Anasayfa /  Keyifli Haberler

Büyümüşte Erkek mi olmuş acaba

Yeni buluğ çagına girmiş bir delikanli gece sokaga çikabilmek için babasindan izin istemis ve bu istegi babasi tarafindan kabul edilmis ancak gece geç vakit oldugu halde oglu hala eve gelmeyince baba telaslanmis ve tam telefona sarilip karakollara haber verecegi anda kapi çalinmis ve oglu içeri girmis.

Abone ol
Abone ol 29 Mart 2019 05:05

Büyümüşte Erkek mi olmuş acaba

Yeni bulug çagina girmis bir delikanli gece sokaga çikabilmek için babasindan izin istemis ve bu istegi babasi tarafindan kabul edilmis ancak gece geç vakit oldugu halde oglu hala eve gelmeyince baba telaslanmis ve tam telefona sarilip karakollara haber verecegi anda kapi çalinmis ve oglu içeri girmis.

Baba çok sert bir sekilde

” Nerede kaldin çabuk bana hesap ver deyince oglan, kusura bakma baba, ben bu aksam sex yaptim onun için geç kaldim demis.

Baba bu durumdan çok keyiflenmis

“Hanim hanim çabuk bir raki bardagi daha getir, benim oglum büyümüs artik beraber raki içebiliriz” dedikten sonra ogluna dönerek:

” Oglum bundan sonra sen de benimle raki içebilirsin, gel otur yanıma.” deyince Oglan:

“Oturamıyorum baba çok acıyor”


BONUS FIKRA


Kayserili’nin eşi ölmüş, Gazeteye gitmiş..

En ucuzundan standart bir ilan verme…k istemiş

Önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:

“Ayşe’yi kaybettim.Üzgünüm”

İlan görevlisi ilanı görünce uyarmış,

“İsterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz

Üç kelime daha hakkınız var”

Kayserili “Aynı paraya mı?” demiş..

Görevli “Evet aynı paraya” diyince

Kayserili üç kelime daha eklemiş:

“Satılık Toyota var”


Diktatör ve Falcı


Memleketin birinde bir diktatör falcıya gider. Falcı konsantre olarak gözlerini yumar ve konuşur;

─ Sizi büyük bir caddeden üzeri açık bir araba ile geçerken,halkın yaptığı tezahüratı görüyorum…

Diktatör her zamanki gibi pis pis sırıtır ve sorar;

─ Peki halk memnun mu gözüküyor?

─ Evet her zamanki gibi.

─ Halk arabanın etrafında koşuşturuyor mu?

─ Evet arabanın etrafında deliler gibi koşturuyorlar, polis yolu açmakta zorlanıyor.

─ İnsanlar bayrak, pankart taşıyorlar mı?

─ Evet, her taraf bayrak, bir sürü de ümit ve güzel bir gelecekten söz eden pankart taşıyorlar.

─ Sahi mi!? İnsanlar bağrışıp, neşe içinde, şarkı ve türkü de söylüyorlar mı?

─ Evet, insanlar ümit dolu ve güzel bir gelecek vadeden cümleler sarf ederek bağırıyorlar, şarkılar, türküler söyleyip çılgınca eğleniyorlar, hoplayıp, zıplıyorlar sevinçten…

─ Peki, ben bu hareketlere nasıl bir tavır gösteriyorum?

─ Bunu göremiyorum, efendim maalesef.

─ Niçin?

─ Çünkü tabutun kapağı kapalı!!!


Yemekte Ne var


Temel artık Fadime’nin eskisi kadar iyi duymadığından yakınıyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş.

Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş.

Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış, doktor Fadime’nin ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için Temel’e basit bir yöntem önermiş;




─ Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle;

eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla.

O akşam Fadime mutfakta akşam yemeğini hazırlarken Temel işlemi uygulamaya koymuş.

40 adım uzaklıktan Fadime’ye normal bir konuşma tonuyla seslenmiş;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

Ses yok.

Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

─ Hala ses yok

Temel mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

─ Yine cevap alamamış.

Bu sefer Fadime’ye iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş;

─ Fadime bu akşam yemekte ne var?

─ Ula Temel, beşinci kez söylüyorum, yemekte tavuk var.


Temel ve Boğaz Köprüsü


Boğaz turu düzenleyen Temel’in teknesinde Amerikalı bir turist vardır.

Gezinti esnasında Amerikalı turist tarihi bir yapıyı göstererek sorar;

─ Bu bina ne kadar zamanda yapılmış? diye soruyor.

Temel;

─ Beş yıl, diye cevap veriyor.

Amerikalı Turist;

─ Yazık, bizde olsa bir yılda yapılırdı, diyor.

Biraz sonra filan camiyi görüyor;

─ Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor.

Temel;

─ İki yıl, diye cevap veriyor.

Amerikalı turist;

─ Yazık be, bizde olsa üç ayda biterdi, diyor.

Temel iyice uyuz oluyor Amerikalıya. Ama bişey de diyemiyor.

Biraz sonra bir tarihi yapı daha görüyorlar…

Yine soruyor Amerikalı turist, Temel de “iki ay” diye cevap veriyor.

Adam yine “yazık be, bizde olsa bir haftada biter” diyor.

Temel iyice deliriyor, tam o sırada tekne Boğaz Köprüsü’nün altından geçmektedir.

Adam yukarıyı göstererek;

─ Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diye soruyor bu defa.

Temel başını kaldırıp şaşkın şaşkın bakıyor köprüye;

─ Hangisi? Bu mu? Bilmem, bu dün burada yoktu!!!

 

Yorumlar