Anasayfa /  Yerel

Yaşadıkları o korku dolu anları böyle anlattılar...

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde art arda meydana gelen depremlerden en fazla etkilenen Yukarıköylü kadınlar, yaşadıkları o korku dolu anları anlattı.

Abone ol
Abone ol 09 Şubat 2017 14:32

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde art arda meydana gelen depremlerden en fazla etkilenen Yukarıköylü kadınlar, yaşadıkları o korku dolu anları anlattı.

"Dışarıya göç vermeme" özellikleriyle yaklaşık 500 yıldır geleneklerini devam ettiren Yörük Türkmenlerinin yaşadığı Yukarıköy, Ayvacık ilçesindeki depremin en çok etkilediği yerleşim yeri oldu.

Depremde evi hasar gören Mevlüde Kurt (63), deprem anında çok büyük korku yaşadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Evim göçtü. Çok korktum. Eşime 'Kalk ev göçüyor.' dedim. Uyuyan eşimi kaldırdım. Kızlarım gelip bizi kontrol etti. Ağlayarak evden dışarıya çıktık. Köydeki boş alana attık kendimizi. Devletimiz bize yardım etti. Allah'a çok şükür. Devletimiz bize baktı. Deprem, Allah'tan gelen bir afet."





"Korkulmayacak gibi değildi"

Köy sakinlerinden 74 yaşındaki Fatma Demir ise depreme evde yakalandığını belirtti.

Evinin hasar gördüğünü, o an çok korktuğunu vurgulayan Demir, "Korkulmayacak gibi değildi. Benim kimsem yok. Eşim, evim, kedim, köpeğim yok. Ben ne yapacağım? Bir canım var. Devletimiz yiyeceğimizi, içeceğimizi sağlıyor. Mevlit okutulmuş, lokum dağıtılmış. Daha ne yapsınlar? Bu Allah'tan gelen bir afet. Allah hepimizi muhafaza etsin. Bu yaşta bunları da gördüm." diye konuştu.





"Devletimizin getirdiği konteynerlere yerleştik"

Deprem mağduru Sabriye Güneş (45) ise deprem anında kendisini adeta kaybettiğini dile getirdi.

Köydeki evini tamamen kendisinin yaptığını anlatan Güneş, "Evimizi sıfırdan yapmıştık. Şimdi hasar gördü. Devletimizin getirdiği konteynerlere yerleştik. Hasar gören evimizdeki yorganlarımızı, battaniyelerimizi konteynere getirdik. Yemeğimiz, içeceğimiz, her şeyimiz var. Allah razı olsun." ifadelerinde bulundu.

"Yataklarımıza kocaman taşlar düştü"

Emine Çolak (40) ise sabah çocukları okula gideceği için erkenden kalktığını anlattı.

Uyanıp sobayı yakarak çay pişirdiğini belirten Çolak, şöyle devam etti:

"Çocukları uyandırdım, kızımın saçını tarayacaktım. Sofraya peynir, zeytin, patates koydum. Çocuklar yiyordu. Çayları bardağa koyup, sofraya oturduğumda sesler gelmeye, yer sallanmaya başladı. Sobanın boruları devrildi. Eşim, çocuklarım ve ben hemen dışarıya çıktık. Evimiz zarar gördü. Yataklarımıza kocaman taşlar düştü. Eve giremiyoruz. Devletimizin sağladığı konteynerlere yerleştik. Sağ olsun devlet bize bakıyor. Bir isteğimiz yok. Hepimize geçmiş olsun." 


Yorumlar