Anasayfa /  Popüler

Dünyanın direkten döndüğü gün 30 Haziran "Tunguska olayı"

30 Haziran 1908 günü Sibirya'da bulunan Podkamennaya Tunguska Irmağı yakındaların eşi benzeri görülmemiş bir gök patlamasına tanıklık edecek bu olay tarihe Tunguska olayı geçecektir. İşte dünyanın direkten döndüğü gün 30 Haziran "Tunguska olayı"

Abone ol
Abone ol 30 Haziran 2018 14:57

30 Haziran 1908 günü Sibirya'da bulunan Podkamennaya Tunguska Irmağı yakındaların eşi benzeri görülmemiş bir gök patlamasına tanıklık edecek bu olay tarihe Tunguska olayı geçecektir. İşte dünyanın direkten döndüğü gün 30 Haziran "Tunguska olayı"

Dünyanın direkten döndüğü gün 30 Haziran "Tunguska olayı"

Tunguska olayı, 30 Haziran 1908 günü sabah saat yaklaşık 7:45 sularında Sibirya'nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı yakınlarında oluşan büyük gök patlamasının adıdır.

Patlama 10-15 megatonluk bir dinamit kütlesinin patlamasına eşdeğerdi. Kesin olmayan verilere göre patlamanın nedeninin, bir kuyruklu yıldız parçasının ya da asteroit'in havada patlaması olduğu sanılmaktadır. Cismin atmosfere yaklaşık 100.000 km/sa hızla girdiği ve ağırlığının 100.000 ile 1.000.000 ton arasında olduğu varsayılmaktadır.

Patlama bölgesi ilk olarak Rus bilim adamı Leonid Alekseyeviç Kulik tarafından 1927-1930 yılları arasında incelendi. Olayı uzaktan gözleyenler önce bir ateş topu gördüklerini ve ardından yer sarsıntısıyla birlikte, güçlü sıcak rüzgarların oluştuğunu söylediler. Avrupa'daki sismograflar, patlamanın neden olduğu sismik dalgaları saptadılar. Patlamanın alevleri yaklaşık 800 km uzaktan görülmüştü. Cisim atmosferde buharlaştığından çevreye çeşitli gazlar yayılmış ve olaydan belli bir süre sonra bile Sibirya ve Avrupa'da geceleri gökyüzünün parlak bir renk almasına neden olmuştur.

Tunguska'nın sırrı nasıl çözüldü?

Sibirya’nın Tunguska bölgesinde 100 yıl önce meydana gelen ve 1000 kilometrelik bir alanda hissedilen patlama ile ilgili yıllarca spekülasyonlar yapıldı. Bilim insanları nihayet patlamanın nedenini buldu.

Takvim yaprakları 30 Haziran 1908’i, saatler 11:45’i gösterirken Asya’nın kuzeyi, Sibirya'nın uçsuz bucaksız toprakları olağanüstü bir patlamayla sarsıldı. Moskova’nın yaklaşık 3 bin kilometre doğusunda meydana gelen olay, onyıllarca aydınlatılamadı. 

Göz kamaştıran patlama 

Patlama yakınlarındaki Wanawara köyü sakinleri, olay anında dünyanın sonunun geldiğini düşündüler. Köylülerin gözlerini kamaştıran ışık huzmesini, evlerini temellerinden sarsan muazzam basınç dalgası izledi. Zürih Üniversitesi uzmanlarından Rainer Wieler, Tunguska olayı tanıklarının aktardıklarının önemine dikkat çekiyor. Wieler "En iyi tanık ifadeleri olay yerine 60 kilometre uzaklıktaki bir yerleşimden kaydedildi. Burada yaşayanlar, patlama anında yere savruldular. Bir çobanın ifadesine göre patlama bölgesi yakınlarındaki 400 başlık bir ren geyiği sürüsü olayda telef oldu. Bilindiği kadarıyla olayda insan kaybı yaşanmadı” diyor. 

Bitki ve canlılar yokoldu 

Tunguska olayında patlamanın basıncı yaklaşık 30 kilometrekare çapında bir alanda bitki örtüsü ve canlıları yok etti. Bölgeye ilk keşif heyeti Rus bilim adamı Leonid Alekseyeviç Kulik öncülüğünde, 1927 yılında gönderilebildi. Zürih Üniversitesi uzmanı Rainer Wieler, patlamanın merkezinde bir kratere ve meteor parçalarına rastlanmamış olmasının, olayla ilgili soru işaretlerini artırdığına işaret ediyor. Wieler, “Binlerce kilometrekarelik tahribatın kolayca izah edilememesi, bunun yanı sıra herhangi bir kraterin ya da dünya dışı materyalin tesbit edilememiş olması, olaydan kısa süre sonra ve hatta 60’lı ve 70’li yıllarda çeşitli spekülasyonların ortaya atılmasına neden oldu. Kara deliklerden söz edildi. Ufo olmalı dendi” diye konuşuyor. 

Patlama sanat eserlerine de konu oldu 

Tunguska olayı yalnızca spekülasyonlara değil sanat eserlerine de konu oldu. Bilim kurgu edebiyatının önemli yazarlarından, “Solaris”in yaratıcısı Stanislaw Lem, 1951 tarihli “Astronotlar” romanında Tunguska olayını işledi. 

Oyun konsolları piyasasının önde gelen firmalarından Nintedo da olayın 100’ncü yılında “Gizli Dosya: Tunguska” oyununu çıkardı. 

Patlamanın nedeni 

Uzman Rainer Wieler, olayla ilgili son 100 yıl içinde elde edilen belge ve verilerin bilgisayar ortamında biraraya getirildiğini ve süper bilgisayarlar aracılığıyla yeniden canlandırıldığını söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: 

“Gelişen teknoloji Tunguska olayına açıklık getiriyor. Buna göre, dünya atmosferine giren kuyrukluyıldız, yerin 8 ila 10 bin kilometre yüksekliğinde parçalandı ve sayısız küçük parçaya bölündü. Bu, kuyrukluyıldızın kapsadığı alanı daha da genişletti. Buna bağlı olarak kuyrukluyıldız parçalarının atmosferde karşılaştığı direnç de arttı. Hareket enerjisi, olağan durumlardan daha hızlı şekilde ısı ve ses enerjisine dönüştü. Patlamanın nedenini böylece özetlemek mümkün.” 

Tozlar dünyaya yayıldı 

Zürih Üniversitesi uzmanı Rainer Wieler, patlama sonrası oluşan aşırı sıcak havanın, toza dönüşen kuyrukluyıldız parçalarını atmosferin stratosfer tabakasına sürüklediğini, toz zerrelerinin buradan dünya geneline dağıldığını kaydediyor.


Yorumlar