Anasayfa /  Medya /  Dizi

'Payitaht Abdülhamid' eleştirilerine yanıt: Belgesel yaparız

Dizinin tarih danışmanı Kayabaşı, "Dizi karakteriyle gerçek arasında fark olmayacaksa belgesel yaparız. Sultan Abdülhamid hakkında belki onlarca belgesel yapıldı da." dedi.

Abone ol
Abone ol 05 Nisan 2017 15:10

"Payitaht Abdülhamid" dizisinin tarih danışmanı Selman Kayabaşı, "Dizi karakteriyle gerçek arasında fark olmayacaksa belgesel yaparız. Sultan Abdülhamid hakkında belki onlarca belgesel yapıldı da. Biz tarihi bir şahsiyeti yazıyoruz, ailesi, acıları, sevinçleri, mücadelesi, azmi, gayreti, hataları ve sevaplarıyla millete hatırlatmak istiyoruz." değerlendirmesini yaptı.

TRT ekranlarında izleyiciyle buluşan ve Sultan Abdülhamid'in son 13 yılını konu alan "Payitaht Abdülhamid" dizisine tarih danışmanlığı yapan Kayabaşı, "TRT Vizyon" dergisinin bu ayki sayısında, dizi ve karakterler ekseninde ortaya atılan iddialara cevap verdi.

Abdülhamid'e neden "Kızıl Sultan" denildiğinin sorulması üzerine Kayabaşı, iddiaların temelinin, Ermeni isyanlarına karşı Müslümanları korumaya yönelik alınan tedbirlerle ilgili olduğunu belirtti. Kayabaşı, "Kızıl Sultan ifadesi işte bu dönemin ürünüdür ve ne yazık ki sonraki yıllarda bazı Türkler tarafından da bilinçsizce kullanılmıştır." ifadesini kullandı.

Sultan Abdülhamid'in tahta çıktığı dönemde devlete "hasta adam" gibi yakıştırmalar yapıldığını anlatan Kayabaşı, Abdülhamid'in imparatorluğun bekası için siyasi, askeri ve ekonomik tedbirler aldığını, devletin borçlarının çoğunu kapattığını, orduyu modernleştirdiğini, bu nedenle kendisine "muhafız" denilmesi gerektiğini kaydetti.

"Açık olan Mebusan Meclisini tahta geçince ilk iş kapattı" iddialarının sorulması üzerine de Kayabaşı, Abdülhamid'in Meclis-i Mebusan'ı açmak konusunda samimi olmadığına dair yorumların yanlışlığına işaret etti.

"Muhaliflerinin ve taraftarlarının algısının aksine Sultan Abdülhamid'in saltanat döneminde düşmanlarına karşı yaptığı ilk kritik hamledir Meşrutiyet." ifadelerini kullanan Kayabaşı, Abdülhamid'in Kanun-i Esasi'yi devletin kurtuluş reçetelerinden biri olarak değerlendirdiğini bildirdi.

"Dizide bazı teknik hatalar ile tarihi gerçeklere uymadığı söylenen sahneler bulunduğu" yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kayabaşı, dizi yayınlanmadan önce senarist Uğur Uzunok ile işlenen konular sebebiyle eleştiri alacaklarını tahmin ettiklerini belirtti.

"Sultan Abdülhamid kravat takmıştır"

Senaristlerin, diziyi eleştirenler kadar Abdülhamid'i okuduğuna ve araştırdığına dikkati çeken Kayabaşı, şöyle devam etti:

"Sultanın kravat takmadığını söyleyen uzmanlarımız, Abdülhamid'in kızı Şadiye Osmanoğlu'nun hatıratını okusaydı, böyle bir eleştiride bulunamazdı. Evet, Sultan Abdülhamid kravat takmıştır. Sultanın cülus töreninde ve bayram tebriğinde tahtın yanında saltanat saçağı bulundurduğu ve hazırunun bu saçağı öptüğünü, bizzat bu törenlerde hazır bulunan Mabeyn Başkatibi Tahsin Paşa yazmıştır. Abdülhamid Han'ın her zaman yalnız yemek yediğini, çocukları ve hanımlarıyla kahvaltı sofrasına oturmadığını söyleyenler yine Tahsin Paşa'nın hatıralarıyla sultanın kızı Ayşe Osmanoğlu'nun yazdıklarını okusaydı, sultanın hanımıyla yemek yediğini, kahve içtiğini bilirlerdi. Senaristimizin, Abdülhamid'i çocukları ve hanımıyla sıradan bir kahvaltı sofrasında buluşturması, milletin gözündeki Abdülhamid portresiyle uluslararası camianın gözündeki Abdülhamid algısında nasıl bir olumsuzluk meydana getirecektir ki Payitaht Abdülhamid dizisinde işlenen onca güzel konu hiç gündeme getirilmezken bu tarz önemsiz konular, bu kadar çok tartışılmaya değer bulunmuştur? Diziyi yazan ekibin bir şeyi bilmediğini iddia etmek başka bir konudur, dizi-drama yazdığı için esnek davrandığını hatırda bulundurmak başka bir konudur."

Senaristin Abdülhamid döneminde mehter olmadığını bildiğini ancak dizinin ahengini olumlu yönde değiştireceğini düşündüğü için bunu sahneye koyduğunu anlatan Kayabaşı, "Bunu 10 sene önceye veya sonraya taşımış ise nasıl bir sakınca olabilir?" diye sordu.

Bazılarının dizinin ilk bölümünü izler izlemez üst perdeden eleştirilerde bulunduklarını bildiren Kayabaşı, "İlk bölümde Hicaz demiryolu için İngilizlerden teklif alınmasının fecaat olduğunu, bu yolun tamamen yerli sermayeyle yapıldığını, senaristlerin bunu bilmediğini söyleyebildiler. Peki, ikinci bölümü izleyip de Hicaz demiryolunun Müslümanlardan toplanan parayla yapıldığını gördüklerinde attıkları iftira sebebiyle vicdanları sızladı mı?" ifadelerini kullandı. 




Yorumlar