Anasayfa /  Dünya

Donald Trump'ın başkanlıkta ikinci yılı: Neler değişti, ne krizler çıktı?

20 Ocak 2017'de resmen görevinin başına geçen Donald Trump koltuktaki ikinci yılını kutluyor. Trump Beyaz Saray'daki ikinci yılında ilkleri de yaşattı, tepkilere de yol açtı.

Abone ol
Abone ol 20 Ocak 2019 21:43

Sert politikaları ile ABD'de ciddiye alınmayan iş adamı Donald Trump, bundan tam 2 yıl önce 'imkansızı başarmış' ve Demokratların adayı Hillary Clinton'ı geçerek ABD'nin 45. başkanı olmuştu. Trump'ın seçilmesinden bu yana pek çok gerginlik, kriz ve ilkler yaşandı. İşte Trump'ın ikinci yılında çoğu zaman tepki çeken ama bir o kadar da konuşulan politikaları...

Meksika sınırına duvar ve göçmenler

ABD Başkanı Donald Trump seçmenlerine verdiği ‘duvar' sözünü tutma konusunda ısrarını ikinci yılında da sürdürdü. Göçmenler konusunda sert tutumuyla bilinen Trump, taş ile silah arasında 'çok fark görmediğini' ifade etti ve şişe veya taş atan göçmenlere müsamaha göstermeyeceğini ifade ederek gerekirse gerçek silahlarla uyarılabileceklerini belirtti.

Duvar konusunda son dönemlerde ısrarını sürdüren Trump'ın  Demokratlar ile Kongre'de yaşanan 'Meksika duvarı ödeneği' tartışmaları krize yol açtı, ülkede federal hizmetlerin durdurulmasına neden oldu. Trump geri adım atılmayacağını bildirerek sınır güvenliği uğruna hükümeti kapatmaktan 'gurur' duyacağını belirtti ve bu kapanmanın "çok uzun sürebileceğini" ifade ettti. 1 aydır kapalı olan hükümete rağmen geri adım atmayan Trump son olarak ABD Kongresi'nin onayı olmaksızın duvar inşa edilmesi için gerekirse acil durum ilan edebileceğini söyleyerek kararlılığını sürdürdü.

Trump ve küresel ısınma

ABD Başkanı Trump, küresel ısınmanın 'gerçek olmadığını' iddia ederek Haziran 2017'de Paris İklim Anlaşması'ndan çekilme kararı almıştı. Nijerya ve Suriye'den sonra iklim anlaşmasında yer almayan 3. ülke olmuştu.

İkinci yılında da iklim değişikliğine yönelik açıklamalarına devam eden Trump katıldığı 60 minutes programında "Bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Bir şeyler değişiyor ve tekrar değişecek. Bunun bir aldatmaca olduğunu sanmıyorum, belirli bir değişiklik var. Ancak bunun insan yapımı bir şey olduğundan emin değilim" diyerek kararını savundu.

Trump'ın bu kararı 'Brezilya'nın Trump'ı aşırı sağcı Bolsonaro'yu da etkiledi ve Brezilyalı lider de anlaşmadan çekileceklerini ifade etti.

Rusya ile ilişkiler

ABD Başkanı Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le 17 Temmuz'da Helsinki'deki zirvede bir araya geldi. Rusya'nın ABD seçimlerine müdahalesi ve Suriye'deki gelişmelerin zirve yaptığı dönemde bir araya gelen ikilinin konuşması merak konusuydu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin iki ülkenin ilişkilerinin iyileşmesinde ilk adım olduğunu belirtriken Trump'da ilişkilere yönelik olumlu mesajlar verdi. Ancak Trump'ın seçimlere müdahale konusunda "Bunun arkasında Rusya'nın olması için bir neden göremiyorum" diyerek ülkesinin istihbarat birimlerini suçlaması ve iddiaları kesin dille reddetmesi ABD'de olay oldu. Pek çok kişi "ABD adına utanç verici bir gün" yorumlarında bulundu.

Ancak ilişkiler görüşmedeki gibi toz pembe olmadı. Ekim ayında Başkan Trump, Rusya'nın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nın (INF) devamı konusunda yeterli uyumu göstermediğini iddia ederek çekileceklerini duyurdu. 

ABD bu olayların ardından, İngiltere’de zehirlenen Sergey Skripal ve kızı Yulia Skripal ile ilgili olarak Rusya'ya yeni yaptırım paketi hazırladı. Aralık ayında yapılan açıklamada yeni yaptırımların Rus iş adamlarına ve şirketlere uygulanacağı bildirildi.

Çin ile ticaret savaşı ve barış mesajı

ABD yönetimi, Çin'den ithal edilen 34 milyar dolar değerindeki 800'den fazla ürüne yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulamaya başlayarak 'ticaret savaşları'nı resmen başlatmıştı. Ardından da Çin karşılık vererek savaşı sürdürmüş, Temmuz ayında da ek gümrük vergileri karşılıklı olarak yürürlüğe girmişti.

Ancak G-20 Zirvesi'ndeki Trump ile Xi Jinping arasındaki görüşmeden "90 günlük ticaret savaşı ateşkesi" çıkmasıyla gündem yine değişti.

Kuzey Kore ile nükleer savaş tehdidinden dostluk mesajlarına 

2018 yılında iki ülke lideri arasında nükleer silah tartışmaları yaşanmış, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un "nükleer silah düğmesi masamda" diyerek Trump'ı tehdit etmişti. Geri kalmayan Trump da "Benim nükleer silahlım daha güçlü ve büyük" sözleriyle tartışmayı sürdürmüş, "gerekirse savaş çıkarırız" noktasına kadar gelmişti.

Ancak ikili arasındaki tarihi zirve tüm gerilimleri unutturdu. ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'u ilk kez bir araya getiren tarihi zirve 12 Haziran'da Singapur'da gerçekleşti. Pyongyang’ın nükleer programını sona erdirmesi üzerinde prensipte mutabık kalınsa da anlaşmanın ardından çok az somut ilerleme sağlanabildi. 

Ancak tarihi zirvenin ardından Kuzey Kore'nin nükleerden arındırılma hızı konusunda herhangi bir taahhütte bulunmadığını savunan Trump, Kim ile görüşmeleri olmasaydı "Asya'da büyük bir savaşın patlak vermiş olabileceğini" iddia etti.

İkilinin tarihi zirvesinin ardından ikinci görüşmenin Şubat ayında gerçekleştirilmesi bekleniyor. Bu görüşmede nükleerden arındırılma konusunda ilerleme sağlanması tahmin ediliyor.

Avrupa ile 'ticaret savaşları'

Haziran ayında ABD Başkanı Trump bu kez müttefiklerine ticaret savaşı açtı. 

ABD Başkanı Donald Trump, 9 Mart'ta ithal çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 gümrük tarifesi uygulanacağını açıklamıştı. AB, Kanada, Meksika ve Hindistan'ın da aralarında bulunduğu yakın müttefiklerine 1 Haziran'a kadar geçici muafiyet tanımıştı. Ancak AB'nin muaf tutulma çağrısılarına rağmen müzakerelerden bir uzlaşı çıkmadı.

Trump, Avrupa ülkelerinin misillemesi üzerine de  AB'de üretilen tüm araçlara yüzde 20 gümrük vergisi getirme tehdidinde bulundu.

Trump sosyal medya paylaşımlarında  "Avrupa Birliği tarafından uzun süredir ABD'ye ve ABD'li şirketlere ve işçilere yönelik uygulanan gümrük vergilerine ve ticari engellere istinaden, o vergileri eğer düşürmezse veya iptal etmezlerse, onların ABD'ye gönderdiği tüm otomobillere yüzde 20 gümrük vergisi uygulayacağız" ifadelerini kullanmıştı.

ABD'nin Suriye politikası

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'de DEAŞ'ı bitirme üzerine pek çok açıklamalarda bulundu.

Ancak Trump geçtiğimiz Aralık ayında Suriye stratejisinde radikal bir değişikliğe giderek bölgedeki askerlerini çekme kararı aldı. "DEAŞ'ı bitirdik diyen Trump Suriye'deki binlerce askerinin ülkelerine dönüşünün başlayacağını duyurdu.

Karardan kısa bir süre sonra Münbiç'te 16 Ocak'ta münü meydana gelen intihar saldırısında 4 ABD vatandaşının öldüğü açıklandı. Bu gelişme sonrası dünyada büyük yankı bulan çekilme kararı yeniden tartışılmaya başlandı.

Trump ise ABD askerinin Suriye'den "bir süre sonra" çekileceğini, bunun için bir zaman dilimi vermediğini söyledi ve DEAŞ'ın yüzde 99 oranında bittiğini açıkladı.

ABD'nin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinin resmi törenle Kudüs'e taşınması

ABD Başkanı Donald Trump'ın 6 Aralık 2017'de Kudüs'ü 'İsrail'in başkenti' olarak tanımasından yaklaşık 5.5 ay sonra ABD Büyükelçiliği Tel Aviv'den taşınarak 14 Mayıs 2018'de Kudüs'te açıldı. Açılışa ABD Başkanı katılmasa da Donald Trump'ın kızı Ivanka ve damadı Jared Kushner törende bizzat yer aldı.

Büyükelçilik açılmasını protesto eden Filistinlilere İsrail askerlerinin ateş açması sonucu ise 65'ten fazla kişi hayatını kaybetti, 2 bin 770'ten fazla kişi yaralandı.

Cemal Kaşıkçı cinayeti ve Suudi Arabistan'la ilişkiler

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürüldü. Suudi Arabistan Kaşıkçı cinayetinin işlendiğini kabul etse de henüz cesedin yerine dair bir bilgi vermekten kaçındı. Ancak Suudiler Kaşıkçı cinayetiyle ilgileri olduğu gerekçesiyle 5'i idam talepli 11 kişi hakkında dava açtı ve bu kişilerin yargılanmalarına başladı.

Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan tasarı, ABD Senatosu'nda kabul edildi. Ancak Trump'ın tavırı genellikle Suudi Arabistan'ı koruyan bir tavır içerisindeydi.

Trump, Kaşıkçı'nın durumuyla ilgili Ekim ayında "Bu konuda bazı kötü haberler var. Bu durum benim hoşuma gitmiyor" ifadesini kullanmıştı. 

Kasım ayında Kşıkçı bulunana kadar "Suudilere yardımların kesilmesi" çağrılarına ABD Başkanı "Böyle bir adım bizi yaralar" ifadelerini kullanarak Suudilerle ilişkilerin bozulmayacağının sinyallerini verdi. (CNN TÜRK)




Yorumlar