Anasayfa /  Politika /  Ak parti

Adalet Bakanı Bozdağ'dan 'açık cezaevi' tepkisi: Af yok

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Cumhurbaşkanlığı sistemi, değişim sistemidir. Değişimin de Azrail vasıtasıyla değil, sandıkta halk vasıtasıyla, halkın iradesiyle yapılması demektir." dedi.

Abone ol
Abone ol 24 Şubat 2017 15:58

Bozdağ, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın moderatörlüğünü yaptığı "Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Anayasal Tasarımı" programında, anayasa değişikliğine ilişkin açıklamalarda bulundu, katılımcıların sorularını yanıtladı.

CHP'nin ve "Hayır"a çalışan çevrelerin korkular üzerinden "Hayır" devşirmeye çalıştığını ifade eden Bozdağ, yalanlar söylendiğini ve çarpıtmalara imza atıldığını söyledi. 

Milletin bugüne kadar korkularla oy vermediğini, bugünden sonra da vermeyeceğini bildiren Bozdağ, Türk milletinin ilk defa hükümetleri doğrudan sandıkta seçeceğini dile getirdi.

"Kuvvetler ayrılığı" ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirileceğine dikkati çeken Bozdağ, yasama ve yürütme seçimlerinin ayrı yapılacağını ancak kuvvetlerin birleştirildiği yönünde algı oluşturulmaya çalışıldığını belirtti.

Bozdağ, cumhurbaşkanının yetkileri üzerinden tartışmalar oluşturulduğunu dile getirerek, geçmişte anayasanın, cumhurbaşkanı üzerinden hükümeti kontrol etme üzerine kurgulandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı üzerinden Türkiye'yi kontrol etmenin ortadan kalkacağını vurgulayan Bozdağ, "Cumhurbaşkanını doğrudan halk seçiyor. Ankara'daki vesayet odakları belirlemiyor. Ankara'daki güç odaklarının temsilcisi değil, milletin temsilcisi, milletin dediğini yapacak kişi oluyor." ifadelerini kullandı.  

Halkın, Meclisin hesap soracağı, halka ve Meclise hesap verecek bir cumhurbaşkanı olacağını vurgulayan Bozdağ, "Cumhurbaşkanlığı sistemi, değişim sistemidir. Değişimi zorunlu ve sürekli kılan bir sistemdir. Aday oldu bir kişi, kaybetti, kayboluyor, gidiyor. Kazandı, başarısız oldu 5 sene sonra gidiyor. Çok başarılı oldu, milletin takdirini aldı, 'Keşke aday olsa bir kere daha seçeriz' dediği kadar da güzel işler yaptı, 10 sene sonra gidiyor. Bu ne demektir? Türkiye'yi yöneten siyasal kadroların azami 10 senede bir yenilenmesi, değişmesi demektir. Değişimin de Azrail vasıtasıyla değil, sandıkta halk vasıtasıyla, halkın iradesiyle yapılması demektir." diye konuştu.

Adalet Bakanı Bozdağ, en güçlü liderin bile Türkiye'yi azami 10 sene yönetebileceğini dile getirdi.

"Bütün farklılıkların teminatını barındırıyor"

Değişimin önünün açıldığını belirten Bozdağ, şunları kaydetti:

"Şimdi herkes 'Erdoğancı' oldu. CHP'liler de öyle oldu. Sayın Erdoğan için istiyorsunuz da ondan sonra ne olacak, gözlerim yaşarıyor. CHP'liler bile Sayın Cumhurbaşkanımızı düşünür hale geldiler. Bunların tamamı manipülasyon. Bu sistemin adı değişmeye yetti. Bakın ne oldu? Anayasa Mahkemesine gitme, CHP'nin anayasa maddesi halindedir, anayasası gibidir. Ne yaptı? Halk oyu var, halk 'Evet', 'Hayır' diyecek. CHPAnayasa Mahkemesine gitmekten vazgeçti çünkü 26 'Hayır'a yetmiyor, 25 puana, diğer seçmenlere ihtiyacı var. Onun için kendi alışkanlıklarından vazgeçti."

Milletle buluşmayan, milletin inançlarına, kabullerine, farklılıklarına saygı duymayan birinin cumhurbaşkanı seçilmesinin mümkün olamayacağının altını çizen Bozdağ, böyle birinin partiler, vatandaş tarafından aday gösterilmesinin akıldan bile geçirilmesinin mümkün olmayacağını vurguladı.

Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bu sistem bütün farklılıklarının teminatını da doğasında barındıran bir sistem. Muhafazakarın da, laik olanın da, liberal olanın da, ırkçı olanın da, aşırı görüşlere sahip olanın da, herkesin de farklılıklarını doğası gereği ülkeyi yönetenlere korumayı, korumayacak olanları aday yaptırmayacak, seçmeyi bırakın, böyle birini aday dahi gösteremez. Bunun örneğini yaşadık mı? 2014'te yaşadık. Cumhurbaşkanı seçimi oldu, bütün partiler, AK Parti'den de başka partilerden de oy alacağını düşündüğü ortak aday koydular. Toplumla daha iyi buluşur, her çevreden oy alır diye. Niye laikçi birini, her gün Türkiye'ye, Türk milletine hakaret eden çevrelerden birini getirip koymadılar?" 

Yeni sistemde bütün farklılıkların daha büyük teminat altına alınacağını ifade eden Bozdağ, kutuplaşmaların ortadan kaldırılacağını belirtti.

Bozdağ, Türkiye'yi yönetmeye talip olan herkesin bütün farklılıklara saygı duymak zorunda olacağına işaret etti.

Türk milleti tarafından yeni sistemin kabul göreceğine inandığını vurgulayan Bozdağ, 16 Nisan'da Türkiye'de yeni bir dönemin halk tarafından temelinin atılacağını dile getirdi.

 "Bakanlar daha çok halkın arasında olacak"

"Milletvekilleri yasa yapan teknik adamlara mı dönecek?" şeklindeki bir soru üzerine Bozdağ, bakanların Meclis dışından olması nedeniyle "Bakanların halktan kopuk olacağı" yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çekti.

Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bundan sonra Meclis faaliyetine katılmayacağı için bakanların tamamı daha çok halkın arasında olacak. Vatandaşların ihtiyacını yerinde görecek, yerinde çözümler üretecektir. Hızlı kararlar alarak bunları hayata geçirecektir. Milletvekilleri, cumhurbaşkanı ve bakanlar partili olduğu için aynı ilişkilerini koruyacaktır. Sistemin Türk yapısı olmasının bir gereği bu. Milletvekillerinden birisi, bakan olduğunda vekilliği düşecektir. Milletvekillerimiz kendi illerindeki yatırımları bugüne kadar nasıl takip ediyorsa, bundan sonra aynı şekilde takip edecektir. Onlardan daha fazla bütün bakanlar takip edecektir." 

"Büyük bir algı operasyonu yapılıyor"

"Kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılma şartlarının değiştirilmesine" ilişkin bir soru üzerine Bozdağ, "Af yapılmış" algısının oluşturulmaya çalışıldığını belirtti.

"Burada bir af yok." diyen Bozdağ, kapalı cezaevinden açık cezaevine ayrılma şartlarında bazı iyileştirmeler yapıldığını dile getirdi.

Adalet Bakanı Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar açık cezaevini istismar eden kişiler oldu mu, oldu. Bunların sayısı da çok az. Bir defa istismar ettiği an açık cezaevine çıkma hakkını kaybediyor. Tekrar kapalı cezaevine konulmuş oluyor. Yapılan şey budur. Cezaevlerinde disiplin cezası alıyor kişiler, disiplin cezası aldığı için açık cezaevine ayrılma hakkını belirli bir süre kaybediyor. Diyelim ki üç defa hücre cezası alan kişi, bir yıl bekledikten sonra açık cezaevine gidiyor. Orada, cezaevi içindeki kurallara uymadığı için o cezayı alıyor. Şimdi beş defa ceza alırsa birisi, biz onu bir yıl bekletelim öyle yapalım. Yani üç defa alanlarla ilgili açık cezaevine ayrılma imkanı getirmiş oluyoruz. Yoksa cezalarda indirim yapılması söz konusu değil. Terör, cinsel saldırı, taciz, istismar bunun kapsamında değil. Büyük bir algı operasyonu bunun üzerinden yapılıyor."


Yorumlar