Münevver Karabulut davasında FETÖ şüphesi
Davanın 8,5 yıl sürmesine isyan eden Avukat Epözdemir, FETÖ terör örgütünün mensupları aracılığıyla davayı yönlendirdiğini öne sürerek, "Evde bulunan ve olay yeri inceleme kayıtlarına dahi geçmeyen 700 bin Euro'nun FETÖ'ye aktarılmış olabileceğini düşünüyoruz" dedi.
Abone olMünevver Karabulut'un öldürülmesiyle ilgili olarak katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun evinde cinayet günü bulunan bir miktar parayı (700 bin Euro) tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemedikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 6 polis memuru ile görüntüleri sildikleri öne sürülen 3 site görevlisinin yargılandığı davanın 24. duruşması yapıldı. Duruşmada söz alan Karabulut Ailesi'nin Avukatı Rezan Epözdemir, "İddianamenin düzenlendiği tarihten itibaren zaman aşımı süresi 26 Nisan 2018 tarihinde sona erecektir. Biz böyle bir kamuoyunda büyük bir infiale neden olan bu olayla ilgili olarak davanın uzamasına isyan ediyoruz" diyerek davanın karara bağlanmasını istedi. 3 hakimin değiştiği, 24 duruşmanın yapıldığı 8,5 yıllık davada tanık dinlenmesinden vazgeçildi. Hakim, esas hakkında savunma yapmaları için sanık ve taraf avukatlarına süre vererek, duruşmayı karar için Ocak ayına erteledi.
Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada
tutuksuz sanık Y. P. hazır bulundu. Karabulut Ailesi'ni ise
duruşmada Avukat Rezan Epözdemir temsil etti. Hakim Tijen Özay, bu
duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verilen Kemal Avcı'nın
avukatının davaya mazeret dilekçesi gönderdiğini ve müvekkili Kemal
Avcı'nın yurtdışında olduğunu bildirdiğini açıkladı.
"KİMSEYE BİRŞEY TESLİM ETMEDİM"
Duruşmada tekrar dinlenen sanık Y. P., olay tarihinde Şelale Evleri
251 No'lu sitede bahçıvan olarak görev yaptığını söyleyerek,
"Olaydan sonra 251 ada güvenlik kulübesinde bulunan
bilgisayar kasasını 3 polis ve bir savcı gelerek aldılar. Bu sırada
herhangi bir tutanak tutulmadı. Bilgisayar kasasını 3 gün sora 3
polis getirdi. Kamerayı tekrar aynı güvenlik kulübesine kurdular.
Bana getirdiklerine dair bir kağıt imzalattılar. 2011 yılında site
yönetimi bana çıkış verdi. Çıkış verildikten sonra Bahçeşehir
Karakolu'ndan beni çağırdılar. ' Yönetici kim?' dediler. Benim
çıktığım zamanki yönetici Kemal Avcı'ydı" dedi. Y.P., "Beyanımda
Kemal Avcı'nın yönetici olduğunu söylemiştim. Tutanakta 'Harddiski
Kemal Avcı teslim ettiğim…' şeklinde bir ibare yazılmış. Ben işten
ayrıldığımda sitenin bulunduğu güvenlik kulübelerinin kameraları
kulübede duruyordu. Bırakıp gittim. Kimseye bir şey teslim etmedim.
Bana harddisk teslim edilmedi. Bana bütün olarak bilgisayar kasası
getirildi ve kulübeye koyuldu" ifadelerini kullanıldı.
AVUKAT EPÖZDEMİR: 700 BİN EURO'NUN FETÖ'YE AKTARILMIŞ
OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
Karabulut Ailesi'nin avukatı Rezan Epözdemir, harici diskin
incelenerek bilirkişi raporu hazırlanması konusunda İTÜ, TÜBİTAK ve
Adli Tıp Kurumu'nun gönderildiğini anlattı. Epözdemir, "Bu
kurumların yeterli kalifiye elemanının olmadığı gerekçesiyle talebi
kabul etmediklerini ifade ederek, "Dosyaya adeta vebalı
muamelesi yapıldı. Jandarma da hard diskin olmadığını söyledi. Hard
disk ortadan kayboldu. Mahkeme halen harddiski bulmuş değil. Biz bu
harddiski bulana kadar dava zaman aşımına girecek" dedi.
"Bunun ülkemizdeki FETÖ terör örgütü ile ilişkili olduğunu
düşünüyoruz" diyen Avukat Epözdemir, "O dönem bir anlam
verememiştik. Ancak daha sonra fark ettik ki; polislerin o dönemki
avukatı, FETÖ'nün yargı imamı olduğu ortaya çıktı, hakkında
yakalama kararı var. Bunlar tesadüf olamaz, FETÖ terör örgütünün
bütün bu kurumların içindeki mensupları aracılılığıyla yargılamayı
yönlendirdiğini düşünüyoruz. Ayrıca evde bulunan ve olay yeri
inceleme kayıtlarına dahi geçmeyen 700 bin Euro'nun FETÖ'ye
aktarılmış olabileceğini düşünüyoruz" ifadelerini
kullandı.
"İSYAN EDİYORUZ"
Epözdemir, "İddianamenin düzenlendiği tarihten itibaren zaman aşımı
süresi 26 Nisan 2018 tarihinde sona erecektir. Biz böyle bir
kamuoyunda büyük bir infiale neden olan bu olayla ilgili olarak
davanın uzamasına isyan ediyoruz" dedi. Avukat Epözdemir,
Kemal Avcı'nın da tanık olarak dinlenilmesine gerek
olmadığını belirterek ara kararlardan vazgeçilmesine ve davanın
karara bağlanmasını talep etti. Sanıkların avukatı Didem Boz
da savunmalarını hazırlamak için süre talep etti.
DAVA KARAR İÇİN ERTELENDİ
Sanık Y. P.'nin dava konusu olan harddiski Kemal Avcı'ya
vermediğinin anlaşıldığını belirten hakim, dinlenilmesine karar
verilen tanık Kemal Avcı'nın dinlenilmesinden vazgeçti. Esas
hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için sanıklara ve
avukatlarına süre veren mahkeme, duruşmayı Ocak ayına
erteledi.
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA
Davanın ardından Avukat Rezan Epözdemir, yaptığı açıklamada,
24. duruşmanın yapıldığını, cinayete ilişkin 11 dava
açıldığını ve hepsinin de kesinleştiğini kaydederek, "Bir tek
yürüyen bu dava vardı. 8,5 yıl, 24 duruşmaya rağmen hali hazırda
karar çıkmadı. Bugün itibariyle isyan ettik" dedi. Dava ile ilgili
bugüne kadar yaşananlara ilişkin detaylı bilgi veren Epözdemir,
mahkemede davanın zaman aşımına uğrayacağını ve biran önce karar
vermesini istediklerini söylediklerini ifade ederek, mahkemede
esasa ilişkin taraf avukatlarına süre vererek duruşmayı Ocak ayına
ertelediğini kaydetti.
İDDİANAMEDE OLAY ŞÖYLE ANLATILDI
İddianameye göre olay şöyle oldu: 3 Mart 2009 tarihinde Münevver
Karabulut öldürüldü. Olayın ardından polis memurları M.T., T.K.,
İ.K., M.D., S.A., ve A.D. cinayetin şüphelisi Cem Garipoğlu'nun
ailesiyle kaldığı Bahçeşehir'de bulunan villaya hareket etti.
Jandarmaya da haber veren polis memurları ikamette arama yaptı.
Polis memurları bu aramalar sırasında miktarı net olarak tespit
olunamayan, ancak makul bir rakamın üzerinde olduğu belirtilen
yabancı parayı tutanağa geçirmedi. Arama yapılan villanın güvenlik
kameralarının olay tarihinde kayıt yaptığı ancak bu kaydın 7 Mart
2009 tarihinde silindiği, görüntülerin CD ya da DVD'ye aktarılmaya
çalışıldığı, bir kısmının da geri dönüşüm kutusuna atıldığı tespit
edildi. Polis memurlarının villaya ait kamera kayıtlarını yeterli
düzeyde incelemedikleri, kameraların çalışmadığı, bozuk olduğu
yönünde 4 Mart 2009 günü polis memurları S.A. ve G.K. tarafından
tutanak düzenlendi. Yine aynı memurlar tarafından 5 Mart 2009 günü
güzergah üzerindeki kameralarda ise, görüntü bulunmadığına dair
ikinci bir tutanak düzenledi. Villaların yöneticiliğini yapan U.Y.
ile site görevlileri Y.P. ve R.İ. da kameradaki görüntüleri silerek
yok etti. Soruşturma sonunda savcılık, polis memuru sanıklar G.K.,
S.A.,T.K., M.D., İ.K., ve A.D. hakkında "Görevi kötüye kullanmak"
suçundan 1'er yıldan 3'er yıla kadar, site yöneticisi ile
görevlileri U.Y., R.İ., ve Y.P. hakkında da "Suç delillerini yok
etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 6'şar ay ile 5'er yıl
arasında hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Yapılan
yargılamada ifade veren sanık polislerin bir kısmı parayı
görmediklerini, bir kısmı da söz konusu parayı Tülay Garipoğlu'na
verdiklerini anlattı.
Polislerden bir kısmı yine güvenlik kameralari ile herhangi bir
bilgisi olmadığını söylerken, bir kısmı da villa görevlisinin
villayı gösteren iki kemaranın 2 senedir bozuk olduğunu, kayıt
yapmadığını söylediğini aktardı. Diğer site görevlisi 3 sanık da
kamera görüntüsünü silmediklerini belirtti.
BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASINA KARAR
VERİLDİ
İfadelerin alınmasının ardından mahkeme, güvenlik kamerası
kayıtlarının silinip silinmediği ve teknik sürecini nasıl
yapıldığına ilişkin soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan
raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için dosyanın
TÜBİTAK'a gönderilmesine karar verdi. TÜBİTAK, "Yoğunluk sebebi ile
inceleme için ayırabilecek ehliyetli personellerinin bulunmadığını"
gerekçe göstererek dosyayı iade etti. İstanbul Teknik Üniversitesi,
Ortadoğu Teknik Üniversitesi de konu ile ilgili uzman bulunmadığı
gerekçesiyle dosyayı iade etti.
Dosya son olarak 11 Aralık 2015 tarihinde Jandarma Genel
Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı'na gönderildi. Ancak Jandarma
Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı da 80 GB kapasiteli
DİSK'in dosya kapsamında gönderilmemesinden ötürü inceleme
yapılamadığını bildirdi. Söz konusu 23. duruşmada da hard
disk bulunamadığı ve bilirkişi raporu hazırlanamadığı tutanaklara
geçti.
Mahkeme de hard diskle ilgili sanık Yusuf Palta ve tanık Kemal
Avcı'nın duruşmada ifadesinin alınmasına hükmederek duruşmayı
bugüne ertelemişti.
CEZAEVİNDE ÖLÜ BULUNMUŞTU
Cinayetin işlediği 3 Mart 2009 gününden sonra 197 gün kaçan Cem
Garipoğlu, 17 Eylül 2009 günü avukatıyla birlikte teslim olmuştu.
24 yıl hapis cezasına çarptırılan Garipoğlu, 10 Ekim 2014
tarihinde de Silivri'deki kapalı cezaevindeki koğuşunda ölü
bulunmuştu.