Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Türkiye'ye karşı ekonomik saldırı içerisindeler
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, küresel sistemin değişmesi gerektiğini savunduklarını söyleyerek, "IMF kapısında bekleyen bir ülke iken, IMF’ye borç veren bir ülke olduk. Düşünsenize her türlü saldırıyı yaptılar. Şimdi Türkiye’ye karşı ekonomik saldırı içerisindeler" dedi.
Abone olDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya’da Mimar Sinan Kongre
Merkezi’nde gerçekleşen AK Parti Kepez İlçe Başkanlığı’nın Danışma
Meclisi’ne katıldı. Meclis öncesi bir odada
Gençlerbirliği-Antalyaspor maçını takip eden Çavuşoğlu, daha sonra
alkışlar eşliğinde meclisin yapıldığı salona geldi. Bakan
Çavuşoğlu’na, AK Parti Antalya İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, Kepez
Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, AK Parti Kepez İlçe Başkanı Mustafa
Erol da eşlik etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla
başlayan mecliste, doğum günü olan İlçe Başkanı Mustafa Erol’a
pasta sürprizi yapıldı. Erol, kendisine ikram edilen pastanın
mumlarını Bakan Çavuşoğlu’nun yanında üfleyerek, “Bakanımızın küçük
bir göz kırpması ve gülümsemesi, tüm stresimi aldı gitti” diyerek
teşekkür ettiğini söyledi.
Burada konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tarihi bir seçime
doğru gidildiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili
seçiminin önemine işaret eden Çavuşoğlu, “Çok partili döneme
geçtikten sonra belki de Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde en
kritik seçim. Çok partili sisteme geçtikten sonra Türkiye,
özellikle tek partili hükümetin kurulduğu dönemde büyük hamleler
yapmıştır. Biz Cumhurbaşkanlığı sistemini getirirken, Türkiye’de
geçmişte yaşanmış o koalisyonlar yaşanmasın, sistem güçlü olsun,
istikrar olsun ve her zaman Recep Tayyip Erdoğan gibi bir yiğit
olmayabilir ama sistemimiz sağlam olsun, risklere karşı sistemimiz
dayanıklı olsun" dedi.
Küresel sistemin savaşları engelleyemediğini, savaşı
durduramadığını, mazlumların sorunlarını çözemediğini de sözlerine
ekleyen Bakan Çavuşoğlu şunları söyledi:
“Küresel sistemin değişmesi gerektiğini savunuyoruz. IMF kapısında
bekleyen bir ülke iken, IMF’ye borç veren bir ülke olduk. Bugün bu
tür kurumlara borcumuz olmadığı için rahat durabiliyoruz.
Düşünsenize her türlü saldırıyı yaptılar. Şimdi Türkiye’ye karşı
ekonomik saldırı içerisindeler. Daha önce başaramadıkları gibi yine
başaramayacaklar. Yine kazanan biz olacağız. Kurlardaki
dalgalanmalarla Türkiye ekonomisini sarsamazsınız. Türkiye
ekonomisi büyüyor.”
Avrupa’daki bazı ülkelere de sitem eden Bakan Çavuşoğlu,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye’de sessiz devrimler yapıyor dediğiniz Recep Tayyip
Erdoğan’a bugün neden diktatör diyorsunuz. Recep Tayyip Erdoğan
sandıkları inkar edip de zorla mı iktidarda duruyor? Girdiği her
seçimi kazanıyor. Çıktın yendi, çıktın yendi, çıktın yendi. Şimdi
çıktım yendi olacak. Afrin konusunda Lüksemburg dışişleri bakanı
bize ders vermeye kalkıyor. Biz de haddini bildirdik tabi. Fırat
Kalkanı’ndan sonra 160 bin Suriyeli kardeşimiz Türkiye’den
ülkelerine döndü. En az bir o kadar da Suriyeli değişik bölgelerden
bizim temizlediğimiz yerlere döndü. Yani 300 binden fazla insan bu
bölgeye döndü. Şimdi Afrin’e de dönüyor.”
Bugün Fransa’da içlerinde Sarkozy’nin de olduğu kişilerin Kuran-ı
Kerim içerisindeki bazı ayetlerin değişmesi gerektiğini, bazı
bölümlerin çıkarılması gerektiğini savunduğunu sözlerine ekleyen
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kutsal kitabımız senin yaz-boz tahtan mı? Neymiş efendim Yahudi
düşmanlığı içeriyormuş. Tarih boyunca siz Yahudilere zulmettiniz
ama tarih boyunca Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Yahudilerin
sığınağı olmuştur. Biz İsrail’in zulmüne karşıyız, Yahudilere karşı
değiliz. Bizde Yahudi düşmanlığı yoktur. Bizim inancımıza terstir.
İşte bunların ırkçılıkta ve İslam düşmanlığında vardıkları noktanın
bir göstergesidir. İyice hadlerini aştılar. Bunlar böyle konuştukça
Avrupa’da camilere saldırılar oluyor. Sen Türkiye’ye özgürlük dersi
vermeye çalışıyorsun, Avrupa’da bugün ırkçılık, yabancı düşmanlığı,
hoşgörüsüzlük, göçmen düşmanlığı, kendisinden olmayanı düşman görme
had safhada. Irkçı partiler aldı başını gidiyor. Sen önce bunları
durdur. Özgürlükten bahsediyorsun. Kendisinden olmayana sen yaşam
hakkı bile vermiyorsun.”