Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na sert eleştiri
"Yurt dışında hangi bankada Tayyip Erdoğan'ın hesabı var, bunu ispatla. İspatlayamadığın takdirde senin siyaseti bırakman lazım. İspatlarsan, ben hem siyaseti hem cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Hodri meydan"
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı'nın düzenlediği "Kadına Şiddet İnsanlığa İhanettir"
başlıklı programa katıldı. Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi
Emine Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul
Valisi Vasip Şahin de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada bir konuşma yaparak, "Kadınlarımız
kendi meselelerine sahip çıktıkça bizler de daha cesur, etkin
adımlar attık. Atmayı da sürdürüyoruz. İnşallah bu adımlarda boşa
gitmeyecektir. Eşrefi mahlukat olan insana, yaratılmışların en
şereflisi olan insana, hele hele kadına yönelik bu şiddet asla
kabul edilemez. Kadına şiddeti insanlığa ihanet olarak ilan etmiş
bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla diyorum ki, bu ihanetin içine giren
herkes cezasını çekmelidir. Esasen bu mesele sadece ülkemizin
değil, tüm dünyanın sorunudur. Araştırmalar bu meselenin eğitim
düzeyi ile maddi gelir ile çok da ilişkili olmadığına işaret
ediyor. Bir üniversitemizin yaptığı araştırma; lise mezunu her 4
kadından birinin, üniversite mezunu her 5 kadından birinin maalesef
aile içi şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Aynı şekilde bu
meselenin doğu toplumlarına münhasır olduğu yönünde oluşturulmaya
çalışılan art niyetli algı da doğru değildir. Batı toplumları da
aile içi şiddet sorunundan ciddi şekilde mustariptir. Demek burada
asıl sorun nerede yaşadığınız, ne kadar okuduğunuz, hangi refah
düzeyine sahip olduğunuz değildir. Asıl mesele cinsiyetten öte,
insana bakış meselesidir. İnsana verilen değer meselesidir"
dedi.
"KADIN YOKSA TOPLUMUN YARISI DA YOKTUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her kim, kadınlarla ilgili şiddeti öven,
ayrımcılığı körükleyen, onları rencide eden bir söz söylüyor, bir
tavır içine giriyorsa bilin ki, onun zihin kodlarında bir sorun
vardır. Bu kişinin bir çoban olması veya bir üniversite hocası
olması, bir ilahiyatçı veya bir ateist olması arasında fark yoktur.
Her birini ayrı ayrı övdüğü 4 kız çocuğu sahibi bir peygamberin
ümmeti, sevgili peygamberimiz ne buyurur 'Cennet annelerin ayakları
altındadır'. Babaların ayakları altındadır buyurmuyor, annelerin…
Annelerin konumu çok farklı. Ayaklarının altına annenin cenneti
seren bir inancın mensupları olarak kadınlarla ilgili yanlış
algıların ve uygulamaların dinimizle ilişkilendirilmesini asla
kabul edemeyiz. Uğruna canını feda etmeyi göz aldığı topraklarına
ne demişiz, anavatan demişiz. Kadını yar olarak, canan olarak tarif
eden bir kültürün şiddet üretmesi de işin tabiatına aykırıdır.
Ülkemizde insana ve kadına dair yanlış algılar, kabuller, yanlış
uygulamalar varsa bunun sebebini dinimizde veya kültürümüzde değil,
daha derinlerde aramak durumundayız. Bu bakımdan biz kadınlarımızın
meselelerine sahip çıkmakla aslında tüm milletimizin, hatta tüm
insanlığın dertlerine derman aramış oluyoruz. Kadınların hak ve
adalet temelinde sahip oldukları eğitim, şiddet gibi sorunlarını
çözememiş bir toplumun hedeflerine ulaşamayacağını da biliyoruz.
Çünkü kadın yoksa toplumun yarısı da yoktur" diye konuştu.
"14, 15, 16 YAŞLARINDAKİ EVLİLİK ORANI TOPLAM EVLİLİKLER İÇİNDE
YÜZDE 4'LERE KADAR GERİLEDİ"
Erdoğan, "Yılbaşından itibaren uygulanmaya başlanacak yeni bir
eylem planı hazırlandı. Erken yaşta ve zorla evlilik artık geride
bırakmamız gereken bir başka önemli sorundur. Ülkemizde günümüz
şartlarında erken sayılabilecek 14, 15, 16 yaşlarındaki evlilik
oranı toplam evlilikler içinde yüzde 4'lere kadar geriledi. Tabii
bunda orta öğretim kademesindeki kız çocuklarımızın oranının,
burası çok önemli, yüzde 45'ten yüzde 83'e çıkmasının çok önemli
katkısı bulunuyor" dedi.
"HİÇ KİMSE KUSURA BAKMASIN EYVALLAH ETMEYİZ"
Erdoğan, "Kadın haklarını ideolojik saplantılarının istismar aracı
haline dönüştürmek isteyenler bu mücadeleye en büyük zararı
verenlerdir. Bizim şu veya bu ideolojiye değil, sadece ve sadece
kadınların haklarını savunmaya amaçlayan herkese yüreğimiz ve
kollarımız açıktır. Ama diğer pek çok konu gibi kadın meselesini de
bize saldırmak için silah gibi kullananlara da hiç kimse kusura
bakmasın eyvallah etmeyiz" diye konuştu.
"HER YAŞADIĞI SEÇİM YENİLGİSİNDEN SONRA EVDE NELER YAPTIĞINI
DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Çocuklarının,
dünürünün, eniştenin, kardeşinin, eski özel kalem müdürünün, yurt
dışında, vergi cennetinde bir şirkete milyonlarca dolar para
gönderdiklerini biliyor muydun? Sen misin yerli ve milli, ben miyim
yerli ve milli? Bunun cevabını bekliyorum" sözleriyle ilgili,
"Biraz önce benim ve arkadaşlarımın kadınlarımızın sorunlarının
çözümüyle ilgili iradeye sahip olduğumuz söyledim ama; maalesef
aksi yönde örnekler bulunduğunu da belirtmek durumundayım. Mesela;
ana muhalefetin başındaki zatın geçtiğimiz günlerde kadına şiddetle
ilgili skandal ifadeleri bunlardan biridir. Ana muhalefetin
başındaki zatın skandal ifadeleri bunlardan biridir. Üstelik
kadınlara yönelik toplantıda bu zat aynen şöyle diyor; 'erkek
işsizse eve yeteri kadar para gelmiyorsa akşam tencere kaynamıyorsa
bu erkek de gelir hıncını karısından alır.' Bunu diyen kim? Bay
Kemal. Böyle çarpık bir zihniyet olur mu? Böyle bir yoz bakış açısı
olabilir mi? Bu kadına şiddeti insanlığa ihanet değil alenen meşru
gören bir kafadır. Bu mantığa göre ana muhalefetin başındaki zatın
her yaşadığı seçim yenilgisinden sonra evde neler yaptığını
düşünmek bile istemiyorum" diye konuştu.
"O GÜN ÇANAKKALE BELEDİYE BAŞKANINA ORADA SÖZ VERMEYECEKSİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma yıl
dönümü... Valime talimatı verdim, 'O gün Çanakkale Belediye
Başkanına orada söz vermeyeceksin.' Oradaki programın sahibi
validir, en tepe noktada başbakandır, cumhurbaşkanıdır. Dolayısıyla
seçimle bir belediye meclisine üye olarak girmiş bir meclis üyesini
o meclisten kovan insan bunun bedelini ödemelidir" dedi.
"AKSİ HALDE DÜNYANIN EN ALÇAK SUÇU OLAN İFTİRACI KONUMUNA
DÜŞECEKSİN"
Erdoğan, "Üstelik bu zat sadece kadına yönelik şiddetin savunucusu
değil. Terör örgütlerinden, Vandallara kadar ülkemizin ve
milletimizin aleyhine kim varsa hepsinin en büyük müdafi işte bu
Kemal'dir. Bu kadar da değil, bu zat aynı zamana fütursuz bir
iftiracıdır. Aynı zamanda müfteridir, hicap duygusu gelişmemiş bir
yüzsüzdür. Çünkü bu zat eskiden beri şahsım ve ailem hakkında aslı
astarı olmayan yalanlar üretir. Her seferinde yalanını yüzüne
vurduğumuz, iftirasını başına çaldığımız halde sanki hiçbir şey
olmamış gibi pişkince çirkefliğe devam eder. Geçtiğimiz günlerde
yine çirkin yüzünü gösterdi. Bu kez meclis kürsüsünden iftiraları
ardı ardına sıraladı. Neymiş efendim, çocuklarım, kardeşim,
eniştem, dünürüm, eski özel müdürüm, yurt dışına milyonlarca dolar
para göndermiş. Daha önce de benim 3 milyar dolar param olduğunu
iddia etmişti. Tabi bu iftiraların müşterisi çıkıyor. Medyada,
sosyal medyada, yurt içinde ve dışında pek çok karanlık mahfilde bu
iftiralar sürekli döndürülüp dolaştırılıyor. Hangi hukuk ekolüne
bakarsanız hepsinin de temelinde şöyle bir kaide vardır; müddei
iddiasını ispatla mükelleftir. Yani bir şeyi iddia ediyorsan, onu
ispatla senin bir defa ortaya koyman gerekir. Şimdi burada ismini
dahi anmaya tenezzül etmediğim bu zata soruyorum, öne sürdüğün
iddiaların belgesi var mı, varsa çıkar milletin önüne, ben hemen
gereğini yapayım. Yoksa çık milletin önüne iftira ettiğini söyle,
özür dile. Aksi halde dünyanın en alçak suçu olan iftiracı konumuna
düşeceksin" şeklinde konuştu.
"9 SEÇİMDİR HEP KAYBEDE KAYBEDE YÜZÜ YERDE SÜRÜKLENEN KEMAL,
MİLLET SENİN NE OLDUĞUNU GÖRDÜ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Azıcık onuru, haysiyeti, şerefi olan,
yüreğinde utanma duygusu, yüzünde kızarma hissi olan birisi bu
sözler karşısında ifade ettiğim iki yoldan birini seçer. Fakat
yıllardır aynı şeyleri yaşadığımız için biliyorum ki bu ne ortaya
belge koyabilecek, ne de çıkıp özür dileyecek. Daha da ötesi; bu
söylediğim sözlerin hepsini yutup yine aynı şeyleri, aynı yalanları
tekrarlamayı sürdürecek.
Tayyip Erdoğan'ın yurt dışında 1 kuruş parası varsa, herhangi bir
bankada çıksın bunu ispat etsin. İspat ettiği anda Cumhurbaşkanlığı
makamında bir dakika durmayacağımın taahhüdünü veriyorum. Bunu
ispat edemeyen Kemal acaba o makamında duracak mı? O da bana
taahhüdünü versin. Eğer bugüne kadar seçim üzerine seçim kazanarak
biz buraya kadar geliyorsak öyle rastgele gelmedik. Dürüstlüğümüzle
geldik. Halkımız bizim bu yanımızı gördüğü için bizi destekledi.
Ama 9 seçimdir hep kaybede kaybede yüzü yerde sürüklenen Kemal,
millet senin ne olduğunu gördü" dedi.
Erdoğan, "Dünyada arsız bir insana laf anlatmaya çalışmak kadar zor
ve beyhude bir iş olmadığını bu zat sayesinde yaşayarak öğrendik"
diye konuştu.
"MANEVİ TAZMİNTA DAVASINI 1.5 MİLYON LİRA OLARAK TALEP
EDİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
Hani derler ya 'yüzüne tükürsen yağmur yağıyor der' işte bu öyle
bir şey. Biz bu zatın seviyesine inmeyecek hakkımızı hukuk yoluyla
aramaya devam edeceğiz. Hemen avukatlarıma talimat verdim, bu
müfteri hakkında gereken hukuki işlemleri başlattılar. Şahsım başta
olmak üzere; itham ettiği çocuklarım, eniştem, dünürlerim hep
birlikte bu zata iftiralarının bedelini ödetmek amacıyla manevi
tazminat davasını 1.5 milyon lira olarak talep ediyoruz. Şu ana
kadar bu zatın iddia ettiği gibi milyoner olamadık belki ama bu
zattan alacağımız tazminatlar sayesinde her halde olacağız. Sizleri
ve kamuoyunu böylesine can sıkıcı bir mesele ile meşgul etmenin
samimi üzüntüsü içindeyim. Ancak bu zat ve onun tihniyeti içinde
olanlar biz cevap vermeyince sanıyorlar ki, korkuttuk. Sanıyorlar
ki doğru yoldayız, attığımız çamurlar iz tutuyor. Güneş balçıkla
sıvanmaz, bunu böyle bilesin. Bu tür iftiraları çıtayı yükselterek
tekrarlamayı sürdüreceklerini biliyoruz. Bu terbiyesizlere meydanın
boş olmadığını göstermek zorundayız. Türkiye'nin eskiden beri
mustarip olduğu kısır muhalefet anlayışı bu zatla birlikte ahlak
boyutu kazanmıştır"
"KADINLARIMIZIN BU ZATA, KENDİLERİNE YAPTIĞI HAKARETTEN DOLAYI
GEREKEN DERSİ VERECEĞİNİ BİLİYORUM"
Erdoğan, "Yurtdışında hangi bankada Tayyip Erdoğan'ın hesabı var.
Bunu ispatla. İspatlayamadığın takdirde senin siyaseti bırakman
lazım, ispatladığın takdirde ben siyaseti ve cumhurbaşkanlığı
makamını bırakacağım. Hodri meydan. Ülkemizin ve milletimiz hiçbir
meselesi ile ilgili hayırlı hiçbir sözünün, hiçbir teklifini
duymadığımız bu ana muhalefet anlayışı ile varabildiğimiz yer,
'işsiz kalan erkek gider eşini döver' denklemidir. İşte kafa bu.
Seçimlerde oy kullanacağı sandığı bulamayan, neye hayır dediğini
bilmeden halk oylaması kampanyası yürüten, bir dediği diğerini
tutmayan 'benim adım Kemal' diyerek verdiği tüm sözleri yutan bu
zata hakkettiğinden fazla süre ayırdığımın farkındayım. Bu zatı
kadınlarımıza havale ediyorum. Kadınlarımızın bu zata, kendilerine
yaptığı hakaretten dolayı gereken dersi vereceğini biliyorum"
şeklinde konuştu.