Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: "Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşmesine müsaade etmeyeceğiz”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: "Kişi başı geliri 10 bin dolardan ilk etapta 20-25 bin dolar seviyesine çıkardığımız güne kadar uyku yoktur haram olur. İş adamlarımız için söylüyoruz. Siz ne kadar kazanırsanız biz o kadar mutlu oluruz. Sizin kazancınızı biz Türkiye’nin kazancı olarak görüyoruz”
Abone olCumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşmesine müsaade etmeyeceklerini belirterek, “Kişi başı milli gelire baktığımızda 9 ila 10 bin dolarları konuşuyoruz. Üzerine odaklandığımız şey orta gelir tuzağına Türkiye’nin düşmesine müsaade etmeyeceğiz diyoruz. Kişi başı geliri 10 bin dolardan ilk etapta 20-25 bin dolar seviyesine çıkardığımız güne kadar uyku yoktur haram olur. İş adamlarımız için söylüyoruz. Siz ne kadar kazanırsanız biz o kadar mutlu oluruz. Sizin kazancınızı biz Türkiye’nin kazancı olarak görüyoruz” dedi.
Bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzerine Çorum’a gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çorum ve Yozgatlı iş adamlarının katılımıyla düzenlenen 'Tedarik Zinciri Toplantısı'na katıldı. İş dünyasının temsilcilerine seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, ekonomik kalkınma ile ilgili hedefler hakkında açıklamalarda bulundu.
Toplantının Türkiye’nin kalkınma hamlesinin bir parçasıdır olduğunu dile getiren Oktay, “Cumhurbaşkanımızın önderliğinde başlayan Türkiye’nin kalkınma baktığımızda iyi hatırlayın sadece iki sayılı rakamlarla yola çıktı. 80’lere gidersek tek rakamlı sayılardı. Sadece 1 milyar 2 milyar dolarla yola çıktık. Bugün ki iddiamız çok farklı. Türkiye’ye olarak bambaşka iddiaların peşindeyiz. 2002 yılında koyduğumuz hedefleri düşünün. 2023 hedeflerini düşünün. 500 milyar hedeflerini düşünün. Biz o hedeflerimizden zerre geri adım atmadık. Cumhurbaşkanımızda hedeflerinden zerre geri adım atan bir lider değildir. Çok daha ileri gitmek için farklı yollara araştırmanın peşinde. Biz de onun hızına yetişmek için hep birlikte çalışıyoruz. Biz derken sadece kendimi veya milletvekillerin, valileri kast etmiyorum. Sizleri de kastediyorum. Her bir ilimizin kalkınma hamlesine buna Şırnak ve Hakkari dahildir. Samsun, Sinop dahildir. Her bir ilçe buna dahil olmak zorunda. Bizim dünyada koymuş olduğumuz hedeflerimize yürüyor olma şansımız istediğimiz hızla yürüyor olma şansımız olmaz. Çorum ne kadar çalışıyorsa Yozgat’ta çalışmak zorunda. Kayseri ne kadar çalışıyorsa Amasya o kadar çalışmak zorunda. İhracata bir o kadar katkı vermek zorunda. Vergi boyutunda, gelirler boyutunda katkı vermek zorunda. Hepimizin bu işi omuzlamamız gerekiyor" diye konuştu.
Artık 'sen beni değil bizi konuşuyoruz' diyen Oktay, "İlden
bölgesel kalkınmaya, bölgesel kalkınmadan Türkiye kalkınma hamlesi
oradan da birlikte sınırların ötesinde iş yapmak. Biz bunu
yapıyoruz zaten. Yaptığımız işi 2’ye 3’e katlamak zorundayız. Çorum
bunu yapıyor. Ancak arzu ettiğimiz durumda değiliz. Altın haricinde
baktığımızda 350 milyon dolar ihracat konuşuyoruz Çorum için.
Çorum’un alt yapısına bakın Çorum’daki girişimci ruha bakın.
Potansiyele bakın. Bu rakamları artık bizim konuşmamamız lazım.
Baktığınız zaman 10 bin dolan civarında gidiyoruz. Bunu kurmak
zorunluluğumuz var. Cumhurbaşkanımızın hedefi de bu zaten. Dün için
söylediğimiz şeyler bugün bizim içinde geçerli. Bu salondakiler
dahil kimse oyunda oynaşta değil. Gece gündüz çırpınıyoruz. Bu
çırpınmayı hep birlikte ileri götürmek zorundayız. Kişi başı geliri
10 bin dolardan ilk etapta 20-25 bin dolar seviyesine çıkardığımız
güne kadar uyku yoktur haram olur. İş adamlarımız için söylüyoruz.
Siz ne kadar kazanırsanız biz o kadar mutlu oluruz. Sizin
kazancınızı biz Türkiye’nin kazancı olarak görüyoruz. Türkiye’deki
her bir şehrimiz gözünü kırpmadan ülkesini feda etmek için ortaya
çıkıyor. Bugünün dünyaya baktığımızda ülkelerin güvenliği ne kadar
önemli ise ekonomik kalkınma o kadar önemli. Cumhurbaşkanımız bir
manifesto yayınladı. AK Parti'nin manifestosuydu. Baktığımızda
değer üreten şehirler görüyoruz. Bambaşka bir şehircilik anlayışı
görüyoruz. Şehrin planlarını programlarını çok daha böyle dünya
şehirleriyle yarışabilmek için, sosyal, kültürel anlamda gelişmek
için ekonomik kalkınmayı sağlamamız gerekiyor. Sadece kendi iş
adamalarıyla görürsen kendi kazancınızı değil şehrinizin ve
bölgenizin kalkınmasına kalkınmasına katkı veriyor olacaksınız. Bu
çerçevede de üzerimize ne düşüyorsa şahsım üzerine düşüyorsa sonuna
kadar kapımız açık" ifadelerini kullandı.
"81 vilayetimizin tamamının ilerlemesini, gelişmesini,
ekonomik olarak şaha kalkmasını arzu ediyoruz"
Ülkemizin benimsemiş olduğu kalkınma hedefleri doğrultusunda,
topyekûn kalkınmaya önem verdiklerini anlatan Oktay, “Sadece belli
şehirlerin, belli bölgelerin değil, 81 vilayetimizin tamamının
ilerlemesini, gelişmesini, ekonomik olarak şaha kalkmasını arzu
ediyoruz.Bölgeler arası ekonomik dengesizliklerin ve bölgede iller
arası gelişmişlik farklılıklarının,yerelden kalkınmayı
güçlendirerek azaltılması, öncelikli stratejik hedeflerimiz
arasındadır.Üreterek ve ihraç ederek gelişen Türkiye’nin
hedeflerine ulaşabilmesi için her bir ilimizin üzerine düşen
katkıyı vermesi gerekmektedir.Gelişmiş veya görece daha fazla
gelişmiş illerimizin ise bölgesel kalkınmayı gerçekleştirmek için
kazan kazan anlayışıyla bu hamleye öncülük etmesi önem arz
etmektedir. Özellikle görece daha az gelişmiş illerimizin üretim
odaklı yerelden kalkınma anlayışına sahip olması önemlidir. Bir
ülkede büyük ırmakların bulunması, tüm topraklarını sulamaya
yetmez. Her ilin, her ilçenin kılcallarına ulaşan, hayat veren
pınarlara, derelere ihtiyaç vardır. Kendini ve kaynaklarını
tanıyan, ülkenin ve dış pazarların ihtiyacını bilen, çevresi ve
ülkenin dört bir yanındaki iş insanlarıyla bağlantılı, sürekli
gelişen sanayicilerimiz hem şehirlerinin hem de bölgelerinin
kalkınmasında söz sahibidirler. İllerimizin kendi iç dinamizmleri
ile ülkemizin yerelden kalkınma hamlesini güçlendireceklerine
inanıyorum.Bu çerçevede yerel katma değer artacak, yerel istihdam
güçlenecek, işsizlik azalacak ve toplumsal refahın dağılımı daha
dengeli hale gelecektir. Yerelde komşu illerin iş birliği sonucu
birbirlerinin “karşılaştırmalı avantajlarından” yararlanma fırsatı
doğacaktır. Bu şekilde daha fazla üretim yapacak, daha fazla
istihdam oluşturacak, oluşturulan katma değer daha hızlı artacak ve
refah birlikte daha hızlı yükselecektir.Bu da göreli olarak daha az
gelişmiş illerimizde zihinsel dönüşümü kaçınılmaz hale getiriyor.
Bu aynı zamanda bir fırsattır da. Çünkü bu illerimizde katma değer
yaratma potansiyeli daha yüksektir.Bu zihinsel dönüşüm ilin kendi
kalkınmasını, kendisinin tetiklemesi ve bunu yapabilmek için
gerekli donanıma sahip olacak şekilde kendisini sürekli
geliştirmesi anlamına geliyor. Ulaştığı başarılarla yetinmeyen,
devamlı üreten ve gelişen bir anlayışı tüm illerimizde
yaygınlaştırabilirsek birbirini devamlı yukarı taşıyan bir ticaret
ağı oluşturabiliriz. Bugün, Orta Anadolu’da bölgesel kalkınmaya
destek olmak amacıyla gerçekleşen bu buluşmada, sizlerin arasında
oluşacak sinerjinin ilk adımlarına şahitlik edeceğiz” şeklinde
konuştu.
“Şehirlerimiz ve iş insanlarımız arasında dayanışmayı güçlendirmeden, ülkemizin hedeflerine ulaşması da mümkün değildir” diyen Oktay, "Bir şehrin topyekûn kalkınması için kendi zenginliklerini ve kaynaklarını kullanması elbette önemlidir.Kendi imkânlarının farkına varmayanlar, sınırlarının ötesine geçemezler.Ancak, günümüzde hiçbir il, hiçbir bölge, hatta hiçbir ülke sadece kendi kaynaklarıyla hedefine ulaşamaz.Küresel ekonomide 'sadece kendi yağıyla kavrulma dönemi' bitmiştir. Bugün hepimizin elinde olan telefon, tablet, bilgisayar gibi artık hayatımızın vazgeçilmezi haline gelmiş eşyalara baktığımızda bunu çok net bir şekilde görebiliriz. Bu ürünlerin çoğu zaman dizaynı bir ülkede yapılıyor; kamerası, çipi, bataryası bir başka ülkede üretiliyor.Kimi zaman tüm bu parçalar, işçilik maliyetlerinin daha uygun olduğu bir başka ülkede birleştiriliyor. Sizler iş insanları olarak bu süreci, dünya ekonomisinin geldiği yeri ve nereye doğru gittiğini zaten çok iyi biliyorsunuz. Biz de şayet başarılı olmak istiyorsak, 2023 hedeflerimize ve 2053-2071 vizyonumuza ulaşmak istiyorsak, benzer adımları ülkemiz içinde atmamız gerekiyor. Bunun için işbirliği, güç birliği şarttır. Şehirlerimiz ve iş insanlarımız arasında dayanışmayı güçlendirmeden, ülkemizin hedeflerine ulaşması da mümkün değildir. Rekabeti kendi aramızda değil, başka ülkelerle, başka firmalarla yapmak durumundayız. İllerimiz arasındaki güç birliğini perçinleyecek bu buluşmayla atılan ilk adımın, tedarik zinciri buluşması olarak ifade edilmesi de ayrıca anlamlıdır. Bugün burada, ilgili sanayi ve ticaret odalarımız başta olmak üzere tüm ilgililerin yoğun bir çalışma yürüttüğünü, bölgesel kalkınmanın temelini oluşturacak sektörlerin ve birbirini tamamlayıcı firmaların bir araya getirildiğini görmekten,bu bölgenin evladı olarak mutluluk duydum. Bu işbirliğini önemsiyoruz çünkü öncelikli hedefimiz illerimizin daha da büyümesi, gelişmesidir. Bunun için her iki ilin başta valilikleri olmak üzere yerel yönetimler, ticaret ve sanayi odaları, kalkınma ajansları, esnaf ve sanatkârlar odalarına ve ilgili kurumlara büyük iş düşüyor.Bugüne kadar yaptıkları tüm çalışmaları takdir ediyor, inşallah bundan sonra da çalışmaların güçlenerek sürdürülmesini temenni ediyorum" dedi.
Türkiye’nin, kalkınmasını ve büyümesini özel sektörün dinamizmi üzerine inşa etmiş bir ülke olduğunun altını çizen Oktay, “Geçtiğimiz 17 yılda bürokrasiyi azaltacak ve girişimcilerimizin önünü açacak birçok adım atılmıştır.Bugüne kadar, yabancı-yerli ayrımı yapmadan, ülkemizin gelişmesine katkıda bulunmak isteyen tüm firmalarımıza her türlü destek verilmiştir.Ülkemizin kaynaklarını en verimli şekilde değerlendirerek, Türkiye’yi gelişmiş ülkeler ligine taşıyacak sistemin altyapısını oluşturduk. Geçtiğimiz 17 yılda, ekonomimizin rekabetçi yapısını geliştirebilmek ve iş yapma ortamını daha da iyileştirebilmek için yatırım, üretim, ihracat, istihdam ve finansman üzerindeki vergi yüklerini zaman içerisinde önemli ölçüde azalttık. Tesis edilen istikrar ve güven ortamı sayesinde 2002’den 2017 yılına kadar ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,8 oranında büyüme kaydetmiştir. Geçtiğimiz yılda yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen, yine ciddi bir büyüme rakamına ulaştık. Geçtiğimiz yıl kurulan şirket sayısının yüzde 17 artarak 85 bin 279’a çıkması, buna karşılık kapanan şirket sayısının yüzde 7 azalarak 12 bin 564’e gerilemesi önemli bir veridir. Bildiğiniz gibi ihracatımız da geçtiğimiz yıl rekor kırdı ve 168 milyar doların üzerine çıktı. Ülkemizin arzu edilen ihracat hedeflerine her bir ilimizin yapabileceğinin en iyisini yaparak katkı vermesi gerekmektedir” diye konuştu.