DUJAKABİN SANATÇISI

-hür doğdum hür yaşarımmmmm kime neeeeeeee kime neee
-köle miyim sana ben, sana neee sana neeeeee (Ajda PEKKAN)

-sıcak çok sıcak dahada sıcak olucak… (bkz. Emre ALTUĞ)
-beni köyümün yağmurlarıyla yıkasınlar… (bkz. Anomim)

Yukarıda belirtmiş olduğum bir kaç şarkı örnekleri genelde yaptığım araştırmalara göre şaka şaka! Öyle bir araştırma yapmadım da genel de duş’a girildiğinde bir zamanlar popüler olan güzide sanatçılarımızın eserleridir.

Benim favorim Kalben Doya Doya mesela
Beden temizliği belki de ruh’un arınması işlemini gerçekleştirdiğimiz esnada çoğumuzu ‘Sanatçı’ benim için bu kavram oldukça önemli gerçi ama, hissetmez miyiz? Sesim iyiymiş yhaaa! diye. Psikolojik mastürbasyon bir nevi bu yaptığımız ama iyi geldiği bir gerçek. Şimdi aşağıda bazı araştırmalar yapılmış onlara bakalım:

‘İki dermatoloğun konu ile ilgili yaptığı araştırmalar ile birçok insanın gereğinden çok daha fazla duş aldığının altı çizildi.
New York’ta bulunan Mount Sinai Hastanesi’nde yardımcı profesör olarak çalışan Dr. Joshua Zeichner’e göre, ne sıklıkla duş aldığımız ve ‘beden kokusu’ olarak bildiğimiz şey aslında “kültürel ve sosyal etkenler tarafından belirlenmiş bir ilüzyon.” Boston’lı dermatolog Dr. Ranella Hirsch’in konu ile ilgili açıklamaları da Dr. Zeichner’e hak veriyor: “İnsanlar gereğinden daha fazla duş almaları gerektiğini düşünüyor ve bunun toplumsal olarak farketmemiz çok önemli. Bu düşüncenin sosyal normlardan kaynaklandığını anlamamız gerekiyor.’

Alıntılarımızı da yaptıktan sonra asıl gelelim mevzuya. Beden temizliğimizi yaptık, az da olsa gerçek dünya’dan uzaklaştıktan sonra giyinme işlemine geçtik. Şarkılarımızı da popüler müziklere göre söyledikten sonra bir üşüme geldi sanki. Şarkı söylemek?
Hadi hemen bir nakarat, ‘İşte kuzu kuzu geldimmmm’ yok olmadı. Ve işte gerçek dünya’ya hoşgeldiniz
Peki ya sadece duj’ta sanat mı yapabildik?
Gerçekler, aşklar, sevdalar ve daha bir çok örnek verebiliriz hayatta olan acı gerçeklere. Ne gözümüz görür ne kulağımız duyar ve kimseye aldırış etmeden inandığımız ve istediğimiz yolda kafamız ne isterse onu yaparız. Sonrası ikili ilişkilerin geneline bakıldığında büyük bir hüzün durumu gerçekleşiyor. Elde var sınır! Es geçmeden edmeeyeceğim tabi. Evli çiftler, uzun süreli ilişkisi olanlar, aşıkları tenzih ediyorum tabi. Sonraaaaa, gelsin depresyonlar, açılsın kankalarla whatsapp grupları, instagram’dan stalk etmeler falan. Üzer adamı çok üzer, şahsen beni çok üzüyor.

Toparlanamıyorsun bir süre, inancın kalmıyor. Ümidin, hayallerin, arzuların tepetakla atıyor. Taa ki gerçekleri görüp duj’tan çıkıp  her zaman inandığınız ve ışınına çaba sarfettiğimiz eylem ya da kişiler değmeyebiliyor.
İnandığımız yollarda kirli bariyerlere çarpmamanız dileğiyle sevgili okuyucularım
Ve hiç bir zaman duşta şarkı söylerken gerçek bir sanatçı ya da bir albüm çıkartacağınız hayaline kapılmayın. Hayat çünkü gerçekten çok acımasız ve her zaman inandığımız uğruna çaba sarf ettiğimiz eylem ya da kişiler çok acımasız olabiliyor.

Aşkla kalın…

‘Gelecek, hayallerinin peşini bırakmayanlarındır.’ (Eleanor Roosevelt)

 

 

Yorumlar