Anasayfa /  Politika /  Ak parti

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kartal'da hayatını kaybeden 16 vatandaşımıza Allah'tan Rahmet diliyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ufuk gemisinin denize indirme töreninde konuşuyor.

Abone ol
Abone ol 09 Şubat 2019 11:57

İşte, Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: 

Saatler önce Kartal'daki bir binanın çökmesiyle enkaz altında kalarak ebediyete uğurladığımız 16 kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. 

1,5 yıl önce denize indirdiğimiz Kınalıada Korveti'nin ardından beşinci gemimiz Ufuk Korvetini de denize indireceğiz. Ben Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkemize bu gururu yaşatan yüklenici firmalarımıza, mühendislerimize, emekçi kardeşlerimizin her birine ayrı ayrı şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. 

94,5 metre tam boyu, 3,6 metre su çekimiyle Ufuk korveti alanının lideri olmana namzet bir gemidir. Gemi, 10 tonluk bir helikopter için gerekli platforma sahiptir.

Ufuk korveti; ülkemizin ilk istihbarat gemisi olma özelliği taşıyor. Ufuk korvetimiz ağır iklim ve deniz şartlarında 45 gün boyunca kesintisiz seyir yaparak milli güvenliğimize yönelik tehditleri anında tespit edebilecektir. Özellikle sinyal istihbaratının hayati önem kazandığı günümüz dünyasında Ufuk korvetinin çok büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. Ufuk korveti, Türkiye'nin denizlerdeki gören gözü olacaktır. 

Suriye kaynaklı tehditlerle, Ege ve Karadeniz'deki gelişmeler sonrasında bu ihtiyaç çok daha acil hale gelmiştir. Her zaman ifade ettiğim gibi sahada varlık göstermeyen masada kendine yer bulamaz.

Bugün PKK terör örgütü tarihinin en büyük hezimetini yaşıyorsa, bunun sebebi terörle mücadelemizin kendi imkanlarımızla yürütülmesidir. Bir önemli sebep de ülkemizin 30 yıllık terörle mücadelesinde yaşanan köklü paradigma değişimidir. 2015'ten itibaren; terörü kaynağında yok etme ve kesintisiz operasyon stratejisine geçtik. Daha önce operasyonlar yılın belli dönemlerinde yapılırken, yeni stratejiyle yaz-kış demeden 365 gün boyunca operasyonlar gerçekleştirerek teröristlere nefes aldırmıyor. Bunun yanında teröristleri takip ve imhada emniyet birimlerimize asimetrik güç sağlayan İHA ve SİHA'larımızın sayısını artırdık.

1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı sırasında ülkemize uygulanan ambargolar, tehdit ve şantajlar milletimizin hafızasında derin izler bırakmıştır. Bu dönemde Türkiye, parasını peşin ödediği uçakları teslim alamamıştır. Her ne kadar daha sonra müttefiklerimiz tarafından bu aabargo hafifletilse de, Türk savunma sanayine yönelik bu kuşatmalar ortadan kaldırılamamıştır.

Bugün bile müttefiklerimizle yaşadığımız en ufak bir anlaşmazlıkta silah alım anlaşmalarını gündeme taşıdıklarını görüyoruz. Bölgemizdeki despotları silah ve mühimmata boğanlar konu ülkemiz olunca kırk dereden su getiriyor. Dünyanın en eli kanlı teröristlerine silah verenler, mesele Türkiye olunca engeller çıkarıyorlar. DEAŞ'dan PKK'ya kadar Müslümanların kanını döken bütün terör örgütlerinin elinde batılı ülkeler mahreçli silahlar var

Bugün askeri teknolojisi gelişmiş ülkelere baktığımızda özel sektör firmalarının da çok büyük rol oynadığına şahit oluyoruz. Ülkemizin de kullandığı birçok teçhizatın üreticisinin özel sektör olduğunu görüyoruz. Asıl büyük başarı, kamunun desteği ile özel sektörün dinamizmi birleşince ortaya çıkıyor. Eski çalışma yöntemlerine takılıp kalmak ülkemize faydalı değil.

Olmadık iftiralarla, yalan yanlış bilgilerle en büyük zararı türk savunma sanayine veriyor. Bunlar bu iddialarıyla, birçok başarılı projeyi hayata geçiren kamu özel sektörünü de dinamitliyor.


Yorumlar