Anasayfa /  Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gezi Parkı davası kararı hakkında açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına ilişkin, "Türkiye'de FETÖ'nün büyümesinde, serpilmesinde herkesin payı olabilir. Ama FETÖ'yü terör örgütü ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti'dir" diye konuştu. Gezi davasında Osman Kavala için verilen beraat kararını da değerlendiren Erdoğan, "Türkiye ayağı içerideydi bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar" ifadelerini kullandı.

Abone ol
Abone ol 19 Şubat 2020 11:59

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına ilişkin, "Türkiye'de FETÖ'nün büyümesinde, serpilmesinde herkesin payı olabilir. Ama FETÖ'yü terör örgütü ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti'dir" diye konuştu. Gezi davasında Osman Kavala için verilen beraat kararını da değerlendiren Erdoğan, "Türkiye ayağı içerideydi bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar" ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Bu ülkede FETÖ meselesinin çok eski derin sosyal, ekonomik ve kültürel sebeplerinin olmadığını bilmeyen yoktur. 

Türkiye’de FETÖ’nün serpilmesinden herkesin payı olabilir ama FETÖ'yü terör örgütü ilan edip ona savaş açan şahsım ve AK Parti'dir. 

Şunu da çok açık net söyleyeyim FETÖ’nün bu ülkede anlaşamadığı görüşemediği tek lider vardır o da merhum Erbakan hocamızdır. Erbakan hocamızdan da nefret ederdi. 

Her gün birileri çıkıp FETÖ konusunda ahkam kesmeye çalışıyor. Halbuki bu ülkede vesayet güçleri FETÖ’ye yıllarca dokunmamışlardır.

Başbakanlığım boyunca YAŞ'larda önüme tek bir FETÖ'cünün dosyası gelmedi. Gelen dosyalar hep mütedeyyin insanlarla ilgiliydi.

FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan ve mücadele başladıktan sonra birden karşımıza FETÖ savunucusu olarak çıkmışlardır.

Bizim bu zırvalara cevap vermemizin tek sebebi ise millete olan saygımızdandır. Meydanı milleti zehirlemek için kullananlara asla bırakmayacağız. Türkiye’nin tarihinin en önemli mücadelelerini verdiği şu günlerde iftiraları atanları yüzlerine çarpacak ve tarihe gömeceğiz.

Tahmin edemediğimiz husus CHP’nin ve yıllarca bu gibi çevrelere karşı gibi görünene çevrelerin bir anda karşımıza çıkmasıydı. Ben de görüştüm bunu kaçırmama gerek yok ama Erbakan hocamın bunlarla görüşmediğini ifade ettim liderler arasında bunlarla görüşmeyen yoktur. Ve irtibatları ileri derecededir.

Biz ülke yönetimini devraldığımızda ordunun emniyetin ve yargının kritik noktaları bu örgüt tarafından zaten işgal edilmişti.

Hem siyasette hem bürokrasi de tespit ettiğimiz FETÖ’cüleri süratle tasfiye etmeye başladık. Ama FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutunan tektir. 2010 itibari ile o da biziz.

Tankların arasında VIP nizamiyesinden uğurlanan kim Bay Kemal Kılıçdaroğlu… Haberim olsaydı ben de beklerdim diyor bütün milletin haberi var on binler havalaminanında ama bay Kemal’in kulağı duymadı. Gitti Bakırköy Belediye Başkanının evinde kahve içti.

Biz tankların karşısındaydık milletimle beraber biz havalimanındaydık. Şahsımı öldürmek için özel yetiştirilmiş timlerle arayanlar Kemal Kılıçdaroığlu’na bu şefkati ne için gösterdiler. İnsan bu şahsın evinin bir köşesinde 1 dolarlık bir banknot saklayıp saklamadığını da merak etmiyor değil. 

Bana da adaya gitmemi tavsiye edenler oldu ben o kardeşimize dedim ki ben bu topraklarda doğdum bu topraklarda öleceğim. 

Eğer 10-15 dakikalık bir gecikme olmuş olsaydı o zaman bunlar bizi oralarda vuracaktı. Ama helikopterimiz kalktı biz oradan Dalaman’a Dalaman’dan da İstanbul’a ulaştık.

Ey Kılıçdaroğlu sen hala milleti aldatmakla meşgulsün. Kontrollü darbe, doğru kontrol sizde ama başaramadınız. şayet darbe başarılı olsaydı Kılıçdaroğlu milletin karşısına acaba hangi sıfatla çıkarılacaktı. Kılıçdaroğlu’nun FETÖ ile ilişkisi 17-25 Aralık’la hızlanmış 15 Temmuz’dan sonra da zirveye çıkmıştır. Bunun adı örgütün kendisine verdiği kamikaze görevini yerine getirmektir.

FETÖ tehdidi konusunda kurumlarımızı harekete geçirdikten sonra dahi gerçek şemayı ortaya çıkarmakta zorlandık. Bunun ucu Türkiye’de değil bunun ucu dışarıda. Böylesine karmaşık bir yapının kendi kendine büyüyüp serpilmediği açıktır. Devlet FETÖ’yü her yerde elbette izlemiştir. Ama CHP genel merkezine yeteri kadar bakılmadığı anlaşılıyor. 

Kılıçdaroğlu ve avanesi milli iradeye saldırarak kendi namuslarını ayaklar altına almaktadır. 17-25 Aralık’tan sonra yargıda verilen mücadele olmasaydı 15 Temmuz’dan sonra gerekli mücadeleyi hukuk alanında veremezdik. 

FETÖ’nün 40 yıllık birikimine riske atarak başlattığı 15 Temmuz darbe girişiminin sebebi bizim kararlılığımız değil mi? 

Biz 160 ülkede bunları kovalıyoruz. Ulaştığımız tüm liderlere bunları bize verin diyoruz. Eğer 15 Temmuz yapılmasaydı bir süre sonra FETÖ’nün tasfiyesini zaten hızlandırmış olacaktık. 

Yargının FETÖ'nün tasallutundan kurtarılabilmesi için verilen mücadeleyi değersiz hale getirmeye ve hatta tam tersi göstermeye çalışan herkes hükmen FETÖ'cüdür. Hala 15 Temmuz neydi ne dediği tartışması yapan hala 15 Temmuz’u anlayamamış gibi davranan zihniyet bizzat bu işin parçasıdır. 

Biz kimin ne dediğine bakmadan bu kervanı yürütecek FETÖ ile mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. 

GEZİ PARKI DAVASI KARARI

Dün yaşanan gelişmeler bize Gezi olaylarını bir kez daha hatırlattı. Taksim’deki Gezi Parkı’nda ağaç ve çevre hassasiyeti ile başlayan olaylar devlete ve millete karşı bir sivil kalkışma hareketini almıştı. 

Şimdi her şeyi ekranda izlediniz. Gezi olayları aslında tıpkı askeri darbeler, muhtıralar, terör örgütlerinin saldırıları, FETÖ’nün saldırıları gibi devleti ve milleti hedef alan alçak bir saldırıdır. Bay Kemal bunu aydınlık gençler diye vasıflandırıyor. Bunlar başta şahsı olmak üzere aldatılmış gençler bu aldatılan gençlere bu ülkede milyonlarca ağaç ve fidan dikmiş bir hükümete ağaç sökme yaftası yapıştıranlara ben sadece lanet okurum.

12 tane ağaç bir yerden kaldırılıp başka bir yere taşınacak. Bunu PKK terör örgütünün oyuncağı olarak bir kişinin çağrısı ile orada bir şov başlatılacak. 

Bu hadisenin en küçük bir masum tarafı yoktur. Kimin ne olduğunu bilmeniz açısından bu çok önemli bakınız bunlar masum bir ayaklanma hadisesi değildir. Bunlar ciddi anlamda Soros türü bazı ülkeleri ayakalandırmak suretiyle oraları karıştıran tipler vardır. Onun da Türkiye ayağı malum içerideydi bir manevra ile onu dün beraat etmeye kalktılar.

Gezi olaylarının doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolarken dolaylı maliyeti ise yüzlerce milyar doları bulmuştur. Faizler ilk defa Gezi olayları ile tırmanmaya başlamıştır. Bunların sayesinde işsizliğin çift haneye çıkması da enflasyonun zıplaması da aynı dönemde yaşanmıştır. 

 

 

Yorumlar