Anasayfa /  Politika /  Chp

"Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişiklik teklifine ilişkin, "Eğer bu geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu sorun CHP'nin değil, kendisini demokrat olarak gören, ülkesini, bayrağını seven, adını, kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur." dedi.

Abone ol
Abone ol 17 Ocak 2017 16:34

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, birinci tur görüşmeleri tamamlanan anayasa değişiklik teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.



Cumhurbaşkanının, devletin sigortası olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidar ve muhalefet arasında temel sorun çıktığında cumhurbaşkanının araya girdiğini, onun için tarafsızlığının önem taşıdığını belirtti.



Cumhurbaşkanlarının seçildikten sonra anayasaya sadakat üzerine namus ve şerefi üzerine yemin ettiğine işaret eden Genel Başkan Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının, ettiği yemine sadık kalmasını istediklerini kaydetti.



Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin, kendi iradesini milli irade olarak millete dikte ettirmemesi, milletin yerine koymaması gerektiğini vurgulayarak, 80 milyonun, görüş, inanç, yaşam tarzı farklılıklarına rağmen, milli iradeyi temsil ettiğini ve milli iradenin ta kendisi olduklarını bildirdi.



Karşı çıktığı düzenlemeler



Anayasa değişikliği teklifinde karşı oldukları düzenlemeleri sıralayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının, bir partinin genel başkanı olmaması, tarafsız olması gerektiğini savundu. 



Kılıçdaroğlu, eğer bir partinin genel başkanıysa, TBMM'de tarafız olacağına dair yemin edemeyeceğini anımsattı.



Teklife göre, cumhurbaşkanının, hiçbir gerekçe göstermeden Meclisi feshedebileceğini öne süren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:



"Mevcut anayasada bunun olduğunu söylüyorlar. Anayasada seçimlerden sonra 45 gün içinde hükümet kurulmazsa Cumhurbaşkanının Meclisi feshederek, seçime götüreceği yazılı. Şimdi 45 gün yok, istediği zaman 'Meclisi feshediyorum' diyebilecek. Bu, Türkiye'de kaos yaratmaktır. Şimdiki Cumhurbaşkanı, 'Ben böyle bir yetkiyi kullanmayacağım' diyor, senden sonra gelen kullanırsa ne olacak, bir başkası gelir daha farklı işlem yaparsa ne olur? Adalete siyaset bulaşmasın dedik. Cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı olursa Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinin 12'sini kendisi tayin edecek. Buradan adalet çıkmaz. Anayasa Mahkemesine güven duyulmaz. Biz bunu söylerken, bugünü mü düşünüyoruz, hayır Türkiye'nin geleceğini düşünüyoruz. Adalete duyduğumuz saygıyı perçinlemek, yapılan işlem yanlıştır demek istiyoruz. Hakimler ve Savcılar Kurulunun üyelerinin büyük kısmını yine bir partinin genel başkanı atayacak. Hakimler, Yargıtay, Danıştay kendi aralarında bir hakim seçemiyor mu? Yargıya, 'Sizin böyle bir beceriksizliğiniz var, siz kendi aranızda seçim yapamazsınız, ben yaparım. Çünkü ben milli iradeyim.' diyorsunuz."



"Yanlış yapıyorsunuz"



CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM'nin kanun çıkarma yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini, buna karşı çıktıklarına işaret ederek, bir kişinin, bir kararnameyle bütün kanunları değiştirmesini doğru bulmadıklarını vurguladı.



Başbakanlığın kalktığını, bakanların devam ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, yolsuzluğu ayyuka çıksa bile bir bakan hakkında gensoru verilemeyeceğini, parlamentonun hesap soramayacağını öne sürdü.



Kemal Kılıçdaroğlu, teklifle, hükümet programının açıklamasından sonra parlamentodan güvenoyu istenmeyeceğini ifade ederek, "Parlamento aciz, kendi halinde bir parlamento. Yanlıştır. Suriye politikasında, Balyoz, Ergenekon'da, FETÖ'de nasıl yanlış yaptıysanız, burada da yanlış yapıyorsunuz." dedi.



"Arka bahçesine dönüştürecek"



Cumhurbaşkanının, istediği zaman devletin bütün kadro ve yapısını bir kararnameyle değiştirebileceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bir kişiye koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin emanet edilemeyeceğini belirtti.



Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:



"O zaman Meclisi feshet. O zaman bu Meclisin ne işlevi var? Vatandaşlar milletvekillerini niye seçtiler? Parlamenter demokratik rejimden ne eksikliğimiz var. Yanlışımız, eksiğimiz varsa, tamamlayalım. Eksik var mı var, giderelim. Yazıyla teklif ettik. 'Türk hukukunu darbe hukukundan arındıralım, demokratik parlamenter sistemi güçlendirelim, burası gazi Meclis, kendi iradesini başka iradenin altına sokamaz' dedik. Onlar 'hayır' dediler.



550 milletvekilini niye 600'e çıkarıyorlar? 550 milletvekili neyinize yetmiyor? Asgari ücretlinin haline bak, getiriyorsun 600'e çıkarıyorsun. Partinin genel başkanı ve cumhurbaşkanı, aynı zamanda kendi partisinin milletvekillerini belirleyecek. Yani Meclisi kendi arka bahçesine dönüştürecek. Böyle anlayış olabilir mi? Sonra Meclise gelip 'Tarafsız cumhurbaşkanıyım' diye ahkam kesecek. Bunun anlamı Türkiye Cumhuriyeti'ni bir parti devletine dönüştürmektir. Türkiye'yi, parti devletine dönüştürecekler."



Kılıçdaroğlu, bütçe hakkının, dünyanın bütün parlamentolarında en temel hak olduğunun, bunun da devredildiğini vurgulayarak, "Milli bütçe tahminleri neden Meclise gelmesin niye Meclisten korkuyor, çekiniyorsunuz?" diye sordu.



 "Diktatör yaratırız"



"Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse bir diktatör yaratırız, her şeye dokunan ama kendisine dokunulmayan bir diktatör yaratırız." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:



"Bu anayasa değişikliği gerçekleşirse, rejim tamamen değişecektir. Parlamenter demokratik rejimden otoriter başkanlık sistemine geçilecektir. Hiçbir vatandaşın can ve mal güvenliği olmayacaktır. Yargı sadece saraya çalışacaktır. Adalet tamamen iflas etmiş olacaktır. Yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmayacaktır. Devlet yönetimine zorbalık hakim olacaktır. Konuşan, eleştiren doğru içeri. Bir kişi hem hükümet olacak hem Meclis hem mahkeme olacak. Siz buna evet diyor musunuz? Biz buna 'Hayır, yanlıştır, yapmayın, etmeyin, Türkiye'yi bir girdabın, anaforun içine sürüklemeyin, iç çatışma süreci başlatmayın, ülkeye yazıktır günahtır. Demokrasimizi geliştirmek varken Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına sürüklemeyin' diyoruz. Etkisiz, yetkisiz sembolik bir Meclis olacak, sayı 600'e çıkacak. 'Size milletvekilliği aylığı veriyoruz, oturun oturduğunuz yerde, ne bağırıp duruyorsunuz' diyecekler. Meclis bunu kabul edecek. Ben vicdanıma, ahlakıma sığdıramıyorum. Eğer bu geçerse Meclisi mezara, demokrasiyi de tarihe gömmüş olacağız. Bu sorun CHP'nin değil, kendisini demokrat olarak gören, ülkesini, bayrağını seven, adını, kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur. İster kendini ülkücü, milliyetçi, devrimci, muhafazakar, dindar tanımla, nasıl tanımlarsan tanımla, ama sen şunu düşünüyorsan, 'Benim gibi düşünmeyen insanlar da düşüncelerini özgürce ifade etsinler, gün gelir benim üzerimde baskı kurulabilir, bütün baskılardan arınan bir Türkiye istiyorum' diyorsan buna hayır diyeceksin."



Kılıçdaroğlu, asıl niyetin anayasa teklifinin görüşmelerinde ortaya çıktığına işaret ederek, AK Parti'li, Anayasa Komisyonu üyesi bir milletvekilinin, anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilebileceğini söylediğini anımsattı.



Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin nasıl bir felakete sürüklenmek istendiğini herkesin gördüğünü ileri sürerek, bu milletvekilinin TBMM'de herkesin gözleri önünde, kürsüde bunu söylediğini aktardı.


Yorumlar