Ozan ve Serdar vardı. Bir seçim yapacaktım ve böyle bir
tercihte bulundum. Herhangi bir hazırlık maçı değil, liderlik maçı.
O yüzden hem Ozan için hem bizim için ciddi bir risk aslında. Ama
burada bir avantajımız var. Galatasaray taraftarı genç oyunculara
tolerans gösteriyor ve sahip çıkıyor. Oyunu, duruşu, kademesi ve
hava toplarıyla neredeyse hatasız bir maç oynadı. Onun için ve
Galatasaray adına çok mutluyum. Naturası da iyi bir çocuk.
Efendiliğiyle, öğrenme isteğiyle, ilişkileriyle çok iyi bir çocuk.
İnşallah Galatasaray iyi bir oyuncu kazandı” açıklamasını
yaptı.
“Penaltı her zaman tartışılır”
Hakem Bülent Yıldırım’ın iki kez VAR’a gitmesiyle ilgili konuşan
Terim, “Açıkçası bir penaltıya hükmetmişseniz, 100 bin kişi karşı
çıksa, penaltı olabilecek bir küçük nokta bulursunuz. Zaten VAR’a
gittiği zaman yok. Süper Kupa maçını da unutmadık. Uzun yıllar top
oynadık, üst düzey oynadık, üst düzey takım idare ettik, Avrupa’da
çalıştık, hala yetişebilir tartışması olacak maç mı? 40. dakikada
10 kişi kalacak rakip. Bazen VAR yok oluyor. Emre’nin pozisyonuna
bir daha bakmam lazım, taç çizgisinde olan pozisyona. Ben VAR’ın
olmasından yanayım. Uygulandığı yerlerde de ilk zamanlarda hata
olmuş. Şimdi hata oranı çok düşmüş. Bizde de aynı şeyler olacaktır.
Penaltı VAR olsa da olmasa da her zaman tartışılır. Zaten ikinci
pozisyonda hiç beklemedim nasılsa gol iptal olur diye ve
kestirmeden gittim” diye konuştu.
“Lokomotiv maçında kadro değişebilir”
Kadroda sıkıntıları olduğunu söyleyen Fatih Terim, “Esas
düşüncem, kendi değerlerimizin seviyesini yukarı çekmek. Ne kadar
çok oyuncu olursa, o kadara ihtiyacımız var. Hem ligde hem
Şampiyonlar Ligi’nde hem de Türkiye Kupası’nda çok oyuncuyla
oynamaya ihtiyacımız var. Onyekuru dün sabaha karşı geldi. 24 saat
yolculuk yaparak geldi. Martin ayağına darbe aldı. Şimdi doktordan
haber aldım, Mariano dizine darbe almış. Emre’nin kas ağrısı var.
Aramızda uzun mesafeli koşanlar var Emre gibi. Rodrigues
sakatlıktan döndü, Eren çok mücadele etti. Herkese ihtiyacımız var.
Muhakkak ki, Lokomotiv Moskova maçında kadroda değişiklikler
yapabilirim. Ama genel manada ikinci yarıdaki gibi bir takım her
zaman sahada olmalı. Birkaç eksiğimiz var ve onların da bir an
evvel gelmesini bekleyeceğiz. Salı günü Maicon oynar mı bilmiyoruz.
Bugün kazancımız sadece 3 puan değil, 2000 doğumlu 2 de genç
oynattık. Allah nasip ederse devre arasına kadar 1-2 sürprizimiz
daha olur bu gençlerden ve en az sakatlığı yaşarız inşallah.
Kırmızı kartı da kabul etmiyoruz ve olmamasını diliyoruz.
Trabzon’dan sonra kendimize gelmiş olduk” açıklamasını
yaptı.
“Jose Mourinho dünyanın en iyisi”
Zaman zaman eleştirilen ve bazen patlamalar yaşayan Jose
Mourinho’nun hatırlatıldığı Galatasaray Teknik Direktörü Fatih
Terim, “Jose Mourinho bana göre dünyanın en başarılı antrenörü.
İstatistik de bunu söylüyor. Dünyanın her tarafında kritikte var. O
da demek ki bazı noktalara gelince gerekli cevapları veriyor.
Önemli bir antrenör ve başarılı bir isim. Ben de zaman zaman
üzülüyorum, kırılıyorum ama sonuç itibariyle çok da orada
kalamıyorsunuz. Bazen çileden çıktığınız da oluyor. Sabırla, son
zamanlarda özellikle bu konuda daha çok irade göstererek, muhatap
olmamaya, karşılık vermemeye çalışıyoruz. Son zamanlarda
ülkemizdeki değerlerle bile asgari müşterekte birleşemez olduk.
Herkes yüksek sesli. Maçın içerisinde olur ama maç bittikten sonra
olmaz. Futbol zaten heyecanlı bir oyun ve bazı tepkileri kaldıracak
bir oyun. Herkes bağırarak konuşuyor. Hepimizin biraz daha huzurlu
bir lige ihtiyacı var. Benim başarılarımı benim söylemem doğru
değil. Bunu tarih söylüyor. Ama zaman zaman kırıldığım, ömür boyu
da bu kırgınlığımı atmayacağım insanlar var. Bazı şeylerin affı
yok. 34 atmışız, 4 gol yemişiz geldiğimden bu yana iç sahada. 2
golü de penaltıdan yemişiz. Bu güzel bir istatistik” diyerek
sözlerini sürdürdü.
“Cuma maçlarından memnunum”
Galatasaray’ın üst üste 5 iç saha maçını cuma günü oynayacak olması kararının istişareler sonucunda alındığını ifade eden başarılı teknik adam, “Federasyon, biz ve yayıncı kuruluşla karşılıklı konuşarak bu kararlar alınıyor. Biz 1 gün daha dinlenmek istediğimizi belirttik. Diğer kulüpler de istişareyle bunu yaşıyor. Hak ve adaletin herkese eşit olmasını istiyoruz. Cuma aslında avantajlı bir gün değil ama 4 gün aradan sonra Şampiyonlar Ligi’ne çıkıyoruz. Yarın bir gün deplasmandan direkt maça geldiğimiz olacak. Bu nedenle cuma gününü istiyoruz. 3 günde de oynarız, 4 günde de oynarız. Ama fırsat varsa, Avrupa’da oynayan kulüplerin istedikleri çok önemli bence. Cuma maçlarından dolayı şikayetim yok, çok iyi diyaloglarla bu durum gidiyor” dedi. Futbolun meyvesinin gol olduğunun altını çizerek sözlerine devam eden Terim, “Antrenörlük hayatıma başladığım günden bu yana gole doğru oynamayı seven bir hocayım. Rakip sahada oynamayı, daha çok hücum oynamayı, daha çok hücumu seven beklerle oynamayı seven birisiyim. Futbolu oynayanın da, oynatanın da zevk almasından yanayım. Genelde baktığımda bunda başarılı olmuşuz. İnşallah bu devam eder. Çünkü hücum antrenmanı, defans antrenmanından daha fazla yapılır bizde. Defans da bir sanattır ama bizde atak ve gol provası daha çok yapılır. Hayatım boyunca böyle davrandım. Büyük kulüp teknik direktörlüğünde ‘Pardon’ yoktur. İkincilik Avrupa’da çok önemli bir başarıdır ama bizde değildir. Buna dikkat etmek lazım. İlla birinci olacaksın diye bir kural yok ama bunun için oynamak zorundasınız. Ben 1996’da şampiyon olmasaydım, ikinci sene devam edemeyebilirdim” ifadelerini kullandı.