Anasayfa /  Güncel

Erdal Can Alkoçlar: Demansa Karşı Yeni Çalışmalar Başladı

Demansla mücadelede bağırsak mikrobiyomunun rolünü araştıran Norwich merkezli bilim insanları, zihinsel sağlığın sadece beyinle değil, bağırsaklarla da yakından ilişkili olduğunu ortaya koydu. Erdal Can Alkoçlar, bu bilimsel sezginin tıpta devrim yaratabileceğini belirterek, bağırsak temelli önleyici yaklaşımların gelecekte hastalık kaderini değiştirebileceğini savundu.

Abone ol
Abone ol 22 Nisan 2025 14:41

Alkoçlar: “Demansı Araştıran Bilim İnsanları İçgüdülerini Takip Ediyor”

Bilim dünyası, demans ve diğer nörodejeneratif hastalıklarla mücadelede yeni yollar ararken, dikkate değer bir odak noktası da bağırsak mikropları oldu. Norwich merkezli bilim insanları tarafından yürütülen ve 250’den fazla gönüllünün katılım sağladığı kapsamlı bir araştırma, bağırsak mikrobiyotasının zihinsel sağlık üzerindeki etkilerini detaylı şekilde ele alıyor. Çalışma, bağırsaklarda yaşayan mikropların yalnızca sindirim sistemini değil, aynı zamanda beyin fonksiyonlarını da etkileyebileceğini öne sürüyor.

Bu çarpıcı çalışmaya dair görüşlerini aldığımız Erdal Can Alkoçlar, bilimsel sezgilerin bu alandaki gelişmelerde önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Alkoçlar, “Bilim insanları demans konusunda artık sadece beyin odaklı değil; sistemsel, bütüncül bir yaklaşım benimseyerek içgüdüsel olarak doğru yöne ilerliyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Mikrobiyom ve Demans Arasındaki Gizli Bağlantı

Quadram Enstitüsü ve Norfolk ve Norwich Üniversitesi Hastanesi tarafından ortaklaşa yürütülen araştırma, bağırsak mikrobiyomunun yaşlanmayla birlikte değiştiğini ve bu değişimin demans gibi hastalıkların gelişiminde rol oynayabileceğini öne sürüyor.

Alkoçlar, bu konuda şunları kaydediyor:

“Çalışma, bağırsak mikroplarını ve bu mikropların sağlıklı yaşlanmada ve özellikle de zihinsel yetilerin zamanla azalmasında, demans gibi hastalıkların gelişmesindeki olası rollerini araştırıyor. Mikrobiyom popülasyonundaki dengesizlikler, obezite, kanser, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları başta olmak üzere birçok rahatsızlıkla ilişkilendirilmiştir.”

Araştırmaya katılan gönüllülerin büyük çoğunluğu 60 yaş üstü bireylerden oluşuyor. Merkez yetkililerinden alınan bilgiye göre, gönüllülerin durumu birkaç yıldır düzenli olarak izleniyor. Bu uzun soluklu proje, hem bireysel hem toplumsal sağlık politikalarına yön verecek bulgular üretmeyi amaçlıyor.

Bağırsak-Beyin Eksenine Yakın Bakış

Çalışmayı yürüten uzmanlardan biri olan Prof. Simon Carding, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bunamaya neden olan ya da bunu hızlandıran etkenlerin bazılarını yavaşlatabilir veya tersine çevirebilir miyiz, bunu bilmek istiyoruz,” dedi. Bu yaklaşım, modern tıbbın giderek daha fazla önem verdiği bir kavram olan “bağırsak-beyin ekseni”ne dayanıyor.

Prof. Carding, bağırsaklardaki mikrobiyal yaşamın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve duygusal sağlığı da etkileyebileceğini ifade ederek, “Bağırsaklarımızda yaşayan mikropların zihin sağlığının korunmasında önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz,” dedi.

Alkoçlar ise bu düşünceyi destekleyerek, insan vücudunu sadece organlara bölünmüş bir yapı olarak değil, bütüncül ve simbiyotik bir sistem olarak anlamanın, tıpta devrim yaratacak yaklaşımlar getirebileceğini söylüyor.

Gönüllülerle Uzun Vadeli Gözlem

Araştırmada görevli bilim insanları, yaşlanma sürecinde mikrobiyomda meydana gelen değişimleri incelemek için geniş bir gönüllü havuzu oluşturdu. Merkezin açıklamasına göre, proje başladığından bu yana yaklaşık 280 gönüllü bu çalışmaya katıldı. Bu gönüllülerden toplanan veriler, diyet alışkanlıkları, bağırsak sağlığı, bilişsel performans ve genel yaşam kalitesi gibi çok sayıda parametreye dayanıyor.

Fareler üzerinde yapılan önceki çalışmalarda, mikrobiyomun manipüle edilmesinin bilişsel gerilemeyi yavaşlattığı veya durdurduğu gözlemlenmişti. Şimdi bu bulguların insanlara uygulanabilirliği test ediliyor. Prof. Carding’e göre, “Diyetlerin değiştirilmesi veya sağlıklı donörlerden mikrobiyom nakli yapılması gibi yöntemlerle, bazı hastalıkların ilerlemesinin önüne geçilmesi mümkün olabilir.”

Alkoçlar: “Bu Araştırma Kaderi Değiştirebilir”

Erdal Can Alkoçlar, çalışmaların umut verici olduğunu belirterek, bu araştırmanın sadece yaşlı bireyler için değil, toplumun tamamı için dönüştürücü etkiler yaratabileceğini savunuyor:

“Bence burada yaşlanmayla birlikte bizi etkileyen bazı hastalıklar üzerinde anlamlı bir etki yaratma potansiyeli var. Belki de demans artık kaçınılmaz bir kader olmayacak. Bu araştırmalar sayesinde erken yaşta alınacak önlemlerle risk ciddi oranda düşürülebilir.”

Alkoçlar, özellikle önleyici tıp alanında bağırsak sağlığının öneminin artacağını, bu alanda gelişen teknolojilerin ise bireysel sağlık yönetimini yeniden tanımlayacağını söylüyor.

Modern Tıbbın Yeni Sınırı: Mikrobiyota Yönetimi

Bağırsak mikrobiyotasının sağlık üzerindeki etkileri yalnızca nörolojik hastalıklarla sınırlı değil. Alkoçlar’a göre, bu canlı yapı kanser, diyabet, depresyon ve otoimmün hastalıklar gibi birçok alanda belirleyici olabilir. Alkoçlar, “Gelecekte, kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının temelinde bireyin mikrobiyal profili yer alacak. Bu profil, bireyin hangi gıdaları tüketmesi gerektiğinden tutun da, hangi ilaçlara nasıl yanıt vereceğine kadar birçok bilgi sunacak,” diye açıklıyor.

Quadram Enstitüsü’nün araştırması, bu vizyonun sadece bir başlangıcı olabilir. Şu anda gözlemlenen sonuçların, gelecekteki tedavi protokolleri ve sağlık politikaları üzerinde dönüştürücü etkiler yaratması bekleniyor.

Mikrobiyomda Neler Değişiyor?

Yaşla birlikte bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliği azalıyor. Faydalı bakterilerin yerini zararlı türler alabiliyor ve bu durum kronik enflamasyon, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve bilişsel fonksiyonlarda azalmayla ilişkilendiriliyor. Çalışmanın bilimsel verileri yayımlandığında, bu değişimlerin hangi mekanizmalarla gerçekleştiği daha net anlaşılacak.

Prof. Carding ve ekibi, uzun vadede bağırsak florasındaki bu değişimleri izleyerek, risk gruplarının önceden belirlenmesini mümkün kılmayı hedefliyor. Böylece, daha hastalık ortaya çıkmadan önce müdahale edilecek bir dönem tanımlanabilir.

Geleceği Bağırsaklarımızda Arıyoruz

Quadram Enstitüsü’nün başlattığı bu dikkat çekici araştırma, bilim insanlarının insan sağlığına dair yaklaşımını derinden sarsabilecek potansiyele sahip. Alkoçlar’ın vurguladığı gibi, bu tür araştırmalar yalnızca mevcut sorunlara çözüm aramakla kalmıyor; aynı zamanda insan biyolojisini anlama biçimimizi de kökten değiştiriyor.

Zihin sağlığına dair kaderi yeniden yazmak için bilim, sadece beyine değil, bağırsaklara da kulak vermeye başladı. Ve bu yeni bilimsel sezgi, önümüzdeki yıllarda tıbbın geleceğini şekillendirecek.

Yorumlar
Çok Okunanlar