Anasayfa /  Politika /  Cumhurbaşkanlığı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bize düşen Fazıl Say’la iftihar etmek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Fazıl Say, kendini, bulunduğu alanda dünyada ispat etmiş bir arkadaşımız, kardeşimiz. Bize düşen nedir? Bununla iftihar etmektir... Fazıl Bey’in babası Ahmet Bey’e, şahsıma yönelik ifadelerinden dolayı, şahsım, ailem, milletim adına çok teşekkür ediyorum. O gün güzel de bir tevafuk oldu. Senatör Graham’a, “Biz bu akşam dünyaca meşhur bir piyanistimiz var. Onun Ankara Prömiyerine gelir misin?” dedik. Gelirim dedi. Onu da aldık. Güzel bir geceydi'' dedi.

Abone ol
Abone ol 25 Ocak 2019 08:47

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yılın ilk ikili zirvesini önceki gün Moskova’da gerçekleştirmişti. Erdoğan, Moskova’dan Ankara’ya dönerken uçakta Demirören Medya Grubu ve CNN TÜRK İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal'ın da aralarında olduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Putin ile görüşmesini değerlendiren Erdoğan “PYD-YPG konusundaki pozisyonumuz açık ve net. Terör örgütü PYD-YPG ile Kürt kardeşlerimizi aynı kefeye koymanın izah edilir yanı yok. Putin ile Astana sürecini ve anayasa komisyonunun kurulmasını ele aldık. Türkiye, Rusya ve İran arasındaki üçlü zirveyi Rusya’da Şubat’ta yapacağız. Siyasi geçiş sürecini de bu zirvede ele alacağız” dedi.

Münbiç ve YPG ihtilafı konusunda ABD ile yaşanan problemlerde, Senatör Graham’ın Ankara’da yaptığı açıklamalar yeni bir kilometre taşı olarak değerlendirilebilir mi?

Şu anda Münbiç’te 1000 PYD-YPG’li var. Şimdi yeni bir süreç var. Bu yeni süreçte gerek ABD, gerek Rusya, gerekse biz, Mevlüt Bey’in Pompeo ile yapmış olduğu görüşmelerde 90 gün içinde Münbiç’in boşaltılması ele alındı. Bugün gelinen nokta itibarıyla, Rusya da, ABD de PYD-YPG’nin Münbiç’i boşaltılacağını söylüyor. Temennimiz odur ki boşaltılır ve bunlar Fırat’ın doğusuna gönderilir.

‘İdlib’i kurtardık’

Suriye’de son düzlüğe girildiğini hissediyor musunuz?

Henüz hissetmiyoruz. Orada halen bayağı iş var. Suriye’de anayasa komisyonu meselesi var. Bu konuda da birileri ipe un seriyor. Biz anayasa komisyonu sürecinde ilerleme kaydedilmesine büyük önem veriyoruz. Temennimiz ondan sonra da bir Cenevre sürecinin başlaması ve neticeye varılması.

Önceliğiniz Münbiç mi, İdlib mi?

İdlib’i Rusya ile beraber belirli bir yere oturttuk; hatta biraz daha ileri gidiyorum, kurtardık. İdlib’de bizim birlikteliğimiz olmasaydı, oradan 100 binlerce insan göçe zorlanabilirdi hatta büyük katliamlar yaşanabilirdi. İdlib sürecini halen devam ettiriyoruz. Ama bu süreci gölgelemeye çalışan radikal unsurlar var. Bu rahatsızlıkları bir an önce aşmamız gerekiyor. Biz Rusya ile beraber İdlib’in refahını sağlayabileceğimize inanıyoruz.

‘Tüm aktörlerle temastayız’

Suriye meselesinde aynı anda müzakere yapabilen birçok aktör var. Bu nasıl oldu?

Baba Esad’ın olduğu dönemde 1998’de imzalanmış bir Adana Mutabakatı var. PKK’lı teröristlerin bize teslim edilişini, terörle mücadeleyi ele alan bir mutabakat. Önemli bir adımdı. Bunun tekrar gündeme getirilmesi söz konusu olabilir. Putin de bunu özellikle gündeme getirdi; “Adana Mutabakatı önemli. Türkiye bunu işlemeli” dedi. Bunun Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını hissettirebileceği önemli bir anlaşma olduğu kanaatindeyim. “Türkiye’yi buraya kim davet etti” diyenlere karşı, o mutabakatı masaya getirmemiz lazım. Biz Suriye’nin terörden arındırılması için tüm aktörlerle temas halindeyiz. Rakka’da ABD büyük yanlış yaptı. O yanlışının bedelini de ağır ödedi. ABD teklifimize “Evet” demiş olsaydı Rakka çoktan alınmış olacaktı.

‘Suriye halkı davet etti’

Adana Mutabakatı geçerli mi, yenisi mi yapılacak?

Geçersiz olduğunu söyleyen yok.

Suriye ile diplomatik temasımız yok. Süreç nasıl işleyecek?

O mutabakat 2011’e kadar işledi. Bizim, 1 milyon kişinin ölümüne sebep olmuş, milyonlarca kişiyi göçe zorlamış biriyle üst düzey temasımız olmaz. Cerablus’a, El Bab’a, Afrin’e girdik. “Siz davetli misiniz?” diyorlar. Bizi oraya Suriye halkı davet etti.

Güvenli bölgeyi Türkiye tek başına mı oluşturacak?

Biz, ABD ve Rusya’ya diyoruz ki “Lojistik desteği verirseniz, başta DEAŞ olmak üzere bölgeyi tüm terör örgütlerinden arındırırız.”

'VİZE PUTİN'İN İMZASINA KALDI'

Rusya ile ilişkileri değerlendiren Erdoğan “Rusya ile ticaretimiz 26 milyar doları aştı. Hedefimiz 100 milyar dolar. 2018’de Rusya’dan gelen turist sayısı 6 milyonu yakaladı. Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği domates miktarı 50 bin tondan 100 bin tona çıktı. İlgili bakanlarımız enerjide, turizmde, gıda-tarımda etkin bir şekilde karşılıklı görüşme yaptılar” dedi.

Putin ile görüşme sıklığınız rekor düzeyde. Türkiye ve Rusya ittifaka doğru mu gidiyor?

Bizim Putin ile ilişkimiz baştan bu yana iyi gelişti. İyi bir frekans yakaladık. Birbirimizi iyi anladık. İlişkimiz saygıya dayalı. Suriye meselesi yaşanmasa ilişkilerimiz çok daha zirve noktada olabilirdi.

Rusya ile vize konusunda bir gelişme var mı?

Vize şu anda Putin’in imzasını bekliyor. Hububat noktasında Rusya’dan alımımız var. Kanatlılar noktasında onların bize ördek, kaz satışı teklifi var. Kırmızı eti de oradan alma durumumuz olabilir. Aramızdaki ilişkilerin en önemli başlığı; doğalgaz. Türk Akımı’nın hayata geçmesi ile Türkiye 1 numara olacak. Yıl sonunda Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan’a doğalgaz buradan gidecek.

'TOPÇU KIŞLASI'NI İHYA EDECEĞİZ'

Fazıl Say konserine gittiniz.

Fazıl Say kendini dünyada ispat etmiş . Bize düşen bununla iftihar etmek. Fazıl Bey’in babası Ahmet Bey’e şahsıma yönelik ifadelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Harbiye Kongre Merkezi’nin yanında Cemal Reşit Rey’i yaptık. Onu yıkarken her tarafı ayağa kaldırdılar. Dedik ki “Daha güzelini yapıyoruz.” AKM olayında kıyamet koptu. “Opera binası yapacağız” dedik. Şimdi temelini atıyoruz. Taksim’deki Topçu Kışlası’nın aslını görseniz “Yazıklar olsun burayı yıkanlara” dersiniz. Orijinaline uygun mimari tasarımını yaptırıyorum. Orayı ihya edeceğiz. Onun karşısına Taksim Camisi’ni yapıyoruz. İstanbul’da doğru düzgün meydan yoktu. Taksim’de trafiği alta aldık. Taksim meydana kavuşuyor.

'KİMSE KÜÇÜMSEYEMEZ' DEMİŞTİ

Fazıl Say’ın babası Ahmet Say, oğlunun Erdoğan’ı konsere davet etmesine destek vermiş ve “Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin Cumhurbaşkanıdır, kimse onu küçümseyemez. Türkiye ne kadar barışçıl bir atmosferde olursa insanlar o kadar rahat olur” demişti.

ADANA MUTABAKATI NEDİR?

1998’de Suriye’den Türkiye’ye terör saldırılarının artması sonrası dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla Ateş, Hatay’da Suriye sınırında “Terör saldırıları savaş nedenidir” dedi.

ÖCALAN'IN KAÇISI

20 Ekim 1998’de Türk büyükelçi Uğur Ziyal ve Suriye Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral Adnan Badr El Hassan ‘Adana Mutabakatı’nı imzaladı. Teröristlerin iadesini öngören anlaşmadan önce PKK elebaşı Abdullah Öcalan 9 Ekim 1998’de Suriye’den kaçtı. Öcalan, Kenya’da yakalanıp 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirildi. Adana Mutabakatı 21 Aralık 2010’da tekrar imzalandı. Bu anlaşma da 3 yıl yürürlükte kaldı.

'MANİFESTO 31 OCAK'TA'

Seçim çalışmalarını değerlendirir misiniz?

31 Ocak’ta manifestomuzu açıklayacağız. 10 ana başlık etrafında şekillenecek. 1 Şubat’ı kampanya başlangıcı ilan ettik. YSK’nın açıklaması ile 18 Şubat’tan sonra biz de ikinci aşamaya geçeceğiz. YSK takvimine göre 23 Şubat’ta mitingler başlıyor. Sonra hep beraber meydanlara çıkacağız.


Yorumlar