Anasayfa /  Politika /  Cumhurbaşkanlığı

Erdoğan’dan Simit Sarayı açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan Malezya'da Simit Sarayı'nın Ziraat Bankası tarafından kurtarılması ile ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada bu durumu tasvip etmediği açıkladı.

Abone ol
Abone ol 18 Aralık 2019 13:08

Cumhurbaşkanı Erdoğan Malezya'da Simit Sarayı'nın Ziraat Bankası tarafından kurtarılması ile ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada bu durumu tasvip etmediği açıkladı.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Birleşmiş Milletler Küresel Mülteci Forumu’na katılmak üzere geldiğimiz Cenevre’de hem ikili görüşmeler yaptık hem de mülteci krizi konusundaki görüşlerimizi Birleşmiş Milletler nezdinde dile getirdik. 

İlk olarak Somali Başbakanı’nı kabul ettim, ikili ilişkilerimizi ve Doğu Afrika bölgesindeki gelişmeleri ele aldık. Hatırlarsanız, bir Ramazan günü Somali’ye ilk gittiğimizde, büyük bir insani krizle karşılaşmıştık.  Bugün ise durum her gün iyiye gidiyor. Hamdolsun artık böyle bir Somali’yle karşı karşıyayız. Ekonomiden güvenlik ve sağlığa kadar her alanda Somali’de güçlü bir mevcudiyete sahibiz. Somali, mağdur ve mazluma sahip çıkma politikamızın en güzel örneklerinden biridir. 

Avrupa’da bulunan vatandaşlarımızla da toplantı yaptık. Biz, yurtdışında yaşayan ve sayıları 6 milyona yaklaşan vatandaşlarımızın her zaman yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Onların hem Türkiye ile bağlarını güçlü tutmalarını hem de bulundukları ülkelerde başarılı olmalarını önemsiyoruz. Bu iki hedef arasında bir çelişki de görmüyoruz. 

Son dönemde, bazı ülkelerde yükselen Türkiye ve İslam karşıtlığına karşı mücadele etmeye de devam edeceğiz.

Birleşmiş Milletler Küresel Mülteci Forumu’na eş başkanlık yaptım ve foruma hitap ettim. Bugün dünya genelinde 260 milyona yakın göçmen, 71 milyonun üzerinde yerlerinden edilmiş kişi ve 25 milyonu aşkın mülteci var. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkeyiz. İnsani yardımlarda da milli hasılaya göre dünyanın 1. sırada gelen ülkesiyiz.

Biz, açık kapı politikasını insani ve ahlaki bir sorumluluk olarak uyguluyoruz. Dünyanın da bu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Kalkınmış ve zengin batılı ülkeler mülteci krizinde sınıfta kaldı. Zengin bazı Arap ülkeleri de aynı durumda. Oysa küresel sorunlar ancak küresel iş birliği ve dayanışma ile aşılabilir. Dünyanın mülteci sorunundan kaçması sorunu ortadan kaldırmıyor. Bu noktada, geçen yıl kabul edilen Küresel Mülteci Mutabakatı’nın uygulanmasına büyük önem veriyoruz.

Suriye kaynaklı mülteci krizinin çözümü Suriye iç savaşının sona erdirilmesine bağlıdır. Bu yüzden biz, mültecilere ev sahipliği yaparken siyasi çözüm için de yoğun çaba içerisindeyiz. Astana ve Cenevre süreçlerini etkin kılmaya ve netice odaklı hareket etmeye çalışıyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyarak terörün sonlandırılması ve mültecilerin evlerine gönüllü, güvenli, onurlu şekilde dönmeleri öncelikli hedefimizdir. Bunun için güvenli bölgenin kurulması da büyük önem arz ediyor.

Cenevre’de, Pakistan Başbakanı İmran Han ile de bir görüşme yaptım ve ikili ilişkilerimizi etraflıca ele alma fırsatımız oldu. Bunun yanında, bölgesel konuları değerlendirdik. Şubat ayında Pakistan’a yapacağımız Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımızla da ilgili ön görüşme fırsatımız da oldu."

Yorumlar