Anasayfa /  Keyifli Haberler

Fitil

Abone ol
Abone ol 01 Mart 2019 04:40

Fitil

Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliği göre bir doktoru çırıl çıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır.

Bu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır.

Deliler onu da tutukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deneyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır.

Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. * Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? * derler. Delilerde * İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu çerde patlamasın diye böyle yaptık * derler.



BONUS FIKRA



Gelin Kaynana Halleri

Yeni evlenen gelinle, kaynanası karşı karşıya oturmuşlar. Birbirlerini tanımak için anlatmaya başlamışlar.

Kaynana: Kızım sen daha yenisin, birbirimizin huyusunu suyunu oturup konuşalım. Böylece birbirimizi daha iyi tanırız.

Gelin : Tabiki anneceğim, konuşalım demiş.

Kaynana başlamış anlatmaya : Bak kızım, benim üç halim vardır, dikkat et. Saçıma gül takmışsam Neşeli günümdeyim demektir, her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam tam havamda değilim demektir. Çok ısrarcı olma. Eğer ki yakama gül takmışsam sakın etrafımda dolaşma, çok sinirliyim demektir.

Kaynanın lafı bitince gelin başlamış konuşmaya:

Gelin : Anne benim halim falan yoktur. Bacak bacak üstüne atarım, sigaramı yakarım. Sen gülü nereye takarsan tak, ben keyfime bakarım



Serçe



serçenin bir tanesi bahar günü dalgın dalgın uçuyormuş.

bir anda farketmiş ki, bir yolun üstünde uçuyor ve karşıdan da motorsikletli bir adam geliyor.

her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar ama nafile…

serçe “çotan daank” diye kaska çarpıp düşmüş.





şimdi, motorcu arkadaşımız, allahı var sıkı bi hayvansever.

doğal olarak hemen atlamış motordan; koşmuş serçenin yanına.

serçe baygın yatıyor…

kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş eve.

eskiden kalma bir de kafesi var evde..

baygın serçeyi kafesin içine güzelce yerleştirmiş..

yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış….

bizim serçe bir müddet sonra ayılmaya başlamış..

daha tam seçemiyor ortalığı..

hafif bulanıklık var yani…

bi bakmış parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde…

birden dank etmiş vaziyet:

motorcuyu öldürmüşüz beeeee…!!!!!!



Kasiyer



yaşlı bir kadın kedi maması almak için markete gider.

üç kutu alıp kasaya götürür. kasadaki kız; “üzgünüm bayan ama bunları alabilmeniz için kediniz olduğunu kanıtlamanız gerekir.

bir çok yaşlı insan bunları kendileri yemek için aldıklarından kediniz olduğuna inanmadan size bunları satma yetkimiz yok.” der.

bunun üzerine yaşlı bayan eve gidip kedisini alır ve markete getirir. market bunun üzerine kadına kedi mamasını satar.





ertesi gün yine yaşlı kadın üç kutu köpek maması almaya kalkar. kasiyer yine kadından köpeği olduğuna dair bir kanıt ister. çünkü yaşlı insanlar bazen de köpek maması yemektedirler.

kasiyer korkarak; “hayır, içinde beni ısıracak bir yılan olabilir.” yaşlı kadın;” inanın, kutunun içinde size zarar verebilecek hiç bişi yok.

lütfen elinizi kutunun içine sokun.”. bunun üzerine kasiyer elini kutuya sokar ve sonra elini koklayarak; “bu şey sanki b*k gibi kokuyo.” der

yaşlı kadın devam eder; “evet ööle. şimdi lütfen üç rulo tuvalet kağıdı alabilir miyim?”



Çeçen



rus askerleri dagda bir mağarayı kusatmıs. mağaradan bir ses gelmis: “bir çeçen 10 rus’un hakkından gelir”.

rus komutan mağaranın içine 10 asker yollamıs.

çatısma sesleri duyulmuş ve ardından bu kez yeni bir ses duyulmuş: “bir çecen 30 rus’un hakkından gelir…!” komutan sinirlenmiş ve 30 asker daha göndermiş.

yine silahlı çatısma sesleri duyulmuş. bu defa mağaradan “bir çecen 50 rus’un hakkından gelir” narası duyulmuş.

komutan iyiden iyiye küplere binmiş ve mağaraya 50 asker daha yollamış.

silah seslerinin ardından sürünerek gelen kan revan içinde bir rus askeri görünmüş. asker komutana seslenmiş:

“sakın gitmeyin… bu bir pusu… tuzağa düşürüldük… mağarada bir değil tam iki çeçen var…!!”



Borç



Nasrettin Hoca pazarda zeytin satıyormuş…

İki üç sokak ileride oturan yarı buçuk tanıdığı bir kadın gelmiş.

Kadın: – Zeytinin iyi mi?

Hoca: – Tadına bak.

Kadın: – Ben orucum.

Hoca: – Madem oruçlusun zeytini al git parasını sonra ver.

Hocanın birdenbire aklına düşmüş; ramazan değilmiş çünkü…

Hoca: – Tuttuğun oruç ne orucu ki?

Kadın: – Üç sene önceden borcum vardı da onları tutuyorum.

Hoca tam zeytinleri veriyormuş vazgeçmiş…

Kadın: – Biraz önce al git dedin ne oldu da vazgeçtin Hoca?

Hoca: -Get anam get… Allah’a olan borcunu üç senede veriyorsan bizim borcu ne zaman getirirsin kim bilir.



Şarap Çeşnicisi



Şarap fabrikasının emektar çeşnicisi ölür. Yenisi için ilan verirler.

Derken perişan kılıklı belli ki ayyaş birisi başvurur. Fabrika müdürü biraz da bu ayyaşı başından savmak düşüncesi ile test için ona bir kadeh şarap verir.

Adam şarabı içer ve ; “ Kırmızı bir Muscatel, 3 yıllık kuzey yamaçta yetişmiş, çelik varillerde yıllanmış” cevabını verir.





Müdür şaşkınlıkla “doğru” der.

Bir başka şarabı tattırır” Kırmızı Cabarnet, 8 Yıllık güneybatı yamaç mahsulü ve meşe fıçılarda yıllanmış” doğru cevabı üzerine iyice şaşıran müdür beyimiz, sekreterinin yanına gider ve ona bir bardak suya biraz idrarından karıştırarak getirmesini söyler ve adama bunu beyaz şarap niyetine içirir.

Adamın yanıtı:

“Sarışın, 26 yaşında 3 aylık hamile, eğer beni işe almazsan babasını da söylerim”


Yorumlar