EYLÜL

Hiç unutmam; on yıl önce bir eylül başıydı. Oturduğum Evka3’ten işe gitmek üzere çalıştırdım arabamı. Yoğunluğa yakalanmamak için Ege Lisesi’ni sağıma alıp Ankara Caddesi’ne çıktım.

Sabahın erken saatleri.. Altın tozuna bulanmış ışık hüzmelerinin işgaline uğradığımı hissettim. Tatlı sarı bir renge bürünmüş etraf. Doğanın dinlenmeye çekilirken üzerine örttüğü yorganın rengidir o tatlı sarı; adeta buğulu..

Hay’ı huy’a bağladığım, huzursuzluğu acıya eklemlediğim, bir türlü tabelayı göremeyen ve havuca bile hasret bırakılmış yarış atı huzursuzluğunda geçti o koca on yıl!.

.. Ve, işte yine bir eylül akşamı!. Yıl 2020,  gezegenin gündemi  ‘ Salgın ‘.  Benim şahsi gündemimde ise bir değil iki özür borcumun ödenmesi var!.

Öncelikle tam 43 yıl güzelliğinin farkına varamadan yaşadığım için.. On yıl önce güzelliğinin beni çarptığı o sabahtan bu yana da; yokmuşsun gibi yaşadığım için.. Senden çok ama çok özür diliyorum Eylül!.

Çabuk olmam gerekiyor!. Keyfini çıkarmadım ki hüznün bana bulaşsın.

Sabahını ayrı, akşamını geceni ayrı tatlarda yaşamalıyım!. O tatlı sarı ışık hüzmelerinde bir yuvarlanayım hele; yaprakları sarartırsın nasıl olsa.. 

Alpay’ın  ‘ Eylül’de Gel ‘ şaheserinin yoldaşlığında Mehmet Rauf’un  ‘ Eylül ‘ ü okunacak misal..

Elbette şairler, şiirler olacak!. Buyurun İlhan Berk’in dizelerine..

‘’ Sevgilim, işte eylül

Ve işte senin usul usul seğiren yüzün. ‘’

Ataol Ağabeyim eksik mi kalacak?!

 ‘’ Eylül sabahının serinliğini

Yaprakların serinliğini

Ciğerlerime dolduruyorum.

Sessizlik ve serinlik

Birleşiyor.

Yıkanmış güvercinler

Ve çok uzakta bir tren sesi

Her zaman yeniden başlamak duygusu

Doğuyor içimde

Her uyanışımda.

Düşmanlarımı bağışlıyorum

Daha çok seviyorum dostlarımı.

Her uyanışımda

Eylül sabahının serinliğini

Yaprakların serinliğini

Yüreğime dolduruyorum. ‘’

Ooff of!. Her ne kadar yüreğim ve aklımın yönetim şeklini ‘ Cittaslow ’ olarak ilan etsem de; eylül konusunda çabuk olmalıyım çabuk!.

Daha kaç kez buluşacağımızı kim bilebilir!..

Yorumlar