ZMO Başkanı Güngör: Özelleştirme durumunda, üretim gerektiği gibi olmayacak
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör, hükümetin 14 şeker fabrikasının satışından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "Özelleştirme durumunda yarın, burada üretim gerektiği gibi olmayacak. Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve 'nişasta bazlı şeker' (NBŞ) üreten firmaların önünü açacak" dedi.
Abone olZMO Genel Başkanı Güngör, Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve ZMO Kahramanmaraş Şubesi iş
birliğiyle düzenlenen 'Ziraat mühendisliğinde kariyer planlaması'
konulu konferansa katıldı. Konferans öncesi konuşan Güngör, 14
şeker fabrikasının satışı dolayısıyla üzüntü duyduğunu
belirtti. Şeker fabrikalarının, özelleştirilmesi yerine
modernize edilip, alet ve ekipmanları yenilenerek, daha
verimli hale getirilmesi gerektiğini savunan Güngör, şöyle
konuştu:
"Hatırlarsanız 15 yıl önce 400- 500 bin aile pancar sektöründe
çalışıyorlardı; ama şimdi bu yanlış politikalar nedeniyle 200 bin
aileye düştü. Genel olarak bakacak olursak şeker pancarı üretimi
dahil yan sanayisi, işçisi, nakliyesi, hepsini topladığında 10
milyon nüfus buradan geçimini sağlıyor. Yani devletin kamu
mallarını bu şekilde satmak, özelleştirmek doğru değil. Gerçi
Özelleştirme İdaresi 'Çiftçilerin haklarını koruyacağız üretimde
bir sıkıntı olmayacak' diyor. Bunun Türkçe meali şu; yarın, burada
üretim gerektiği gibi olmayacak. Birçok pancar üreticisi üretim
yapmayacak ve nişasta bazlı şeker üreten firmaların önünü
açacak."
'AVRUPA'DA NBŞ KOTASI YÜZDE 1, BİZDE YÜZDE 25
ARTIRILIYOR'
NBŞ'nin gerçek şeker olmayıp, mısırdan üretildiğine ve bunun da
insan sağlığı açısından çok riskli olduğuna dikkat çeken Güngör,
Avrupa ülkeleri ile ABD'de NBŞ kotalarının kısıtlanmış şeker türü
olduğunu söyledi. Güngör, "Nişasta bazlı şeker ağırlıklı
olarak Türkiye'de tatlılar, hamurlar, çorbalar, her türlü
şekerlemelerde ve aklınıza gelecek birçok şeyde nişasta bazlı şeker
kullanılıyor. gazlı içeceklerde de var. En büyük sorun da karaciğer
de yağlanma, obezite ve kanser riski en yüksek olan kısımlardan bir
tanesi Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığına göre. Amerika Birleşik
Devletleri'nde yapılan bir çalışmada nişasta bazlı şekerden
kaynaklanan obezite oranı son 5 yılda yüzde 40 artmış ve kotalarını
düşürdüler. Bazı Avrupa ülkelerinde nişasta bazlı şeker kotaları
neredeyse sıfır, bazı yerlerde bir. Bizde ise nişasta bazlı şeker
kotaları sürekli arttırılıyor, yüzde 15- 25 arttırılıyor. Çünkü
nişasta bazlı şeker, şeker pancarı şekerine göre daha ucuz. Daha
ucuz olduğu için sanayi kesimi bu şekeri tercih ediyor" diye
konuştu.
'KÖYLERDE ÜRETİM YAPACAK İNSAN BULAMAYACAĞIZ'
Şeker fabrikalarının satışında, nişasta bazlı şeker sektörünün
temsilcilerinin baskılarının olduğunu düşündüklerini belirten
Başkan Güngör, hükümete özelleştirmeden vazgeçmesi çağrısında
bulunarak, şunları söyledi:
"Devletin, hükümetin bu konuyla ilgili yeniden düşünmesi lazım,
özelleştirme veya satılma işlemini geri çekmesi lazım. Buy
fabrikaları daha aktif, daha faal, daha modernize bir şekilde
yaparak bu kamu mallarını bizim korumamız lazım. Maalesef ülkemizde
kamuya ait bugüne kadar birçok yerlerimiz satıldı. Hatırlayın,
enerji sektörümüz olsun, hatta birçok bankalar, aklınıza
gelebilecek birçok kurum kuruluşlar devredildi, satıldı,
diskalifiye oldu. Eski et balık kurumumuz, Sümerbank, birçok kurum
kuruluşlarımız elden çıktı. Bugün hepsi atıl durumda. Biz, Ziraat
Mühendisleri Odası olarak Bakanlığı, hükümeti, bu konuda bir kez
daha uyarıyoruz. Yani bu doğru bir yaklaşım değildir. Türkiye'de
şeker üretiminde son derece sağlıklı bir üretimimiz var, insan
sağlığı açısından da bir risk teşkil etmiyor. Bu sektöre hitap eden
10 milyon nüfus var. Bu üreticileri biz düşünmek zorundayız. Aksi
taktirde Türkiye'de tarım toprakları bir taraftan daralırken, mera
alanlarımız daralırken artık köylerde üretici kesimi azalırken
bizim bu politikaları yeniden değerlendirmemiz lazım. Yoksa
buradaki üreticilerin büyük bir bölümü yarın şehirlere gidecek.
Zaten yapılıyor bu. Bu sefer köylerde üretimi yapacak insan
bulamayız diye düşünüyorum."
14 FABRİKADA 4 BİN 410 KİŞİ ÇALIŞIYOR
ZMO'nun Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2016- 2017 dönemine ait
verilerden derlediği bilgiye göre, özelleştirilecek Bor, Çorum,
Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal,
Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş'taki şeker fabrikalarında 4
bin 410 kişi çalışıyor. Bu 14 fabrikanın 125 bin 402 hektarlık ekim
alanında 47 bin 758 çiftçi tarafından üretilen 7 milyon 6 bin 100
ton şeker pancarının işlenmesi sonucunda 946 bin 758 ton şeker, 322
bin 370 ton melas ile 2 milyon 74 bin 129 ton yaş küspe
üretildi.
10 FABRİKA, 922 MİLYON DOLARA SATILMIŞ ANCAK İPTAL
EDİLMİŞTİ
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca 2008'de özelleştirme kapsamında
alınan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin Kastamonu, Kırşehir,
Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba'daki şeker fabrikaları; 2009'da
yapılan ihaleyle 606 milyon dolara Ak-Can Şeker'e satılmış ancak
itiraz üzerine ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti. Satıştan
vazgeçmeyen Özelleştirme İdaresi'nce 2 yıl sonra 10 şeker
fabrikası, 2 ayrı portföyde satışa çıkarıldı. 2011'de yapılan
ihalelerde Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve
Çarşamba'daki şeker fabrikalarının yer aldığı portföyü 656 milyon
dolarla Ak-Can Şeker, diğer portföyde yer alan Elbistan,
Malatya, Erzincan ve Elazığ'daki şeker fabrikalarını ise 266 milyon
dolarla Kolin-Limak Ortak Girişim Grubu almış; ancak toplam 922
milyon dolarlık satış, 2012'de başkanlığını dönemin başbakanı olan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı Özelleştirme Yüksek
Kurulu tarafından iptal edilmişti.