Anasayfa /  Keyifli Haberler

Derece

Abone ol
Abone ol 18 Mart 2019 03:00

Derece

Adamın biri karısını doktora götürür ve;

– ”Doktor bey karım bir felaket, dokunsam bile tahrik oluyor, artık dayanacak gücüm kalmadı, bana bir çare” der.

Doktor’da;

– ”Beyefendi siz bekleme salonunda oturun ben karınızı bir muayene edeyim” der.

Ve kadınla muayene odasına girerler. Doktor kadına ilk dokunuşta müthiş tahrik olur ve hemen sedyenin üstünde ateşli ateşli sevişmeye başlarlar.

Bu arada bekleme salonundaki adam muayene odasından şehvetli seslerin geldiğini duyar ve kapıyı açtığında ne görsün, doktor karısının üstünde.

Hemen sustalısını çeker ve tırnaklarını temizlerken sorar;

– ”Ne yapıyorsun doktor”.

Doktor’da utana sıkıla;

– ”Muayeneye karınızın ateşini ölçmekle başladım” der.

kadının kocası;

– ”çıkaracağın o şeyin üstünde dereceler yazılı olmasın ben o zaman gösteririm sana”…



BONUS FIKRA



Patron olan görgüsüz birisi şoförüne sorar:

‘Şoför söyle bakalım, eşekle şoför arasında ne fark vardır?’

Şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde;

‘Bilemedim’ demiş.

Patronu cevap olarak:

‘Eşeğe çüş diyince, şoföre ise dur deyince durur’ demiş.

Bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş ama karşıdaki patron olduğu için bir şey söyleyememiş.

Belirli bir süre sonra bu defa şoför patrona:

Size bir soru sorabilir miyim’ der. patronu da:

‘Sor bakalım’ der.

Şoför sorar: ‘eşekle patron arasında ne fark vardır?’

Patron bir süre sonra:

‘Bulamadım şoför söyle bakalım’ diyor.

Bunun üzerine şoför de:

‘Vallahi ben de bulamadım…’



Hayat Kurtaran Vaaz



Hoca namaz sonrası içkinin kötülüklerini anlatır vaazında.

Ayrıca cemaatten birilerinin de meyhaneye gittiğini bildiğinden onlara da bir çift laf söylemek ister;

─ Ula en böyük, en güzel ev kimindir?

Cemaat hep bir ağızdan yanıtlar;

─ Meyhanecinin…

─ Pekiii, der hoca, en pahalı araba kimidir?

Cemaat yine koro haline;

─ Meyhanecinin…

─ Peki bu yörenin en çok para kazananı kimdir?

Cemaat aynı şekilde yanıtlar;

─ Meyhaneciii…

Hoca lafı gediğine oturtmayı hedefleyerek;

─ Ula peki o paraları kim veriyor, elbette siz! diye çıkışır.

Yapmayın böyle, hem günaha giriyorsunuz, hem de elin dinsiz imansızını zengin ediyorsunuz…

Cemaatten çıt çıkmaz.

Aradan bir yıl geçer. Vakit namazını kıldırmak için camiye doğru gelen hocaya biri yaklaşır ve;

─ Hocam verin o mübarek ellerinizi öpeyim, der.

─ Hayırdır evladım, der hoca.

─ Hocam, geçen yıl bir vaazını dinledim, hayatım kurtuldu, der adam.

─ Hangi vaazımı dinledin evladım, diye sorar hoca.

─ Hocam, hani meyhaneye gitmeyin, meyhaneciyi zengin ediyorsunuz diye bizi azarladığınız vaaz var ya, işte onu dinledim, der adam.

─ Aferin evladım, bıraktın mı içkiyi, meyhaneye gitmeyi?

─ Yok hocam, ben de bir meyhane açtım…



Takmıyorum



Genç Doktor ilk kez göreve başlayacağı memleketi Trabzon’a doğru yola çıkmış.

Gelen hastalara doğru teşhisi yapabilecek miyim, doğru ilacı yazabilecek miyim diye heyecandan yerinde duramıyormuş.

Görev yapacağı köye gitmiş yerleşmiş.

Ertesi gün sağlık ocağında hastalarını beklemeye başlamış.

İlk hastası Temel gelmiş.

Tanıdığı birini görünce mutlu olmuş genç doktor.

Kısa bir sohbetten sonra Temel’i muayene etmiş, şikayetlerini dinlemiş.

Temel ishal olduğunu tuvaletten çıkamadığını anlatmış.

Genç doktor ilacı yazacak ama ilk günün heyecanıyla ilacın ismi bir türlü aklına gelmemiş.

Yanlışlıkla depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç yazmış.

Bu ilaç kullanan kişinin mutlu olmasını hiç bir şeyi kafasına takmamasını sağlıyormuş.

Aradan bir süre geçtikten sonra Temel’i merak edip köyün kahvesine gitmiş.

Bakmış Temel kahvehanedekileri gülmekten kırıp geçiriyor. Şakalar, fıkralar, komiklikler…

Yanına gitmiş;

– Temel ishal durumun nasıl?

– İshalim eskisi gibi doktor.

Her yerimi b.k götürüyor ama hiiç kafama takmayrum daaa

***

Ülkece Temel’in durumunda gibiyiz sanki.

Ekonomi kötü, Döviz sürekli dalgalı, her şeye en az %30 zam geldi.

Hatta bazı ürünlere %200 zam geldi.

Ama keyfimiz yerinde nedense!

Hiç kimse kıyafet alışverişinden geri kalmıyor.

Kafeler dolu.

Restaurantlar yemek vakitlerinde tıklım tıklım.

Lüks mağazalar aynı hızda satış yapıyor.

Gezmeler, tatiller ve daha nicesi…

Üretim yapılmalı, tasarruflu olmalıyız diyoruz.

Ama tüketim sınırlarını zorlamaktan geri kalmıyoruz.

Ülkece bize de mi depresyon ilacı yazdılar!

Altımızı b.k götürüyor, biz hala nelerin derdindeyiz!


Yorumlar