Ersun Yanal'dan flaş açıklamalar! "Futbol dışındaki faktörler bizi..."
Son dakikalarda yenilen golle sahadan 1-0 mağlup ayrılan Fenerbahçe 23 puanda kalırken, maç sonu düzenlenen basın toplantısında konuşan Teknik Direktör Ersun Yanal, “Bugüne kadar bu iş yaşamımda hep futboldan bahsettim. Bugün futboldan bahsetmeyi çok istiyordum, fakat futbolun dışındaki faktörler bizi çok etkiledi. Maalesef üzüntü duyuyorum” dedi.
Abone olİlk olarak maçı değerlendiren Ersun Yanal, "10 kişiyle kalmamızın payı büyük ama Fenerbahçe’nin oyununu 45 dakikada da kıyaslarsak ortada geçen ve daha sonra üstünlük sağlayabileceğimiz her türlü hamleyi yapabileceğimiz bir takım. Ben kendi meslek kariyerimde sadece takımımı konuşmak ve takımımdan yorum yapmak üzere prensip edindim. Şu anda da bunu yapmak istiyorum. Birçok pozisyonu tartışmak ya da bu pozisyonları hakeme bağlamak, rakibe bağlamak benim asla prensibim değil. Bundan ciddi uzak durdum. Lütfen, Fenerbahçe’nin şu anda geçmiş olduğu yoldaki sıkıntılarının, stresin, kaosun ya da bulunduğu durumun bağlantısını çözerek bakın. Bu bağlantıdan bakmayın. Mehmet Ekici’yi oyundan almak zorunda kaldım ama faul bile yok. Aynı zamanda Frey’in normal bir mücadelenin içindeki pozisyonuna kart var da bir şey soracağım. Soldado’nun pozisyonu da ceza sahası içinde olsaydı penaltı mıydı? Bir bunlara iyi bakalım, teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.
Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında ilk olarak karşılaşmayı değerlendiren Teknik Direktörümüz Ersun Yanal, ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“Ortamın ve oyunun gerilmesi futbolun doğal bir sonucudur. Ama
artık video sisteminde ve analizinden sonra birçok hakemin
kolaylıkla işin içinden çıkabileceği birçok oyunun formatını
maalesef değerlendiremez oldu. Bu konuyu biz buraya getiriyoruz.
Aslında bizler bunun suçlusuyuz, çünkü Türkiye’de futbol; çok daha
ince, futbol dışı tartışmalarıyla hep gündemde tutuluyor. Bende
bugün bu gündemin içine girdiğim için üzgünüm. Girmemem gereken bir
konuydu ama maalesef bir oyuncumu oyundan almak zorunda kaldım.
Soldado’nun pozisyonunda ise, verilen faulün ceza sahası içinde
olduğunda penaltı çalınabileceğini kabul ediyorsanız ben de o faulü
kabul ediyorum. Topa dokunan da Soldado kartı gören de Soldado.
Arkasından itiraz etti ya da etmedi tartışılır. Bazen oyuncuyu
anlamak da gerekir. Hakem olarak oyuncuyu sahada tutmak onun en
büyük vazifesidir. Kurslarda bunlar söylenir. Bazen koridorda bile
bunu duymazdan gelirsin ve 'tamam' dersin ama bu iltimaslar farklı
değerlendirilmeye başlandı. Bakalım, eşitlik ilkesi nereye kadar
devam edecek. Umarım Türkiye’de ben bundan sonra sadece futbol
konuşurum. Çünkü yıllardır beraber çalıştığımız, karşılıklı
oturduğumuz arkadaşlarım benim futbolun dışında hiçbir şey
konuşmadığımı biliyorsunuz. Futbol benim prensibimdir ama bugün
maalesef futbol dışı konuştum. Bu konuda üzgünüm. Fenerbahçe’ye
gelince bir maç kazanırız, bir maç kaybederiz. Sıralamadaki
yerimizi bir aşağıda ya da bir yukarıda tutarız. Bundan sonra her
maçı da kazanırız. Kazanmak için de oynarız. Gelişmemiz var, iyi
yöne gidişimiz var, gittiğimiz bu yönde birçok oyuncumuzu
kullanmaya başlayacağız. Aramıza yeni katılan oyuncularımız var.
Onları buraya adapte etmeye ve oynatmaya gayret ediyoruz.
Önümüzdeki süreci daha doğru değerlendiriyoruz. Biz, önemli bir
camiayız, önemli bir takımız. Kazanmaktan çok daha önemli hedefleri
olan bir takımız. Hepsine tamam ama Fenerbahçe takımı, camiası da
buna tepki gösteren bir duruşu olması gerektiğini düşünüyorum. Bunu
temsilen burada ben bu duruşu başlatıyorum ve ne olursa olsun artık
işin o kadar da kolay olmayacağı kesin. Belki abilerimiz bize
yukarıda kızacaklar ama biraz da bizim sitem etmeye hakkımız
var.”
“Miha Zajc daha yeni geldi. Bizimle beraber iki antrenmana çıktı.
İsmimizi zor ezberledi daha. Transferin son günü geldi. Ben de
istiyorum. Moses’ı hazırlıyoruz, kendisiyle konuşuyoruz. Kendisi de
aynı fikirde. ‘Evet, hazırlanıyorum ve buraya adapte oluyorum’
diyor ama bu kadar kolay değil bazı şeyleri yapmak. Zaten biz çok
iyi bir takım olduğumuzu söyleyebiliyor muyuz? Takım olma konusunda
sorunlar yaşadık. Takım olmak üzereyken bunları monte etmek, kolay
değil. Kazandığımız zaman bunun işi kolaylaşıyor. Yine bugün emin
olun ki hiç üzülmediğimiz kadar çok üzüldük ve etkilendik. Ben,
konuyu futbolun dışına çıkarmadan, sonucu hiçbir zaman futbolun
dışında nedenlere bağlamadan yine gidip kendi oyuncularımla bu işi
tartışacağım. Maalesef kamuoyuyla da bu konuyu paylaşmak
zorundayım. Bir oyuncumu çıkarmak zorunda kaldım. Faul bile
sayılmadı. Bunlar kritik şeyler ve Video Hakem
Uygulaması var. Herkesin sevindiği ve tamam dediği VAR
var. Daha önceleri kaçırıyordun. Golü de tartışıyorlar ama ben
tartışmak istemiyorum. O, hakemin takdirine kalmış bir şey ama
kartlarda uygulanan konular biraz ağır geldi. Çok kolay
olmamalı.”
“Ben her zaman şunu savunuyorum; Türkiye’deki yerliler ve yabacılar
kaliteli olmak kaydıyla yer alsın. Belirli standartlarla birlikte
ölçüler konsun. Ülker üretiyor olsun, çünkü biz yaklaşık 33 Avrupa
ülkesinden daha fazla genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Üretiyor olan
bir ülkeden olmak, oyuncu oynatan bir organizasyona sahip olmalı.
Maalesef burası 30 yaş ve sonrası futbolu bir durak olarak seçen ve
buradan hiçbir katma değer olmadan, sadece tüketen oyuncularla dolu
bir lig olmamalı. İzlenebilir, keyifli bir lig olmalı. Benim
görüşüm bu, bunun için de önemli bir süreç yaşatılmalı. Bu sadece
2-3 kişinin alacağı karar değil. Türkiye’de çok ciddi ortak aklın
organizasyonu yapılmalı ve bu ortak akıldaki herkes (medyadan,
teknik direktörlerden, futbolculardan, federasyondan,
yöneticilerden) ile düzgün bir plan yapılmalı ve o şekilde
senelerde Türk futbolunu kurtaracak projeler olarak konmalı.
Herkesin sahip çıkabileceği ortak bir akıl ortaya koyduğu değerle
bu işler yönetilmeli. Evet, yabancılaştırılmış bir liginizin olması
belki İngiltere’yi düşünerek konuşabiliriz ancak bir sonuç elde
etmiyor, ekonomik bir değer olmuyor, satılacak bir emtia olmuyor,
bundan çok fazla insan kazanmıyor. O zaman böyle yap, bir çok yönü
var bunun.”