Anasayfa /  Politika /  Ak parti

Başbakan Yıldırım: Stratejik ortaklık, müttefiklik ruhuna aykırı

Başbakan Binali Yıldırım, ABD Temsilciler Meclisi'nin Türkiye'ye silah satışını özel prosedüre bağlayıp güçleştiren karar tasarısı için, "Teşebbüste bulunulması bile esef verici. Stratejik ortaklık müttefiklik ruhuna aykırı" dedi.

Abone ol
Abone ol 19 Haziran 2018 17:45

Başbakan Binali Yıldırım, milletvekili adayı olduğu İzmir'de seçim çalışmalarını sürdürüyor. Yıldırım, bir hafta kalacağı kentte, bu sabah bir otelde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Yıldırım, ABD Senatosu'nun, Türkiye'ye savaş uçağı F-35 ile Chinook tipi ağır nakliye helikopteri gibi savunma alanında yeni nesil silahların satışını yasaklayan tasarıyı kabul etmesini şu sözlerle değerlendirdi:



"Bir oylama daha var. Uzun bir presödürü var. Ancak teşebbüste bulunulması esef verici. Stratejik ortaklık, müttefiklik ruhuna aykırı. Bu talihsiz bir gelişmedir ama Türkiye alternetifsiz değildir. Buna benzer durumları yaşıyoruz. Onun için kendi tedbirimizi alıyoruz. Savunma sanayinde millileşmeye hız verdik ki bu dayatmalar, bu ambargolar bizim savunmamızda zafiyete neden olmasın. Üstesinden gelecek gücümüz var."





'ÇOK ZOR BİR OPERASYONDU'



Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası terörle mücadelede konsept değişikliğine gidildiğini belirterek, Türkiye'nin savunma yerine taarruz esasına dayalı bir mücadele içine girdiğini söyledi. Başbakan Yıldırım, darbeden çıkmış bir ordunun tekrar toparlanıp, iki süper güç arasına kılıç gibi girmesinin çok kolay olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:



"15 Temmuz'un öncesi ve sonrası gördük ki FETÖ ve PKK iş birliği yapmış, darbeye birlikte çalışmış. İstihbarat bilgileri bizi buraya getirdi. 40 yıldır bu mücadeleyi veriyoruz. 'Savunma değil ama taarruz esasına dayalı bu mücadeleyi sürdürelim, üzerine gidelim' dedik. Bu çok etkili oldu. Yurt içinde dışardan sızmalar hariç yurdun her köşesinde şehirde, kırsalda, her yerde etkisiz hale getirdik. Devletin hakimiyeti, ülkenin topraklarının her karışında var ama dışardan özellikle ABD'nin YPG-PYD unsurlarını DAEŞ'le mücadele için donatması, ağır silahlar vermesi ve bu silahların da Irak alanında PKK'ya aktarılması, oradan da ülkemize sızmaların olması bizim işimizi biraz zorlaştırdı. Bunun üstesinden gelmek için önce Suriye alanında 250 kilometre sınır bandımızı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı'yla aşağı yukarı 35-40 kilometre ortalama bir bandı, tamamen terörden temizledik. Şu anda Fırat'ın batısından Akdeniz'e kadar terör odakları yok edildi. Çok zor bir operasyondu. Darbeden çıkmış bir ordunun tekrar toparlanıp, iki süper güç arasına kılıç gibi girmesi çok kolay başarılacak bir iş değildi. Zoru başardık. Titizlikle yaptık. Diğerleri gibi sivil- terörist demeden dünyayı başlarına yıkmadık. Adeta iğneyle kuyu kazar gibi şehitler vermek pahasına sivilin zarar görmemesi için çaba gösterdik. Dünya takdir ediyor. Yoksa susmazlardı."







'KUZEY IRAK'IN ÖNEMİ



Türk askerinin ABD ile uzlaşma çerçevesinde Menbiç'e girmesiyle ilgili olarak da kararlılığın süreceğini ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, şöyle dedi:



"Münbiç konusunda kararlığımız sonuç verdi. Uygulamaya girdi. Münbiç etrafında bizim askerlerimiz, ABD'liler devriye görevi yapıyorlar. Bundan sonraki aşama, oradaki yabancı unsurların, teröristlerin oradan çıkartılması ve yönetimin asli unsurları olan yerli Araplara bırakılması. Takvim doğru gidiyor. Bitti mi işimiz? Bitmedi. Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ile yaptığımız işi, İran sınırından batıya doğru yapmaya başladık. Hakkari- Şırnak başta olmak üzere bu bölgenin güneyi, Kuzey Irak sahasını emniyete almazsak terörle mücadelede sürdürülebilir çözüm ve bir sonuç alamayız. Çünkü orada zor bir arazi yapısı var. Ayakta duracak haliniz yok. Dik yamaçlar var. İçeriye doğru 300 kilometrekare bir alanda, 30 kilometre derinlikte konuşlandı askerlerimiz. Kandil'den Sincar'dan Suriye alanından gelen terör saldırılarını yerinde durdurmak. Hedef asıl oradaki karargâhlarını ortadan kaldırmak, terörü sınırlarımıza gelmeden kontrol altına almak. Kamışlı'dan başlayıp Münbiç'e kadar alan kalıyor. Bu bölgelerde durum farklı olmayacak. Bu işi ABD ile yürütmemiz lazım. Onlarla bu görüşmeleri yapıyoruz. Güvenlik kuşağı oluşturuyoruz. Böyle bir mecburiyet var. Terör saldırısı gelmese biz orada neden bulunalım? Bizim için cazip bir şey değil. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Kendi toprağımızı korumak adına tedbir alıyoruz. Uluslararası mevzuata da uygun."



'SADECE MEYDANLARA GÖRE HESAP KİTAP YAPMAK YETERLİ DEĞİL'



Başbakan Yıldırım, Ramazan ayı nedeniyle durgun olan seçim meydanlarının bayram sonrası hareketlendiğini belirterek, şöyle konuştu:



"Meydanlar Ramazan süresince daha sakindi. Kalabalıklar yine vardı ama doğal olarak insanlar aç, susuz, uykusuz. Hepimiz öyle. Durgunluk söz konusuydu. Ama bayramla birlike daha çok hareketlendi. Şu anda da coşku gittikçe artıyor. Bütün adaylar artık son kozlarını kullanıyorlar. Millete kendilerini anlatıyorlar. Rakipleriyle ilgili eleştirilerini dile getiriyorlar. Meydanlara bakarsak, bugüne kadarki tecrübemizle bir sorunumuz yok ama artık kamuoyu oluşturma sadece meydanlarda sınırlı değil. 2005’ten beri internetin yaygın kullanılması, sosyal medyanın hayatımızda daha çok yer alması, cep telefonunun vazgeçilmez hale gelmesi esasında belirli bir yaşın altındaki vatandaşların, daha çok rağbet ettiği, gün içerisinde sıkça gündemin değiştiği bir iletişim dönemini yaşıyoruz. Sadece meydanlara göre hesap kitap yapmak yeterli değil. Ak Parti açısından, Cumhurbaşkanımız açısından meseleye bakarsak biz sıkıntı görmüyoruz. Hedeflediğimiz noktaya yakınız."



'YAKLAŞIK 30 BİN SURİYELİNİN OY KULLANMA HAKKI VAR'



Başbakan Binali Yıldırım, seçimde Türkiye genelinde yaklaşık 30 bin Suriyeli vatandaşın oy kullanma hakkına sahip olduğunu ancak kaçının sandığa gideceğinin bilinmediğini söyledi. Yıldırım, "Suriyeliler bizim misafirimiz, memleketlerine gidecekler. Şartlar iyileştikçe de gidiyorlar. Cerablus'a, El Bab'a gittiler, Afrin'e gittiler. 250 bine yakın dönen Suriyeli var. Suriye'de işler yoluna girdikçe bunlar memleketlerine dönecek. Bu geçici bir durumdur. Savaş şartları var. Biz de komşuyuz, bize düşeni yaptık. Ölüme terk edemezdik. Bu onlara şu hakkı vermiyor; Biz istediğimiz gibi hareket ederiz, Türkiye'nin kanunları bizi bağlamaz, kural tanımayız, toplumsal düzene her türlü zararı veririz. Buna da müsaade etmeyiz. Türkiye bir hukuk devleti. Türkiye'nin hukukuna uygun olarak hareket etme mecburiyetleri var. Aksi halde tutar geldiklere yere götürürüz" dedi.





ESNAF TEMSİLCİLERİ İLE BULUŞTU



Seçim çalışmalarını sürdüren Başbakan Binali Yıldırım, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği tarafından Kaya Termal Otel'de düzenlenen toplantıda, esnaf odalarının başkanları ve diğer yöneticileriyle buluştu. Başbakan Yıldırım, esnaf temsilcilerinin kısa konuşmalarından sonra kürsüye çıktı. Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasına, "İzmir'in can damarı esnaf ve sanatkârlarımız burada" sözleriyle başladı. "İzmir'in üreten, İzmir ekonomisini ayakta tutan, belkemiği kuruluşlarımız burada" diyen Başbakan Binali Yıldırım, şunları söyledi:



"Biz AK Parti olarak 16 yıldan beri esnaf ve sanatkârımıza büyük önem verdik. Mükemmel, iyinin düşmanıdır. Mükemmeli ararken iyiyi yok edersiniz. İyiyi yapmanın gayreti içerisinde olduk. Bir şehrin kalkınmışlık düzeyine bakmak için esnafına bakmak lazım. Halkın huzuru esnafa da bereket olarak gelir. Huzursuzluk varsa onun bedelini en önce esnaf öder. Seçimin bir hususiyeti var. Bu seçim ilk kez 16 Nisan 2017 halk oylaması sonucu kabul edilen, anayasanın parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin ilk uygulaması olacak. Milletvekili seçimiyle cumhurbaşkanı seçimi aynı gün yapılacak. Bir yandan milletvekillerini seçeceğiz bir yandan da cumhurbaşkanı adayları arasında seçimimizi yapacağız. Seçilen cumhurbaşkanı sandıkta güven oyu alıyor. Siz ülkeyi kim yönetecek, bizi kim temsili edecek ikisini ayrı ayrı seçiyorsunuz. Ankara'ya iş bırakmıyorsunuz. Bu demokraside Türkiye'nin yönetim anlayışında köklü bir değişiklik anlamına geliyor. Bunun ilk onayını 16 Nisan'da yaptık. 16 Nisan'da iki fikir kampanya yaptı. Birisi 'Hayır' grubu birisi 'Evet' grubu. Siyasetçiler yanlışı yapar ama millet yanlış yapmaz, eğer yaparsa da düzeltir. Nerede düzeltir, sandıkta. Günü gelince konuşur."



ESNAFIN TALEPLERİNE TEK TEK YANIT VERDİ



Esnaf odaları temsilcilerinin kendisine ulaşan isteklerine tek tek yanıt veren Başbakan Binali Yıldırım, "Yapılan çok şey var ama yapılması gereken konular da var, bunları da gördük. 'Taleplerin tamamını yapacağız' desem yanlış olur. Bir kısmı makul, yapılabilir. Hakikaten düzeltilmesi gereken, akla da izana da uymayan hususlar var. Perakende kanunu çıktı ama işinizi görmüyor. Uygulamayla ilgili sorunlar var belli ki, bunu tekrar ele almak lazım. Bunun üzerinde tekrar çalışılabilir. İş sağlığı güvenliği konusunda bunu halletmek lazım. Bir çözüm üretmemiz gerekir. Sosyal güvenlik destekleme primi kalktı zaten, orada sorunumuz yok. Basit usul vergilendirme de benim bildiğim 9 bin TL. Bundan aşağı kazancı olan hiçbir şekilde vergi ödemeyecek. ÖTV, akaryakıt desteği nakliyecilere, bu gerçekçi değil. Yani şu içinde yaşadığımız şartlar altında bizim gelirlerimizin büyük bir kısmını bu oluşturuyor Yerlileştirme ve millileştirme, petrol kaynaklı yakıtlardan elektriğe geçiyoruz. Bunlar oldukça burada iyileştirme yapabiliriz. Tarımda biliyorsunuz yarısını veriyoruz. Kullandığı mazotun yarısını veriyoruz. 2017 yılına ait 3 milyar mazot desteği verdik. Bu uygulama devam edecek ama ÖTV orta ve uzun vadede ele alınması gereken bir konu. Devletin dört tane gelir kalemi varsa bunlardan birisi de bu. Engellilerin hayatlarını kolaylaştıracak önlemleri almamız lazım" diye konuştu.



Stopaj konusuna da değinen Başbakan Binali Yıldırım, "Stopaj konusu önemli. Önümüzdeki dönemde ele alacağız. Hakikaten burada bir haksızlık var. Ele alacağımız konulardan bir tanesi. E-haciz konusu da, burada bir kısım uygulamasının yapılması lazım. Bunu da kolayca düzelteceğimizi sanıyorum. Prim gün ise benim için yeni bir konu, buna bakacağız. Bunların hiçbirisi çözülmeyecek sorular değil. Bunlar bu işlere çözüm üreten kadrolarla olur. Memleketle en ufak eseri, izi olmayanlarla bu iş çözülmez. Onun için istikrar lazım. Bunun için de 'Durmak yok, yola devam' lazım. Yeni baştan 'Şunu nasıl yapacağız, bunu nasıl yapacağız' deyip, Türkiye'nin zaman kaybetmesine gerek var mı?" dedi.



'EKONOMİK DURGUNLUK SEÇİMLE İLGİLİ'



Ekonomideki durgunluğun seçimle de ilgili olduğunu ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, "Durgunluğun seçim süreciyle alakası olduğunu bilmenizi istiyorum. Seçim öncesi ihtiyacı olan da olmayanda 'Hele bir seçimler geçsin sonuçlarına bakalım' diyor. Genel kaidedir bu. Seçimlerden sonra herkes gelecek, yatırım planlarını yapacak. Yolumuza devam edeceğiz. Ekonomide bazı gelişmeler var. Türkiye ekonomisinden ziyade, küresel ekonomilerde son bir senedir gelişmekte olan ülkelerin aleyhine olan bir durum söz konusu. Özellikle ABD'nin gelişmekte olan ülkelerde fonu var. Bunu geriye döndürmek için ha babam faiz artırımı yapıyor. Benzer şeyi AB de yapıyor. Bu tabii dış kaynağa ihtiyacı olan bizim gibi ülkeleri olumsuz etkiliyor. Buradan kaynak çıkışı olduğu zaman yerli paralarda dalgalanma oluyor. Bunun için tedbirlerimizi alıyoruz ve inşallah seçimden sonra yapısal reformları, reel sektörü daha fazla destekleyecek birtakım düzenlemeleri yapıyoruz. Teşviklerde ciddi mesafe katettik. Proje bazlı teşvik sistemini uyguluyoruz" diye konuştu.



'DAVA AÇIN; BU HARAÇ KESMEK'



Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasının bu bölümünde araya giren İzimr Kahveciler Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı, su parasından çok, katı atık bedeli ödemesi yaptıklarını söyledi. Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım, "O zaman haksızlık varsa dava edin, biz de destek verelim, bu haraç kesmek" dedi. Bu arada İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ise siyasete atılan oda temsilcilerinin istifa ettikten sonra seçilememeleri durumunda memurlar gibi görevlerine geri dönme şartının getirilmesini istedi. Başbakan Binali Yıldırım, bunun için de "Başkan siyaset merakını da yakında gidereceğiz. Siyaset herkesin hakkı. 'Siyasi değilim siyasetle aram yok' diyen hiç kimse yok. En azından oy veriyor. Orada şu ayrıntı var; hukukçuların çalışması lazım. Sizleri birileri seçiyor, memurları ise atıyorlar. Şu görüşe uzak değilim. Bunun üzerinde çalışılabilir" yanıtı verdi.



YENİ YOL MÜJDESİ VERDİ



Konuşmasında Kuzey Otoyolu projesinin yapımının sürdüğünü söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, ilk kez yeni bir yol güzergâhından da bahsedip şöyle devam etti:



"Kuzey Otoyolu başladı, yapılıyor; biliyorsunuz. Menemen'e kadar yaptık. Menemen Çandarlı Limanı ve İstanbul otoyoluna bağlantı yolu var. Bu otoyola ikinci bir çevre yoluyla birleştirilme planı söz konusu. Bunu da ilk kez burada açıklıyorum. Etüt çalışması devam ediyor. Orta ve uzun vadede yapılacak olan bir çalışma. Yolların bir başka özelliği de bölünmüş yol bağlanan illerdeki yerel ticaret yüzde 40 artmış. Ülkenin ihracatına yüzde 1 katkı yapmış, işsizliğine yüzde 1,5 katkı yapmış, iller arasındaki mesafeyi ortalama 1 saat azaltmış. Daha güzel yatırımları İzmir'e yapacağız."



İzmirlilerin imar barışı konusuna da önem vermelerini isteyen Başbakan Yıldırım, "İmar kanunun en fazla faydası olan il İzmir. İzmir'in yüzde 62'si imara aykırılıklarla dolu. Bütün bunları kökünden halledecek, İzmir'in kentsel dönüşümü için bir hukuki zemin hazırlayan önemli bir reform. Bunu da İzmirli hemşehrilerimizin iyi değerlendirmesini ve bu fırsatı kaçırmamalarını diliyorum" diye konuştu.



'ÜLKEMİZİN SÜREKLİ GÜÇLÜ OLMASI LAZIM'



Konuşmasında "Güney sınırlarımızda terör devleti kurulmak istendi" diyen Başbakan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:



"Bu oyunu ilk kez Fırat Kalkanı ile bozduk. Daha sonra Zeytin Dalı Harekâtı ile 2 bin kilometrekareyi kontrol altına aldık. Şimdi Kandil'e kadar uzayan bölümü kontrol altına almaya çalışıyoruz. Menbiç'te operasyon yürütüyoruz. Fırat'ın doğusuyla Kamışlı'ya kadar olan 650 kilometrelik bu bölgelerde PKK'nın uzantısı YPG, ciddi manada ABD'nin silah desteğiyle güçlü duruma geldi. Bundan sonraki hedef o bölgeleri güvenli hale getirmek. Ülkemiz içinde terörü temizlemek yetmiyor. Suriye'de, Irak'ta otorite boşluğu olduğu için terör sızmaları oluyor. Ülkemizin güvenliği tehlike içinde oluyor. Ülkemizin sürekli güçlü olması lazım. 'Kürtlere devlet kuracağız' diyorlar. Size mi kaldı? Kürtlerin devleti var. Bin yıldır Anadolu toprağında Türkler Kürtler etle tırnak gibi. Tasada, sevinçte İzmir'de de Hakkari'de de birlikteyiz. Bizi kimse bölemez. Onun için terörün akıl hocalarının oyununa gelmeyeceğiz. Cumhuriyeti kuran partinin bugün ne yapmak istediğini anlayabilmiş değilim. Cumhurbaşkanı adayı Edirne Cezaevi'ne gitti. Kobani olaylarının baş sorumlusu Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti. Bunun ülkemizin birliğine faydası yok. Kürtler ve Türkler için bir numaralı sorun PKK'dır. İzmir'de de böyledir, Hakkari'de de böyledir. PKK'ya destek olacak hiçbiri hareketi hoş karşılamayız."


Yorumlar