BENİ KİM HASTA ETTİ? - 2

Beni kim hasta etti? Genetiğim nedeniyle aileme, beni tedavi edemeyen hekim arkadaşlarıma, doktor olduğum için kendime ve tümden tıp bilimine kızgındım ..

2013 yılıydı. Kan şekerim 108 mg/dl, açlık insülin değerim 45 (bu bir rekordu) ve HBA1c % 6,2 saptandı. Bunun üzerine koştur koştur endokrin polikliniğinden randevu aldım ve değerlendirme sonucunda metformin tablet, biraz spor yap, yağlı yeme, kibrit kutusu kadar peynir, şu kadar zeytin ve tabii ki hipoglisemi yaşamamam için sık sık yemem gerektiğinin söylendiği bir diyet önerisiyle gönderildim. Aklımda deli sorularla beraber tuttum evimin yolunu. 

Moralim alt üst olmuştu henüz otuzlu yaşlarda şeker hastası olmuştum. Hemen spor yapmalıydım, verilen diyete önem vermeliydim, yağlı yememeliydim. Spora başlayacaktım ama nasıl ve ne tür bir spor yapacaktım. Kimse her hangi bir öneride bulunmamıştı. Koşu mu yapmalıydım, yüzmeye mi gitmeliydim yoksa ağırlık mı çalışmalıydım. Yoksa sabah akşam 30 dakikalık yürüyüş yeterli miydi?

Yağlı yeme denmişti ama bana göre ben zaten yağlı yemiyordum. Bolca protein alıyordum. Bildiğim kadarıyla protein zararlı değildi, karbonhidratlar, özelliklede ekmek zararlıydı ve ben yıllardır doğru dürüst ekmek yemiyordum. Herhalde bu şeker, kolesterol ve trigliserit aile mirasımdı diye düşünmeye başlamıştım. Çünkü ben bana göre yemek konusunda sağlıksız beslenmiyordum. Yağ yeme derken birileri, diğer birileri de kolesterol zararlı değil, et ye, terayağı ye, sakatat ye diyip duruyordu televizyonlarda, acaba hangisi doğruydu. Bir Adanalı olarak çok düşünmeme gerek kalmamıştı hemen ikincisinin doğru olduğuna kendimi inandırdım ve önerilen besinleri bolca yedim.

Bu zaman zarfında bende dahil hiç kimse uyku düzenime, stres düzeyime, bağırsak sağlığıma, mitokondrilerimin düzgün çalışıp çalışmadığına, savunma sistemimin ne durumda olduğuna, spor yapıp yapmadığıma, en basitinden günde kaç defa kahve içtiğime bile takılmamıştı. Zaten bunlar günümüz tıbbı için gerekli bilgiler değildi. Ayrıca bunlar yararlı ve önemli bilgiler olsaydı tıp fakültesinde bizlere öğretilirdi. Bilinmesi gerekenler karaciğer için ultrason raporu, aralıklı istenilecek ve tedavi edilecek kan değerleri, istenecek ek konsültasyonlar ve konsültanların isteyecekleri ek tetkikler, yeni tedavi edilecek tetkik değerleri ve bu kısır döngü sonucunda ne ilaç yazılacağına takılıp kalmıştı.    

Bana spor yap denilmişti ve iyi bir hasta olarak hemen spora başladım. En iyisi yüzeyim dedim. Buna bir de koşu eklersem değme gitsin eskisi gibi 3 ayda tüm kilolarımı veririm sanıyordum. Nasıl olsa sporsa spor, bir kibrit kutusu peynirse peynirdi, doktorum önermişti ve başarılı bir endokrin uzmanıydı, yanılmış olamazdı. Ben spor yapmaya ve dozunu arttırmama rağmen topu topu dört ayda dört kilo verebilmiştim. Bunda başlanan metformininde etkisinin büyük olduğunu biliyordum. Çünkü spor arttıkça özellikle akşam yemek miktarı da artıyordu. Bana ne yemeyeceğim söylenmemişti, hangi saatlerde yememem gerektiği söylenmemişti bende her türlü bana göre zararsız olan yiyeceği yemeye devam ediyordum. Büyük meyve porsiyonları, kavrulmuş çerezler, gece geç saatlerde atıştırmalıklar.. Ama az miktarda yiyordum ne zararı olabilirdi ki.

 

 

 

 

Yorumlar