Diyanet cuma hutbesini yayımladı! 17 Mayıs 2019 Cuma hutbesi
Bir cuma daha geldi. Müslümanlar kutsal olarak kabul ettikleri Cuma günü için araştırma yapmaya başladı. Bu cuma günü de her cuma olduğu gibi milyonlarca Müslüman erkek camilere akın ederek cuma namazını kılacak. Peki ama 17 Mayıs 2019 Cuma günü Cuma hutbesi belli oldu mu? Diyanet Cuma hutbesini yayımladı mı? 17 Mayıs 2019 Cuma hutbesi yayımlandı mı? İşte 17 Mayıs 2019 Cuma hutbesi...
Abone olBir cuma daha geldi. Müslümanlar kutsal olarak kabul ettikleri Cuma günü için araştırma yapmaya başladı. Bu cuma günü de her cuma olduğu gibi milyonlarca Müslüman erkek camilere akın ederek cuma namazını kılacak. Peki ama 17 Mayıs 2019 Cuma günü Cuma hutbesi belli oldu mu? Diyanet Cuma hutbesini yayımladı mı? 17 Mayıs 2019 Cuma hutbesi yayımlandı mı? İşte 17 Mayıs 2019 Cuma hutbesi...
Milyonlarca Müslüman'ın ibadetlerini yapmak için camilere akın edeceği bir cuma daha geldi. Mart ayının üçüncü cuması olan 17 Mayıs 2019 Cuma günü için hazırlanan Cuma Hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı 17 Mayıs 2019 Cuma Hutbesini yayımladı. 17 Mayıs 2019 Cuma günü yayımlanan Cuma Hutbesi'nin ana konusu "PEYGAMBERİMİZİN TARİFİYLE HAYIRLI MÜSLÜMAN" olarak belirlendi. İşte 17 Mayıs 2019 Cuma hutbesi...
PEYGAMBERİMİZİN TARİFİYLE HAYIRLI MÜSLÜMAN
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Allah şöyle
buyuruyor: "Ey iman edenler! Allah'a karşı hakkıyla
takva sahibi olun ve ancak Müslüman olarak can verin."
Okuduğum hadis-i şerifte ise Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle
buyuruyor: "Müslüman, elinden ve dilinden
Müslümanların zarar görmediği kimsedir."
Aziz Müminler!
Müslümanın en kıymetli hazinesi imanıdır. İman, bizi dünyada
huzura, âhirette kurtuluşa kavuşturacak en büyük nimettir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bu nimete sahip olanları şöyle
müjdelemektedir: "Kim gönülden tasdik ederek Allah'tan
başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna
şehâdet ederse Allah ona cehennemi haram kılar."
İman eşsiz bir cevher, benzersiz bir imkândır. İman dertlere
derman, günahlara kalkandır. Mümini her durumda kötülükten koruyan
ve iyiliğe yönlendiren bir güçtür. İmanın kıymetini bilen insan,
imanında sebat etmeli, imanına yaraşır bir hayat sürmeye özen
göstermelidir. İşte o zaman Rabbine daha çok yaklaşacak, boş
arzuların ve geçici heveslerin esiri olmaktan kurtulacaktır.
Değerli Müslümanlar! Yüreğimizdeki imanı perçinlemenin yolu,
ibadetlerimizi aksatmamaktan geçer. Çünkü iman ibadetle beslenir.
İbadet kulluğun özü, insanın yaratılış gayesidir. İnsanın, aracısız
ve vasıtasız bir şekilde hâlini Rabbine arz etmesidir. Allah Resûlü
(s.a.s) bu hususta mümine şöyle nasihat
etmektedir: "Allah'a şirk koşmadan ibadet etmeye devam
et, farz namazı kıl, farz olan zekâtı ver, Ramazan orucunu tut.
İnsanların sana nasıl davranmasını istiyorsan sen de onlara öyle
davran."
O halde tevhide bağlılığın, Allah'a imanın gereği, öncelikle namaz,
oruç, zekât ve hac gibi farz ibadetleri yerine getirmektir.
Nafilelerle Rabbinin rızasını kazanmak için gayret etmek de
Müslümanın meziyetidir.
Kıymetli Müminler!
İmanı ve ibadeti kemale erdiren ise ancak güzel ahlaktır. Allah
Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde "Müminlerin iman
bakımından en olgunu, ahlak bakımından en güzel
olanıdır." buyurmaktadır. Ahlakî erdemleri benimsemek
ve kötü huylardan uzak durmak mümin için vazgeçilmez bir
sorumluluktur.
Mümin, "güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen" Peygamberimizi
hayatının her alanında örnek alır. Küçüklerine merhamet,
büyüklerine hürmet gösterir. Çevresine güven verir; emanete riayet
eder. Doğru sözlüdür; yalana bulaşmaz. Cömerttir; cimrilik etmez.
Anne babasına, eşine, çocuklarına, canlı cansız bütün mahlûkata
şefkatle davranır; şiddete asla başvurmaz.
Muhterem Müslümanlar!
Muhammed ümmetinden olmak, ne büyük bir şereftir! Ama insanlık
ailesi içinden seçilmiş en hayırlı ümmetin fertleri olmak, aynı
zamanda sorumluluk ister. Sevgili Peygamberimizin hadis-i
şeriflerini okuduğumuzda, bir Müslüman'ın şöyle tanımlandığına
şahit oluruz: Müslüman, iman etmedikçe cennete giremeyeceğini,
kardeşlerini sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olamayacağını
bilen kişidir. Müslüman, bir iyilik yaptığında sevinen, bir kötülük
yaptığında ise üzülen insandır. Müslüman, insanları karalamaz,
lanet etmez, kaba ve kötü söz söylemez, hayâsızlık yapmaz.
Kötülüklerin anası olan içkiden, ömrünü zayi eden kumardan,
Allah'ın gazabını gerektiren zinadan uzak durur. Müslüman şirkten
kaçınır, cana kıymaz, faiz yemez, yetim malına el uzatmaz.
Müslüman, kardeşine iftira etmez, laf taşımaz, fitne ve fesada
ortak olmaz.
Aziz Müminler!
Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle
buyuruyor: "Sizin en hayırlınız, kendisinden hayır
beklenilen ve kötülüğünden emin olunandır; en şerliniz ise
kendisinden hayır beklenmeyen ve kötülüğünden de emin
olunmayandır." O halde Peygamber Efendimizin bize
öğrettiği gibi hayırlı bir Müslüman olmak için çaba gösterelim.
Kalplerimizi imanla nurlandıralım. İbadetlerle besleyelim. Salih
amel ve güzel ahlakla cilalayalım. Hayatımızın her safhasında
hayrın anahtarı, şerrin kilidi olalım.
Muhterem Müslümanlar!
Hutbeme son verirken bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız
öncülüğünde, fedakâr milletimizin desteğiyle ülkemizin her köşesine
ve Dünya'nın dört bir yanına hizmet götürülmektedir.
Öğrencilerimize sağlıklı barınma ortamı hazırlanmakta, burs, eğitim
ve kültür desteği verilmekte, yetim ve yoksul kardeşlerimize
ücretsiz eğitim sunulmaktadır. Ramazan ayının bu eşsiz ikliminde
sizler de zekât, fıtır sadakası ve bağışlarınızla binlerce
gencimize umut ışığı olabilir, onların ihtiyaçlarını
karşılayabilirsiniz. Bu kapsamda Cuma namazını müteakip sevgi,
muhabbet ve kardeşlik yüklü yardımlarınıza yeniden başvuracağız.
Cenab-ı Hâk, yapmış olduğumuz ve yapacağımız bütün yardımları
dergâh-ı izzetinde kabul eylesin.