Van'da tecavüz edilip öldürülen 38 günlük bebeğin annesinin yaptıkları dehşete düşürdü!
Van'da, 2017 yılında, sevgilisinin 38 günlük erkek bebeğine cinsel istismarda bulunup öldüren Ferdi Arat'ı ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıl, bebeğin annesi Pınar Tatar'ı ağırlaştırılmış ömür boyu ve arkadaşları Yılmaz Güzel'i de 15 yıl hapis cezalarına çarptıran mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı
Abone olDHA'nın haberine göre Van 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, geçen yıl, 38 günlük erkek bebeğin istismar edilip öldürülmesiyle ilgili davada, bebeğin annesi Pınar Tatar'ı ağırlaştırılmış ömür boyu, sevgilisi Ferdi Arat'ı ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıl, arkadaşları Yılmaz Güzel ise bebeği öldürmeye yardım ettiği gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. 39 sayfalık kararda, bebeğin annesi Pınar Tatar ve sevgilisi Ferdi Arat'ın birlikte yaşadıkları, sanık Yılmaz Güzel'in tahsis ettiği dairede kaldıkları, olayların da bu evde yaşandığı ifade edildi.
Mahkeme, Tatar'ın bebeğin annesi olmasına rağmen, olayın adli makamlara yansımasına ve delillerin ortaya çıkarılmasına engel olup, delilleri ortadan kaldırmaya çalıştığını belirtti. Mahkeme, davayı takip etmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Van İl Müdürlüğü görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına da karar verdi. Avukat Mahmut Çiftçi, kararın tarihi olduğunu söyledi.
ÇOCUĞUNU ÖLDÜREN SEVGİLİSİNİ KORUMAYA
ÇALIŞTI
Sanıkların birbirlerini korumak için gerçeğe aykırı ifadeler
verdiği belirtilen kararda, bebekte meydana gelen kafa travmasına
bağlı yaralanmanın, sert cisimle vurmak veya sert bir cisme
çarpmayla oluşabileceğinin tartışmasız olduğu vurgulandı. Pınar
Tatar'ın çocuğunu öldüren Ferdi Arat'ı korumaya ve olayı gizlemeye
çalıştığı ifade edilen kararda, annenin kendi çocuğunun ölümü ile
ilgili delillerin ortaya çıkarılmasını eylemli olarak engellemeye
çalıştığı ve sanıkların birbirlerini korumak için verdikleri
ifadelere itibar edilmediği kaydedildi.
DELİLLERİ KARARTMAK İÇİN ÖNEMLİ ÇABALAR
GÖSTERDİLER
Ferdi Arat'ın maktul bebeği darp ederek, kafa travmasına bağlı
beyin kanamasına neden olduğunu kaydeden mahkeme, sanıkların
olaydan sonra delilleri karartmaya yönelik önemli çabalar
gösterdiğine dikkat çekti. Bebeğin kafatasındaki parçalı kemik
kırığının ağırlığı dikkate alındığında Ferdi Arat'ın katil kastıyla
hareket ettiğini belirten mahkeme, sanığın bebeğe cinsel istismarda
bulunduğunun da bilimsel raporlarla kanıtlandığını kaydetti.
Mahkeme, birbirlerini koruyan sanıkların, olayın adli makamlara
intikali anına kadar, suçun ortaya çıkmasını engelleyecek ifade ve
davranışlarda bulunduklarını vurguladı. Kararda, Pınar Tatar'ın
cinsel istismara ilişkin çelişkili ifadelerinde de sevgilisi olan
Ferdi Arat'ı korumaya ve suçun açığa çıkmasını engellemeye
çalıştığı ifade edildi.
CANAVARCA HİSLE İŞLENDİ
Bebeğin cinsel istismar ve öldürme eylemlerine maruz kaldığını
kaydeden mahkeme, bebeğe karşı sanığı öldürme eylemine yöneltecek
herhangi bir nedenden söz etmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Ferdi Arat'ın eylemini canavarca hisle işlediğini belirten mahkeme,
üst sınırdan ceza verildiğini kaydetti. Pınar Tatar'ın delillerin
ortaya çıkarılmasını eylemli olarak engellemeye çalıştığı ve Ferdi
Arat ile birlikte delilleri ortadan kaldırmaya çalıştığı belirtilen
kararda, "Pınar Tatar, henüz 40 gününü doldurmayan bebeğin annesi
olmasına rağmen, suçun adli makamlara yansıması ve delillerin
ortaya çıkarılmasına eylemli olarak engel oldu" denildi.
BAKANLIK GÖREVLİLERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Ankara, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, Trabzon, Van ve İzmir
Barolarının davaya katılma talebinde bulundukları belirtilen
kararda, suçun failleri arasında bebeğin annesinin de bulunduğu
belirtildi. Kararda, en temel insan haklarından olan hayat hakkı ve
vücut bütünlüğünün korunması değerleri saldırıya uğrayan maktul
bebeğin haklarının korunması, insan haklarını savunmak, korumak ve
işlerliğini sağlamak bağlamında, baroların davaya kabullerine karar
verildiği kaydedildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na
davetiye çıkarıldığı ve davaya katılmalarına karar verildiği
belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Eylemin mahiyeti ve toplumda yaratacağı infial nazara alındığında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Van İl Müdürlüğü görevlilerinin yargılamayı takip etmemesi nedeniyle haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir. Cezaevinden doğum yapmak üzere izin alan sanık Pınar Tatar'ı izleme, gözetleme ve maktul bebeği korumakla görevlendirilen kamu görevlilerinin bulunup bulunmadığı, varsa görevlerini ihmal edip etmediği konusunda suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir."
'TARİHİ VE EMSAL NİTELİKTE KARAR'
Davayı takip eden ve katılma talepleri kabul edilen Diyarbakır
Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden Avukat Mahmut Çiftçi, olayın çok
vahim olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bu dosyalarda baroların katılımının önemli olduğunu düşünüyoruz. Zaten mahkeme, gerekçesinde bunu özellikle belirtmiş. Bizim açımızdan çok olumlu bir gerekçeydi. Çocuğun 38 günlük oluşu, annenin sanık oluşu ve çocuğun haklarını savunacak kimsenin olmayışı, bizim de ısrarla belirttiğimiz avukatlık kanunundan kaynaklanan görevlerimiz ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan sorumluluklarımız nedeniyle katılma talebimiz kabul edildi. Çok olumlu bir karardı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndaki sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Talebimiz, sanıkların sadece cezalandırılması değil, devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmesi konusundaki eksikliğin de giderilmesiydi. Bu konuda da mahkeme olumlu bir karar verdi. Anne uyuşturucu kullandığı için cezaevine giriyor ve doğum yapmak için cezaevinden çıkıyor. Uyuşturucu bağımlısı annenin çocuğunu takip etmesi gereken görevliler var. Mahkeme bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu. Bakanlık, müdahil olmasına rağmen davayı takip etmedi. Bu nedenle sorumlular hakkında ikinci bir suç duyurusunda bulunuldu. Bu dosya bizim için çok önemli, tarihi bir dosyaydı. Mahkemeye heyetine teşekkür etmek isteriz. Emsal nitelikte bir karar oldu. Mahkemeler katılma talebimizi dar yorumluyordu. Van 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, hakikaten bunu olması gerektiği gibi yorumlayıp, katılma talebimizi kabul etti."