100 Dilde Özür Dilerim

Google’a Özür Dilerim yazdığımda “100 tane özür dilerim yazısı kopyala” diyen bir seçenekle karşılaşmayı beklemiyordum. 100 Dilde Özür dilerim de bir başka öneri.. Herhangi bir konu hakkında yazmaya başladığımda ya da bitirdiğimde mutlaka arama motorunda aratır ve çoğunlukla beni şaşırtan bir kaç şeyle karşılaşırım. Bu sefer yazımı bitirdikten sonra arattım ve bu da daha çok şaşırmama neden oldu çünkü gerçek bir özrün içine kopyalanıp yapıştırılan bir özrün samimiyetsizliğini derinden hissettim. Hem özür dilemenin, hem de bir özrü kabul etmenin tıpkı sağlıklı iletişimin dinamikleri olduğu gibi kendine ait kuralları var. Kalpten, samimi ve içtenlikle özür dilemek ve gönül huzuruyla bir özrü kabul edebilmek… 

“Özür dilerim” demek çoğu kişiye zor gelir. Çünkü insan incinebilir olmaktan kaçar. Reddedilmek felaketidir adeta. Kendi hatasını ortaya koymak ağır bir yük olur altında ezilir. Neden özür dilediğinin bile farkında olmadan zorlama bir cümle olur çıkıverir ağızdan kuru bir özür dilerim. İncinen taraf hisseder bu ezikliği ve bir an önce kurtarmak ister karşısındakini bu durumdan ve tamam canım dert değil, üzülme deyiverir. Bu diyalog birine yanlışlıkla çarptığınızda uygun düşer. Ancak birini ciddi şekilde incitecek bir davranış için özür dilemeniz gerektiğinde böylesi bir özür ilişkiye iyileştirici bir etki yapmak şöyle dursun zarar verir.  Hatta bazı ilişkilerinizde özür ve kabul döngüsü yapılan hata düzeltilmeden tekrara düştüğünde kurban, kurtarıcı, suçlayıcı üçgeninde dönüp durursunuz. Ne özür gerçek bir özürdür ne de özrü kabul ediş gerçektir. İyi huylu görünmek için altı doldurulmamış bir özrü kabul etsenizde ilişki kilitlenir ve kendini de sizi de tüketir. 

 Bir özrün etkili olması için ne gerekir?

 Bir özrün etkili kalpten ve içten bir özür olması için ne için özür dilendiği tam olarak tanımlanmalıdır. Özellikle çocuklarımıza karşı bir haksızlık yaptığımızda nerede kabahatli olduğumuzu ve ne hissettiğimizi kalpten hissederek, kurtarılmayı beklemeden özür dilemeliyiz. İncinen kişiye de kendi duygularını ve davranışın etkilerini ifade etmesi etmesi için fırsat vermeliyiz. Aslında bir ilişkiniz samimi bir şekilde sürdürülebilmesi için ne gerekiyorsa burada da o gerekir. Konuşabilmek…

İyi iletişim ve içinde olumlu duygular hissettiğimiz bir ilişki de her zaman süt liman olmak zorunda değildir. Hatalar yapabilir, tartışabilir hatta kavga edebiliriz. Kalpten özür dileyebilmek ve konuşabilmek uzun süren ilişkilerin ortak özelliğidir. John Gottman uzun yıllar çiftleri takip ettiği Seattle Sevgi laboratuarını mutlu evliliklerde ne olduğuna bakmak için kurmuştur. Gözlemlediği mutlu çiftlerin ortak özelliklerinden biri konuşabilmelidir. Konuşulmadan kalan incinmişlik ve kırgınlıklar ilişkiye zarar verir. Çoktan unuttuğunuzu sandığınız bu kırgınlıklar neden olduğunu bilemediğiniz görünmez bir duvara dönüşür. 

Tanımlamalardan uzak geçiştirircesine dilenen bir özür özür değildir. Kendinizi suçlayarak, lanetleyerek yaptığınız özürler kurban olduğunuz bir durum yaratır ve karşınızdakinde kurtarıcı rolünü üstelenmesiyle sonuçlanabilir ki; bu da gerçek bir kabul ediş değildir. 

Yeniden yeniden tekrarlanan hatalar zincirinden uzak durun. Davranışı tanımlayarak özrünüzü dileyin ve aynı hatayı yeniden yapmamanın yollarını arayın. 

 

 

Yorumlar